Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Milletvekili Okan Konuralp, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda, Madımak ve Başbağlar katliamlarının yıl dönümleri olduğunu hatırlattı. Konuralp, “Bu ülkenin uzak ve yakın tarihinde var olan tüm acılara karşı hep birlikte ortak bir utanç duygusuyla bakmalıyız, bakabilmeliyiz" dedi.

AKP'nin muhalefetin verdiği araştırma önergelerini reddetme politikasını eleştiren Konuralp'ın açıklamalarında öne çıkan başlıklar şöyle:

“Sivas olaylarının 19'uncu yıl dönümünde dönemin MAZLUMDER İzmir Şubesi tarafından bir bildiri yayınlanmıştı. MAZLUMDER İzmir Şubesi yöneticileri bildirilerinde Alevi canlara karşı duydukları mahcubiyeti ifade ediyor ve Sivas'ta yaşanan katliamdan duydukları utancı çok açık bir şekilde dile getiriyorlardı. Sivas katliamıyla ilgili yargılama süreçlerinin bütün yönleriyle adil ve şeffaf biçimde yeniden ele alınması, olayların gerçek faillerinin ve olayları önlemede ihmali bulunan devlet görevlilerinin ortaya çıkarılması taleplerinin de vurgulandığı bildiri, hak ve adaletin hâkim olduğu bir dünyanın tesisi için ‘Gelin canlar, bir olalım’ çağrısıyla sona eriyordu. Bildiriyle ilgili olarak, örneğin Tanıl Bora ‘Sadece dindar kimliklerinin sorumluluğunu üstlenerek utandıklarını söylemeleri, özür dileme gereği duymaları istisnaidir’ der; bu istisnai durumun değerine, güzelliğine vurgu yapar."

Utanmak kötü bir şey değildir, kötü olan utanmamaktır”

"İstisnai ‘aykırı, ayrıksı’ anlamına geliyor. Toplumsal barışımızı sağlayacak olanın da bu türden istisnai çıkışlar, aykırılıklar, tavırlar, kararlılıklar ve kaybetmememiz gereken utanç duygusu olduğunu kabul etmeliyiz. Utanmak kötü bir şey değildir; kötü olan, utanmamaktır; kötü olan, utanma duygusunu kaybetmektir.

Dolayısıyla, bu ülkenin uzak ve yakın tarihinde var olan tüm acılara karşı hep birlikte ortak bir utanç duygusuyla bakmalıyız, bakabilmeliyiz; bu acıların sorumlusu her kim ise karşılarına hep birlikte dikilmeliyiz. Örneğin bu haftanın gündemi Sivas Madımak katliamı ve Başbağlar katliamı. Bir dipnot olarak, hepinize Ümit Kıvanç'ın Sivas katliamı hakkında yaptığı ‘Çok Kötü Bir Şey Oldu’ belgeselini izlemeyi öneriyorum. Evet, Sivas'ta çok kötü bir şey oldu. Evet, Başbağlar'da da çok kötü bir şey oldu. Her iki katliama da hep birlikte ortak bir duyguyla ve ortak bir utanmayla bakabilirdik. 2 Temmuzda Sivas Madımak katliamıyla ilgili önergelerimiz kabul görmedi. Bugün Başbağlar'la ilgili olarak ortak tavır sergilenebilirdi, olmadı; bundan uzak durdunuz."

"Cumartesi Annelerini yalnız bırakıyorsunuz"

"Bir başka örnek, sıklıkla AK Parti iktidarıyla birlikte vesayetin yıkıldığı, yepyeni bir Türkiye'nin inşa sürecinin başladığı iddiasında bulunuyorsunuz. Ancak AK Parti’nin olmadığı dönemin faili meçhullerinin, kayıplarının araştırılmasına, soruşturulmasına yönelik talepleri dahi kabul etmiyorsunuz. Cumartesi Annelerini Galatasaray Meydanı'nda yalnız bırakıyorsunuz."

“Hep birlikte utanalım diyoruz', kabul etmiyorsunuz"

"Bir başka örnek daha, Samet Özgül ve Ata Emre Akman'ın öldürülmelerinden hareketle ‘Motokuryelerin sorunlarını gelin hep birlikte araştıralım. Samet ve Ata Emre'nin ölümleri karşısında hep birlikte utanalım, mahcubiyet yaşayalım’ diyoruz, kabul etmiyorsunuz. ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak farklı olanların da dertleriyle dertlenen, kendi derdinden veya ikbalinden önce farklı olanların derdine eğilebilen, farklı olanların derdine de odaklanan bir anlayış inşa edelim’ diyoruz, uzak duruyorsunuz. ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak Türkiye'nin hiç olmazsa kimi temel sorunlarına birlikte bakalım’ diyoruz, kabul etmiyorsunuz. Oysaki Alevilerin haklarını koruyan Sünnileri, Türk olmayanların haklarını koruyan Türkleri, dindarların haklarını savunan laikleri, kadın haklarını savunan erkekleri, göçmenlerin, sığınmacıların, mültecilerin, azınlıkların hakkını savunan çoğunluk mensuplarını; farklı dinlerin ve inançların hakkını savunan Müslümanları çoğaltmazsak; işçilerin, emekçilerin hakkını savunanları çoğaltmazsak; emeklilerin ekonomik çaresizliğini, gençlerin işsizliğini, gelir dağılımındaki adaletsizliği kendine dert edinenleri çoğaltmazsak gemi esas o zaman batacak. Acı gerçek budur.”

“Bu tablo sizin eseriniz”

İmamoğlu’ndan iktidara: “Sonlarının geldiğini görüyorum” İmamoğlu’ndan iktidara: “Sonlarının geldiğini görüyorum”

Öte yandan, 2023 verilerine göre en zengin yüzde 5’lik grubun Türkiye’nin toplam servetinin yüzde 24,3’ünü aldığının altını çizen Konuralp, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bir nevi Türkiye'nin toplam servetinin dörtte 1'ine, 100 kişinin 5'i el koyuyor ve bu yüzde 5'lik grup gelir dağılımı eşitsizliğinden en ufak bir rahatsızlık dahi duymuyor. Mevcut siyasi iktidarın yani sizin, büyük sermaye transferlerini yoksul ve emekçilerin aleyhine sürdürmeye devam edileceğine o kadar eminler ki hiç istiflerini bozmuyorlar. Ucuz emek cennetine dönüşmüş olan ülkemizde dar gelirlinin ve emekçilerin sırtındaki vergi yükü artıyor, sistematik bir yoksullaşma kalıcılaşıyor fakat sizin umurunuzda değil. Bu tablo sizin eseriniz.”

Açık Radyo’nun yanındayız”

"Açık Radyo’nun yayın lisansının iptal edilmesine tepki gösteren Konuralp, “Aranızda pek çok milletvekilini dinlemekten büyük keyif aldığını bildiğim Açık Radyo'nun yayın lisansı RTÜK'ün dün aldığı kararla iptal noktasına geldi. Açık Radyo yıllardır bağımsız, özgür ve tarafsız yayıncılık ilkesiyle hareket eden bir kuruluş. Yayınlarını toplumdaki her türlü kin ve düşmanlığı yok etme anlayışıyla da sürdüren bir radyo. ‘Kainatın tüm seslerine, renklerine ve titreşimlerine Açık Radyo’ sloganıyla yayınlarını sürdüren Açık Radyo'nun yanındayız.”

Muhabir: Kağan Karacehennem