CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunarak dün gerçekleşen kapalı oturuma ilişkin konuştu. Günaydın, şöyle devam etti:
"Erdoğan, İsrail'in Gazze'de ve Lübnan'da sergilediği saldırgan ve vahşi tutumun bölgeye yayılacağını ve yeni hedefin Türkiye olacağını söyledi. Gazze'ye ve Lübnan'a bombalar yağarken Cumhurbaşkanı'nın oralarla kaygılanmaktan daha öte kendi ülkesinin hedef haline getirildiğini söylemesi adeta tarihe geçilmesi gereken bir not olarak önümüze düştü. Böyle bir istihbaratınız varsa bize gösterin dedik. Milli Savunma Bakanı ve Dışişleri Bakanı dün Meclis'te bir saate yakın konuşma yaptılar. Şüphesiz 10 yıl boyunca bu tutanaklar açıklanmayacak. Biz dedik ki ne söylediğinizi değil ama ne söylemediğinizi kamuoyu ile paylaşacağız. Bugün Erdoğan diyor ki 'CHP Genel Başkanı'nın hemen kapalı oturumdan sonra açıklama yapması doğru olmamıştır, kendisinden olgunluk beklerdik' diyor. Söylemediklerinizi söyleyeceğiz demiştik ve bunu söylüyoruz. Sadece dün değil şimdi biz de söylüyoruz.
"Netanyahu'yu Türkiye'ye davet etmemiş miydin?"
Bize yıllarca dediniz ki, 'İsrail'in yayılmacılığının teolojik ve tarihi bir temeli vardır. Vaadedilmiş topraklar üzerinden politika yapan İsrail'in Başbakanı Netanyahu ile Eylül 2023'te New York'ta bizzat görüşmeyi sen yapmadın mı? Eğer Gazze saldırısı olmasaydı, Kasım 2023'te Netanyahu'yu Türkiye'ye davet etmemiş miydin? O zaman vadedilmiş topraklar projesi yoktu da İsrail'in sonradan mı çıktı bunlar. Dolayısıyla elle tutulur yanı yoktur bu işin.
"İki ayda ne değişti ki İsrail'in en büyük hedefi Türkiye haline geldi"
Bir başka husus, bu memleketin Cumhurbaşkanı aynı zamanda AKP Genel Başkanı. Daha iki ay evvel Rize'de AKP İl Başkanlığını ziyaret ettiğinde aynen şu cümleyi söylüyor, 'Biz nasıl Karabağ'a nasıl Libya'ya girdiysek bunun bir benzerini İsrail'e yaparız.' Bir Cumhurbaşkanı'nın dili midir bu dil, önce bunu bir söyleyelim. Ya sen iki ay evvel İsrail'e giriyordun. İki ayda ne değişti ki İsrail'in en büyük hedefi Türkiye haline geldi. Bunların elle tutulur bir tarafının olmadığını söyleyelim. Yerel seçimlerden başarısızlıkla çıkan, ekonomi de hiçbir ilerleme sağlayamayan, yurttaşını açlığa ve yoksulluğa mahkum bırakan AKP ve onun genel başkanının gündemi saptırma çabalarının bir parçası CHP olmayacak.
"Bir beka sorunu varsa adı da soyadı da sensin"
Açık kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre İsrail'in halen 270 muhalif savaş uçağı var. Bunların içerisinde F-35'ler var. Modifiye edilmiş F-16'lar var. Güçlü bir filo. Türkiye'nin elinde 220 savaş uçağı var. Son 22 filoya yalnızca 30 uçak katabildi. Türkiye'nin zafiyeti varsa bunun sorumlusu 22 yıllık şahsın hükümetidir. İlaveten söyleyelim. İsrail'in gök kubbesinden bahsediliyor. Türkiye'nin hava savunma sistemi ne durumda. Örneğin S-400'ler almıştın. S-400'ler 2 milyar dolar verilerek alınan hava savunma sistemleri hala ambalajın içerisinde. Bu memleketin bir beka sorunu varsa adı da soyadı da sensin."
"İsrail'le ticareti devam ediyor..."
Türkiye'nin İsrail ile ticaretinin devam ettiğini söyleyen Günaydın, şöyle konuştu:
"Tüm ticareti yasakladınız mı? Elimizde liste var. Bu liste İsrail ile ticaretin sonlandırıldığını gösteriyor. Hemen altında Filistin ile olan ticaret var. 1 Ocak- 30 Eylül tarihleri arasında Filistin'e yapılan çelik ihracatı yüzde 14 bin 678 artmış. Filistin'e yapılan çimento, cam ve toprak seramiği ihracatı yüzde 10 bin 66 artmış. Filistin'in toprak bütünlüğü belli. Yüzde 16 bin çelik, yüzde 10 bin artan çimento Filistin'e mi gidiyor yoksa Filistin üzerinden başka birine mi gidiyor. Bunu bütün dünya biliyor.
Türkiye'nin bir tek açığı vardır o da demokrasi açığıdır. İlk seçimde memleket bu demokrasi açığını kapatacaktır. Türkiye bölgenin tek ve en güçlü demokratik ülkesi olarak her türlü tehdidi hem sert gücüyle hem de yumuşak gücüyle yani onu yöneten demokrasiyle savuşturacak bir güçte olmaya devam edecektir."
"Siyasetteki çürümeyi gözler önüne seriyor"
Günaydın, basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Günaydın, "eski Gümrük ve Ticaret Bakan Bakan Yardımcısı, eski AKP milletvekili Fatih Metin'in özel kalem müdürü Yunus Emre Morkoç'un İstanbul Havalimanı VIP geçişinde 60 kilo kaçak altınla yakalanmasına" ilişkin soru üzerine şunları söyledi:
"Fatih Metin'in geçmişine baktığımızda nereden tecrübe kazandığını görüyoruz. 2011-2015 yılları arasında adı geçen kişi Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Bakan Yardımcısı olarak görev yapmış. Rezalete bakar mısınız? Peki bu kişinin 2015'te bitmiş mi? Bitmemiş. 2021-2022 yılları arasında da Tarım ve Orman Bakanlığı'nda Bakan Yardımcısı olarak görev yapmış. Ülkem adına utanç verici. Bu sadece memleketin kriminalize edilmesindeki siyasetin katkısını göstermesi açısından değil, aynı zamanda siyasetteki çürümeyi de gözlerimizin önüne açık bir şekilde sermesi açısından vahim bir olaydır."