TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Ticaret Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçesi üzerindeki görüşmeler sürüyor. CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, komisyonda yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:
"İlk olarak, bakanlığın ticaret verilerine dair bazı tespitler yapmamız gerekiyor; Türkiye’nin ihracatı ekim ayında yüzde 3,6 oranında artarak 23,6 milyar dolara çıkmış, ithalat ise yerinde saymış durumda. Ancak, ihracattaki bu artışın reel bir büyüme olmadığını, yalnızca fiyat artışlarından kaynaklandığını görüyoruz. İhracat artıyor gibi gösteriliyor ama aslında üretimdeki verimlilik yerinde sayıyor. Öyle ki, dış ticaret açığı hala ciddi boyutlarda. Türkiye, son bir yılda 262,3 milyar dolarlık ihracat yapmış ama aynı dönemde 340 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirmiş. Bunun sonucunda 77,7 milyar dolarlık bir dış ticaret açığı oluşmuş durumda. Bu tablo, ekonominin yapısal sorunlarına dair acil bir müdahale ihtiyacını gösteriyor."
"Bakanlığınız, 2 Mayıs’ta İsrail ile ticareti sonlandırdığını iddia etse de açık kaynaklar tam tersini söylüyor"
Türkiye'nin İsrail ile ticari ilişkilerine devam ettiğini de dile getiren Genç, sözlerini şöyle sürdürdü;
"Bakanlığınız, 2 Mayıs’ta İsrail ile ticareti sonlandırdığını iddia etse de açık kaynaklar tam tersini söylüyor. İsrail’in en köklü lojistik firması olan ZIM Logistics’e ait gemiler, Türkiye’nin limanlarına gelmeye devam ediyor. İstanbul Ambarlı, Kocaeli Derince ve Mersin limanlarına demirleyen, İsrail’e mühimmat taşıyan bu gemileri limanlarımıza sokmamak için neden en ufak bir çaba gösterilmiyor?"
"Ruhsar Pekcan skandalı, yolsuzluğun nasıl sistematik hale getirildiğinin en açık örneği"
Eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan skandalının yolsuzluğun sistematik bir hale getirildiğinin açık bir örneği olduğunu söyleyen Genç, şunları kaydetti;
"Sayın Pekcan’ın, bakanlığı döneminde kendi şirketinden, Ticaret Bakanlığı’na fahiş fiyatla dezenfektan sattığı ortaya çıkmıştı. Beş litrelik dezenfektanı piyasada 100 TL’ye satarken, bakanlığa tam 175 TL’ye sattı. Bu yetmezmiş gibi, dezenfektan alımları için 9 milyon TL’ye varan ödemeler yapıldı. Üstelik, bu skandal ortaya çıktığında hükümet yalnızca bir görevden alma ile meseleyi kapatmaya çalıştı. Oysa burada açıkça bir kamu zararı ve yetkiyi kötüye kullanım söz konusu. Sizlere sormak isterim, halkımızdan topladığınız vergilerle oluşturduğunuz bütçenin bu şekilde kullanılmasına nasıl göz yumulur? Bu olay üzerinden tam iki yıl geçmiş olmasına rağmen, hala Ruhsar Pekcan hakkında bir soruşturma açılmadı, herhangi bir hukuki işlem başlatılmadı. Kendi bakanlığına mal satan, bunu fahiş fiyatlarla yapan, devletin imkanlarını kendi şirketi için kullanan bir bakana dair soruşturma açmaktan neden imtina ediliyor?"