CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, Suriyelilere çalışma izni muafiyeti getiren yönetmeliğin iptali için Danıştay’a dava açtıklarını söyledi. Bakan, "Milyonlarca belki 10 milyona varan insan içinde geçici koruma altında, yasa dışı göçmenlerin sadece 329 bini yasal izin almış, diğerleri Türkiye'de kaçak olarak çalışıyor. Ama istediği zaman İçişleri Bakanlığı üzerinden ve Bakanlığın belirlediği kapsam ve sürelerde çalışma izni muafiyetine tabii. Bu Türkiye için büyük güvenlik riskidir" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, Suriyelilere çalışma izni muafiyeti getiren yönetmeliğin iptali için Danıştay’da açtığı davaya ilişkin CHP Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi.
Bakan şöyle konuştu:
"Dava konusu 05.10.2024 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanarak yürülüğe giren bir Uluslararası İş Gücü Kanunu uygulama yönettiğinde değişiklik yapan bir yönetmelik. Bu yönetmelikle uluslararası iş gücü kanununda uygulama yönetmeliğinde İçişleri Bakanlığı'na sistem üzerinden geçici koruma altında olanların tamamını onların belirlediği kapsam ve sürelerde çalışma izni muafiyeti veriliyor. Dolayısıyla biz bunun hukuka aykırı olduğunu düşünüyoruz. Şöyle ki Türkiye dediğiniz gibi yasa dışı göçün dünyadaki en önemli hedef ülkesi. Sadece Suriyeliler değil, dünyanın her yerinden yasa dışı göçmen Türkiye'ye geliyor. Bilhassa son dönemlerde ciddi bir Afgan yani Afganistan üzerinden gelen Pakistanlı, Bangladeşli, İranlı olmak üzere iki hafta önce bununla ilgili basın açıklaması yapmıştık yine Van sınırında ciddi şekilde Türkiye'ye girmeye devam ediyor. Göç İdaresi'nin verilerine göre 17.10.2024 tarihi itibarıyla 2016 yılından beri Türkiye'ye giren yasa dışı göçmen sayısı 2 milyon 800 bin. Bu geçici koruma altında olanlar buna dahil değil. Bunlar herhangi bir geçici koruması vesairesi olmadan Türkiye'ye girenler ve bunlar tespit edilebilenler, yakalananlar. Şöyle söyleyeyim; her gün en az 300 yüz ila 500 yüz civarında Afgan'ın geçtiğini ancak bunların 20 ile 30'unun yakalanabildiğini düşünürsek bu rakam bunun çok üzerinde olabilir. Yani yurt içinde yakalananları da dahil ettiğimizde bu 2 milyon 800 bin rakamının, yasa dışı göçmen rakamının bunun kat be kat üzerinde olduğunu düşünüyoruz. Yasa dışı göçmenler 2 milyon 800 bin, geçici koruma altında olanlar İçişleri Bakanlığı'nın açıkladığı rakam 2 milyon 938 bin. Biz bu rakamların da doğru olduğunu düşünmüyoruz. Çünkü Ali Yerlikaya'nın geçmişte yaptığı bir açıklama vardı adresleri de tespit edilemedi. 700 küsur bin kişi bunu 300 binin üzerindeki rakamın Avrupa'ya gittiğini söylemişti. Yani ikametinde bulunamayanları da Avrupa'ya gittiğini söylemişti. Yani ikametinde bulunamayanları da Avrupa'ya gittiğini varsayarak toplam rakamdan düşüyorlar. Dolayısıyla Türkiye'de geçici koruma altında olanların sayısı kısıtlanıyor. Olması gerekenin çok daha altında bir rakam kamuoyuyla paylaşılıyor.
"Çalışma izni verilmesi demek vatandaşlığa giden yol demek”
Bunun dışında da bir düzensiz göçmen, yasa dışı göçmen sorunumuz var. Bu açılan yeni yapılan yönetmelik düzenlemesiyle ne yapılıyor? Bu yönetmelik düzenlemesiyle bunların tamamına yasa dışı olarak kanunsuz olarak Türkiye'de çalışma izni veriliyor. Türkiye'de çalışma izni verilmesi demek vatandaşlığa giden yol demek. Yani geldi yasa dışı göçmen siz buna uluslararası koruma altına alabiliyorsunuz, ikamet izni verebiliyorsunuz ve geçici koruma altına alabiliyorsunuz. Tüm olanakları açıyorsunuz yasa dışı göçmenlere ki elimizde güvenli ülkeden gelenler yani hemen komşumuz İran'dan gelen vatandaşların geçici koruma altına alınmaması lazım. Ama yine Bakanlığın açıklamalarında İran'dan gelenlere de geçiş koruma verildiği, uluslararası koruma verildiği görülüyor. Afganlılar güvenli bir ülkeyi geçerek geldikleri için geçici koruma altına girememeleri gerekirken, onların ne uluslararası koruma altına alınması mümkün ne ikamet izin alması mümkün. Hatta Türkiye'ye girmesi mümkün değil. Çünkü güvenli bir ülkeyi geçerek geliyor uluslararası kanunlara göre. Bunlara da Türkiye'de hem uluslararası koruma, ikamet izni ve geçici koruma veriliyor. Bununla ilgili de elimizde istatistikler var. Dolayısıyla biz bu dava konusu işlemi Türkiye'yi ciddi bir ulusal güvenlik problemiyle karşı karşıya kalacak 2 milyon 800 bin yasa dışı göçmenin dolaylı olarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmasının önünü açacak İçişleri Bakanlığı'na sınırsız bir yetki veren sadece sistem üzerinden yetki veren bu yönetmeliği iptaliyle ilgili bugün dava açtık.
Şöyle ki; bu 6735 sayılı uluslararası iş gücü kanunu var. Bu kanunda bu yetki münhasıran Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na verilmiş. Kanun da zaten Bakanlık deyince Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı anlaşılıyor. Diyor ki; çalışma izi muafiyetinin Bakanlıkça resmi bir belge şeklinde düzenlenen ve geçerlilik süreci içinde yabancıya verilen Türkiye'de çalışma izni olmaksızın çalışma ikamet hakkı veren muafiyeti ifade edeceği diyor. Yani bu Bakanlıktan kasıt Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı. Kanunun diğer maddelerine baktığımızda da Dışişleri Bakanlığı'na yapılacak başvurular var 14'üncü maddede. Bu Türkiye'deki diplomatik ve konsüler temsilciliklerle ilgili. Bunlarda görevli yabancıların çalışma izni muhabbetiyle ilgili. Yine buradaki diplomatik kadro üyesi, konsolosluk memuru, idari ve teknik personelle ilgili de düzenleme var. Tüm bunların hepsiyle ilgili de başvuru Dışişleri Bakanlığı'na yapılır. Dışişleri Bakanlığı'nca uygun görülen başvurular Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na iletilir diyor. Yani her şekilde Türkiye'de çalışma izni muafiyetinin muhattap kurumu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı.
"Bugün HTŞ adına savaşan insanların birçoğunun Türkiye üzerinden geldiğini geçtiğini o bölgeye biliyoruz"
Peki uluslararası koruma altında olanlar için aynı şey geçerli mi? 17'nci maddede onu da tarif etmiş. Orada da İçişleri Bakanlığı'nın olumlu görüşüyle bakanlık yetkili. Serbest bölgede çalışacak. Yabancılar 18'nci maddede düzenlenmiş. Onun için de aynı şey geçerli. Ancak en son yapılan düzenlemeyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkili ve görevli olmasına rağmen tamamen baypas edilerek yalnızca İçişleri Bakanlığı'ndan olumlu görüş sistem üzerinden belirtilen süre ve kapsamda yaptığı İçişleri Bakanlığı'nın bildirimle çalışma izni muafiyeti alınabiliyor. Biz bunun Türkiye'nin ulusal güvenliği bakımından çok büyük risk olduğunu düşünüyoruz. Bununla ilgili bugün avukat arkadaşlarımız şu an Danıştay'da başvurularını yaptılar.
Bu yönetmeliğin iptali ile ilgili Türkiye'yi zaten bu göç kriziyle bu iktidar karşı karşıya bıraktı. Benim bunu çözme yeterliliği yok. Türkiye'ye giren kim olduğu bilinmeyen, kimliğini saklayan, kendi beyanına göre kendine kimlik yaratan, bunların uluslararası videolarda da çekilmiş yasa dışı göçle ilgili videolarda da kimliklerini gizleyerek Türkiye'ye girdikleri belli olan kişilerin terör örgütü üyesi mi terörist mi işte bugün HTŞ adına savaşan insanların birçoğunun Türkiye üzerinden geldiğini geçtiğini o bölgeye biliyoruz. Dolayısıyla kim olduğunu bilmediği milyonlarca insanın Türkiye'de önce ikamet izni, geçici koruma, uluslararası koruma ve sonrasında vatandaşlığa giden yolu İçişleri Bakanlığı üzerinden açabileceğini düşünüyoruz. Dolayısıyla böyle bir güvenlik riskine karşı da ülkemizin bekasını, ulusal güvenliğimizi korumak adına CHP olarak bugün böyle bir başvuruda bulunduk.
Bütün bu süreç hukuk dışıdır, yasa dışıdır. Türkiye'de yasa dışı göçü yasal hale getirmeye çalışılan adımlardır. Zaten çalışma izni muafiyeti veriyorsunuz ama bu muafiyetin de çalışma izni başvurusu yapan yabancı sayısı da bu söylediğim rakamlara baktığınızda 407 bin 481 bu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 2023 yılı çalışma izni istatisliği. Sadece çalışma izni alan sayısı 329 bin. Yani Türkiye'de belki sayısını bilemiyoruz bununla ilgili biliyorsunuz ilk defa kapalı nüfus sayımını isteyen partiyiz sokağa çıkma yasağıyla beraber. Bu milyonlarca belki 10 milyona varan insan içinde geçici koruma altında yasa dışı göçmen sadece 329 bini yasal izin almış diğerleri Türkiye'de kaçak olarak çalışıyor. Ama istediği zaman İçişleri Bakanlığı üzerinden ve Bakanlığın belirlediği kapsam ve sürelerde çalışma izni muafiyetine tabii. Bu Türkiye için büyük güvenlik riskidir. Bu bakımdan Danıştay'a bugün başvurumuzu yaptık."