TBMM Genel Kurulu'nda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçeleri görüşmelerinde CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala ve CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, Sağlık Bakanlığı bütçesine ilişkin söz aldı.
Vekiller, konuşmalarında yenidoğan çetesi ve sağlık sistemiyle ile ilgili iktidarı eleştirdi.
"Henüz nefes almayı bile öğrenememiş bebekler, sağlık sisteminizin çürümüşlüğüne kurban edildi”
CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi konuşmasına şair Cahit Külebi'nin "Bir bebek ölüyor, Bir ana ölüyor, Bir ağıt kalıyor bize. Göğsümüzü çürüten bir is. Ve ellerimizde tutuşan bir ateş gibi" dizeleri ile başladı. Yenidoğan çetesi nedeniyle iktidarı eleştiren İlgezdi, "Henüz nefes almayı bile öğrenememiş bebekler, sağlık sisteminizin çürümüşlüğüne kurban edildi. Bu çürümüşlüğün sebebi AKP iktidarıdır" dedi.
İlgezdi, sağlık sisteminde yaşanan sorunlara değinerek, “Aslında burada yalnızca bir bütçe görüşmesi yapmıyoruz, aynı zamanda yurttaşlarımıza sağlıklı bir gelecek hakkı tanımaya dair en temel kararları alıyoruz.” dedi.
İlgezdi, sağlık alanındaki özelleştirmelere dikkat çekerek “'SSK ile Devlet hastanelerini birleştirdik' dediniz, sağlığı özelleştirdiniz. 'Özelleştirme iftira' dediniz, halkı özel hastanelerin insafına terk ettiniz.” İfadelerini kullandı.
“Sağlık sistemi bebekleri yaşatmayı beceremiyorsa çok güçsüz bir sağlık sistemidir”
CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, bütçeden koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılan payın azaldığına dikkati çekti.
Pala, konuşmasında bebek ölüm hızlarına da değinerek, şunları kaydetti:
"Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın performansı çok düşük. Bunu Plan ve Bütçede kanıtlarıyla ortaya koyduk ve elbette Bakanlık yetkilileri buna yanıt veremedi. Bir örnek: Bebek ölüm hızındaki artış; binde 9'lardan binde 10'lara çıktı. Sordum Bakanlığa: 'Bunu nasıl yorumluyorsunuz' diye. 'Deprem' dediler. 51 ilde bebek ölüm hızı arttı. 51 ilde mi oldu deprem? Soruyorum size. 11 ilde oldu. 11 ildeki depremde ölen bebekleri çıkartıp yaptığımız hesaplamalarda onları çıkardıktan sonra bile bir il dışındaki on ilin tamamında bebek ölüm hızında artış var. Eğer bir sağlık sistemi bebekleri yaşatmayı beceremiyorsa çok güçsüz bir sağlık sistemidir, bırakın erişkinlere sağlık hizmeti sunulmasını."
“Halkın sağlığına değil, rantın çıkarlarına hizmet eden bir düzeni konuşuyoruz”
İlgezdi, bütçede yandaşa kaynak verildiğini ve halka ödenek ayrılmadığını öne sürdü.
İlgezdi, "Bu bütçede ranta ve yandaşa kaynak var, halka ödenek yok. Rant demişken aklımıza hemen şehir hastaneleri geliyor. Adı şehir olduğu halde yerleri, şehir dışı olan hastaneler. 2025 yılı bütçesinde 204 milyar lirayı şehir hastanelerine gömmeyi planlamışsınız. Şehir hastanelerine ayrılan bir yıllık ödenekle 6 bin 718 adet Aile Sağlığı Merkezi yapılabilecekken, yapmıyorsunuz. Yine sağlığa değil, betona yatırım yapıyorsunuz" dedi.
"Sağlıkta Dönüşüm Programı 3Ç'yle anılıyor: Çürüme, çeteleşme ve çöküş"
Pala, konuşmasında Sağlıkta Dönüşüm Programına da değinerek şu ifadeleri kullandı;
"Sağlıkta Dönüşüm Programı 3Ç'yle anılıyor biliyorsunuz: Çürüme, çeteleşme ve çöküş. Bakın, bu çürüme öylesine bir noktaya geldi ki gerçekten artık 'sağlık' denince akıllara çeteler, yenidoğan çeteleri, Burdur'da ölenler, görüntüleme sistemindeki aksaklıklar ve çeteleşme karşımıza çıkıyor. Buradan Sayın Memişoğlu'na seslenmek isterim: Neden Araştırma Komisyonuna gelmediniz Sayın Bakan? Neden Bakan Yardımcılarını gönderiyorsunuz? Sizin gelmeniz yetmez, dönemin Bakanı Fahrettin Koca'nın ve hastanesinin ruhsatı iptal edilen eski Bakan Mehmet Müezzinoğlu'nun gelmesi lazım, hatta Recep Akdağ'ın gelmesi lazım. Neden biliyor musunuz? 2003 yılında Sağlıkta Dönüşüm Programı'nı açıklarken biz bu programın sağlığı ticarileştirdiğini, yalnızca sağlık sermayesine kaynak aktarmakla sınırlı kalmayacağını, aynı zamanda da kötü kullanıma açık olduğunu söylemiştik. O zaman Sayın Recep Akdağ literatüre de geçen sözleriyle kürek çeken değil, dümen tutan bir Sağlık Bakanlığı kuracaklarını ve çok sıkı denetleyeceklerini söylemişlerdi. Sizin tuttuğunuz dümen gerçekten bu mudur?"