Politika

CHP'li Kurun: Eğitimin niteliği bilinçli olarak düşürüldü

CHP'li Zahide Kurun, CHP İzmir İl Başkanlığı’nda yapılan açıklamada, “Devlet okulları, toplumun en yoksul ve çaresiz kesimlerinin çocuklarının AKP'nin eğitim politikalarına dolaysız maruz kaldığı mekanlara dönüşmüştür” ifadesini kullandı.

Abone Ol

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Kadın Kolları Başkanı Zahide Kurun, "Tüm kademelerde, tüm paydaşlar için eğitim her geçen gün daha kötüye gitmektedir. Okul öncesinden yükseköğretime kadar eğitimin niteliği bilinçli olarak düşürülmüştür" dedi.

CHP'li Kurun ve il yönetimi, yeni başlayan eğitim öğretim yılında yaşanan sorunlara ve çözüm önerilerine ilişkin açıklama yaptı. Kurun, CHP İzmir İl Başkanlığı’nda yapılan açıklamada, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin bu eğitim öğretim yılında uygulanmaya başlandığına dikkat çekti.

Nitelikli eğitimin ailesinin imkanları el veren çocukların erişebildiği bir imtiyaz haline geldiğini vurgulayan Kurun Kurun, “Devlet okulları, toplumun en yoksul ve çaresiz kesimlerinin çocuklarının AKP'nin eğitim politikalarına dolaysız maruz kaldığı mekanlara dönüşmüştür” ifadesini kullandı. 

Kurun'un açıklamaları şöyle:

“Bu yıl 1. 5. ve 9. sınıf öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz bir eğitim programı olmaktan öte iktidarın çağ dışı eğitim manifestosu olma niteliğini taşıyan, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile döneme başlıyorlar. İhtiyaç analizi ve pilot çalışması yapılmamış, hazırlanma ve onaylanma süreci katılımcı ve şeffaf yürütülmemiş, kaynakçası, bilimsel dayanakları ve yazarları belli olmayan, tüm uzmanların karşı çıkmasına rağmen onaylanan bu modele karşı Cumhuriyet Halk Partisi olarak idari işlemin iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle Danıştay’da dava açtık. Öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin vakti ve emeği AKP'nin siyasi hırsları nedeniyle daha fazla ziyan edilmeden bir an önce eski programlara dönüleceğini umuyoruz.

Hem öğretmenler hem de öğrenciler mağdur

Öğretmenlerimiz bir yandan AKP iktidarının eğitimde yarattığı tahribatla mücadele etmeye çalışırken, bir yandan da kendi haklarına yapılan bir saldırıyla karşı karşıyadır. Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi geçtiğimiz dönem meclise sunulmuş, partimizin milletvekillerinin gösterdiği başarılı muhalefet sonucunda görüşmeler ekim ayına ertelenmiştir. Teklif öğretmenlik mesleğini düzenleyecek nitelikte değildir; yalnızca atama bekleyen öğretmenleri elemek için hazırlanmıştır. Öğretmenlerin hakları tanımlanmamış, diğer eğitim çalışanlarıyla ilgili bir düzenleme yapılmamış, özel sektörde çalışan öğretmenlere yer verilmemiş, basamaklandırma sistemine çözüm sunulmamıştır. Amaç öğretmenlik mesleğinin itibarını yükseltmek, öğretmenlerimizin ve eğitim bileşenlerinin haklarını tanımlamak değil; öğretmenlerin diplomasını çalmaktır. Üstelik bu yıl okullarımız öğretmen ataması yapılmadan açılıyor. Danıştay’a açılan davayı bahane gösteren Bakanlık mülakat sonuçlarını açıklamayarak ve öğretmenlerin atamasını gerçekleştirmeyerek, yalnızca öğretmenleri değil, öğrencilerimizi de mağdur ediyor. Öğretmen açığı ücretli öğretmenlik adı altındaki emek sömürüsüyle kapatılmaya çalışılıyor. Öğrencilerimizin nitelikli eğitim hakkı ve öğretmenlerimizin özlük haklarının dışında okullarımızın durumu da ne yazık ki içler acısıdır.

"Çocuklarımız, hijyenden yoksun binalarda eğitim almak zorunda bırakıldı"

22 yıllık AKP iktidar çocuklarımıza okullarımızda bir öğün yemek veremediği gibi, bir bardak temiz içme suyu bile sağlayamamaktadır. Okullarımız çocuklarımız için güvenli ve sağlıklı yerler olmanın çok uzağındadır. Kamusal, parasız ve eşit eğitim bitirilmiş, devlet okulları ailelerden alınan katkı payları sayesinde ayakta kalmaya çalışan özel okullara dönüşmüştür. Devlet yalnızca okulun binasını sağlayan, öğretmen maaşlarını veren, elektrik, su ve yakacak masrafını karşılayan konumdadır. Temizlik ve güvenlik görevlisinin maaşından boya badanaya, çatı tamirinden sınıfların bakımına, kırtasiye malzemelerinin ve temel hijyen malzemelerinin alımına dek diğer tüm konularda okullar neredeyse özelleştirilmiş durumdadır. Ailelerin katkı payı veremediği, yoksul bölgelerdeki okullarımız ve çocuklarımız, güvensiz, sağlıksız ve hijyenden yoksun okul binalarında eğitim almak zorunda bırakılmıştır. AKP iktidarının eğitim sistemini getirdiği noktada, nitelikli eğitim her çocuk için bir hak olmak yerine ailesinin imkanları el veren çocukların erişebildiği bir imtiyaz haline gelmiştir.

"Atanmayan öğretmen sorunu bilinçli olarak yaratıldı"

AKP iktidarında eğitim piyasalaşmış, özel okullar AKP tarafından sistematik şekilde desteklenmiştir. Atanmayan öğretmen sorunu özel okullara ucuz iş gücü sağlamak için bilinçli olarak yaratılmıştır. Uygulanan sınav sistemlerinin, kamu okullarında yaşanan nitelik kaybının ye eğitimde dinselleşmenin sonucunda, çocuklarının nitelikli, bilimsel ve laik eğitim almasını isteyen veliler çareyi özel okullarda bulmuştur. Devlet okulları, toplumun en yoksul ve çaresiz kesimlerinin çocuklarının AKP'nin eğitim politikalarına dolaysız maruz kaldığı mekanlara dönüşmüştür."