Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 250 baz puan faiz indirmesiyle ilgili "Türkiye’nin ihtiyacı, faiz indirimleriyle yaratılmaya çalışılan suni rahatlama değil, gelir dağılımını adil bir şekilde düzenleyen, üretimi ve istihdamı artıran, halkın refahını önceleyen yapısal reformlardır" dedi. 

Konuya ilişkin yazılı açıklama yapan Genç, TCMB'nin politika faizini son iki ayda toplamda 500 baz puan indirerek yüzde 45 seviyesine çektiğini hatırlattı.

"Bu karar, ekonomi yönetiminin büyüme odaklı politikalarının sonuçlarını sorgulamayı zorunlu hale getiriyor" diyen Genç, şunları kaydetti:

"Ancak bu tür kararların kısa vadede piyasalara genişleme sinyali verse de uzun vadede halkın omuzlarına yüklediği ekonomik bedelin göz ardı edilemeyecek kadar büyük olduğu açıktır.

Türkiye, 526 milyar doları aşan dış borç stokuyla dünyanın en kırılgan ekonomilerinden biri haline gelmiştir. Bu borcun yaklaşık yarısı, yalnızca bir yıl içinde geri ödenmesi gereken kısa vadeli yükümlülüklerden oluşmaktadır. Dış borç faiz ödemeleri, 2024 yılında 22,2 milyar dolara ulaşarak rekor seviyeye yükselmiş, ülkemizi dış finansman bağımlılığı içinde bırakmıştır. Bugün yaşanan ekonomik sorunların temelinde, plansız borçlanma ve bu borçların maliyetini artıran irrasyonel faiz politikaları yatmaktadır.

'Aile Yılı' toplantısına DİSK ve KESK davet edilmedi 'Aile Yılı' toplantısına DİSK ve KESK davet edilmedi

TCMB’nin brüt rezervleri 160,4 milyar dolara yükselmiş gibi görünse de bu artışın büyük kısmı swap borçlanmalarıyla sağlanmıştır. Gerçek anlamda rezervler, dış borç ödeme kapasitesinin altında kalmaktadır. Ekonomiyi rahatlatacağı iddia edilen faiz indiriminin, vatandaşların borç yükünü ve ülkemizin dış finansmana bağımlılığını artırmaktan başka bir işe yaramadığı ortadadır.

"Bu ülkenin kaynakları halkın refahına hizmet etmek zorunda"

Bugün Türkiye’nin ihtiyacı, faiz indirimleriyle yaratılmaya çalışılan suni rahatlama değil, gelir dağılımını adil bir şekilde düzenleyen, üretimi ve istihdamı artıran, halkın refahını önceleyen yapısal reformlardır. Ancak bütçeden ayrılan kaynakların öncelikleri, vatandaşların ihtiyaçlarından ziyade, lüks harcamalar ve israfa yönlendirilmektedir.

Mevcut faiz politikaları; halkın alım gücünü artırmaktan uzak, enflasyonun yükünü artıran ve borç sarmalını derinleştiren bir ekonomi politikasının parçasıdır. Halkın gerçek ihtiyaçları göz ardı edilerek atılan bu adımlar, Türkiye’yi ekonomik açıdan daha büyük bir uçuruma sürüklemektedir. Bu ülkenin kaynakları, lüks harcamalar ve faiz lobilerine değil, halkın refahına hizmet etmek zorundadır."

Editör: Esin Özdemir