Güncel

CHP'li Çelik: "31 Mart bizim için Demokratik Türkiye'nin başlangıcıdır"

Bir panelde konuşan Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik “31 Mart bizim için bir sonuç değildir. 31 Mart bizim için bir başlangıçtır. Demokratik Türkiye'nin başlangıcıdır” dedi. 11. yıldönümünde Gezi'de hayatını kaybedenleri de anan Çelik, "Gezi tutsakları için hep birlikte hem bağımsız bir yargıyı oluşturmak hem de bu topraklara gerçekten adaleti getirmek sorumluluklarımız var" dedi.

Abone Ol

SODEV, TÜSES ve FES'in ortak düzenlediği “31 Mart sonrası yerel yönetimler” panelinde konuşan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, panelde Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney, SPD Federal Meclis üyesi Nezahat Baradari de konuşmacı oldu. 31 Mart yerel seçimleri sonrasında tehdit ve fırsatların değerlendirildiği panelin moderatörlüğünü ise, Ertan Aksoy yaptı. Açılış konuşmasını SODEV Başkanı Rasim Şişman’ın gerçekleştirdiği panelde Çelik, 31 Mart seçimlerine ilişkin aday belirleme sürecinden, sandık güvenliğine kadar birçok başlıkta deneyimlerini paylaştı.

Çelik, şunları söyledi:

“Gezi'nin 11. yıl dönümü. Gezi'de yitirdiklerimizi anıyorum ve tabii Gezi tutsakları için hep birlikte hem bağımsız bir yargıyı oluşturmak hem de bu topraklara gerçekten adaleti getirmek, hukuku getirmek gibi çok önemli görev ve sorumluluklarımız var. Gezi'de yitirdiklerimizi anarken Gezi tutsaklarının da özgürlüklerine kavuşması için hep birlikte kararlılıkla mücadele edeceğimizin altını çizmek isterim. Bu umudun azaldığı noktada tabii ki dar zamanda önemli işler yaptık. Bu 2023 seçimlerinin üzerinden toplam bugün on 10-12 ay gibi bir zaman geçti. Ancak biz altı ay önce bir biçimiyle sürece başladık. Altı ay önce kongrelerimizi gerçekleştirdik. İstanbul Kongresi, kurultay ve partinin bir değişim süreci, bu başarının önemli adımlarından biri. Seçim sonuçları değerlendirilirken bazen parti içi toplantılarda konjonktürün etkisi ya da ekonomik koşullar denebiliyor. Doğru. Kesinlikle konjonktürün etkisi önemli. İçinde bulunduğumuz ekonomik koşullar 2023’te Türkiye ekonomisi buna benzer bir durumdaydı aslında. Depremdeki duygular daha çok tazeydi, salgındaki duygular tazeliğini koruyordu. Ama 2023 seçimlerinde bir sonucu alamamış olduk. Aslında 2024 seçimlerinde sonuç almanın önemli adımlarından bir tanesi Cumhuriyet Halk Partisi'nin bir değişimi kendi içerisinde demokratik yöntemlerle gerçekleştirebilmesiydi. Bu önemli bir şeydi. Gençlerin ve kadınların öncelendiği bir kurultay gerçekleştirdik. Kurultayımız da Parti Meclisimizin yaş ortalaması 42. İstanbul'dan bizim önerdiğimiz 26 yaşında, 27 yaşında, 30 yaşında genç kadın arkadaşlarımız var. Yani Cumhuriyet Halk Partisi'nin Türkiye'deki politikalarına karar verecek altmış kişilik kurulun yaş ortalaması 42. MYK'mızda önemli sayıda kadın arkadaşımız var.

“İlçelerde masalar kurduk, meclis üyesi adaylarını dinledik. İlde masalar kurduk, meclis üyesi adaylarını dinledik ve buna göre önerilerimizi Ankara'ya gerçekleştirdik ve günün sonunda adaylarla ilgili şunu ifade edebilirim: 2019 ile 2024 arası İstanbul'da hiç kadın belediye başkanı yoktu. Bugün İstanbul'da üç kadın belediye başkanı var. İstanbul'da belediye başkanlarının yaş ortalaması yüksekti. Çok deneyimli belediye başkanlarımız var. Tuzla'da Eren Ali Bingöl 31 yaşında. Avcılar'da Utku Caner Çaykara 32 yaşında. Hakan Bahçetepe 35 yaşında. Kartal'daki arkadaşımız 37 yaşında. Gençlere ve kadınlara fırsat verdiğinizde toplum da size şans verebiliyor.”

“Kampanya sürecinde ilçe belediye başkan adaylarımızla gerçekten çok etkili kampanyalar yürüttüler. Milletvekillerimiz, parti meclis üyelerimiz, ilçe başkanlarımız ve örgütümüz çok büyük bir mücadele verdi” ifadelerini kullanan Çelik, sandık güvenliği konusunda eksiksiz bir çalışma yaptıklarını belirterek şunları söyledi:

“Sandık güvenliğiyle ilgili ciddi krizlerimiz vardı. İlçe başkanlarımızla, il yöneticilerimizle iğneyle kuyu kazar gibi bu süreci tamamladık. Seçim günü sabah ilk defa genel merkezin bilişim sorumlusunun deyimiyle söylüyorum: İstanbul'un 33.227 sandığında dijital yoklamayı eksiksiz bir biçimde gerçekleştirdik. Ve aslında daha açılmaya başlandığında sonucu kendi bilişim sorumlularımızla ve sandık görevlilerimizle biliyorduk.

Bir tanesini örnek vereyim. Eyüpsultan'ın nüfusu 400 bin. Eyüpsultan personel sayısı şu anda üç bin altı yüz kişi. Yani üç bin iki yüz civarında kadrolu personeli var ama yanındaki beş yüz bin nüfuslu Gaziosmanpaşa'nın çalışan sayısı bin altı yüz kişi örneğin. Yani bazı alanları siyaseten gerçekten yönetilemez hale getirmişler. Mesela Eyüpsultan Belediyesi'nin şu anda bugün itibariyle ödenmesi gereken borcu 2.2 milyar. 2024 sonuna kadar ödemesi gereken rakam 1.9 milyar. Yani 2024’te Eyüpsultan Belediyesi'nin dört milyar bir bütçeye ihtiyacı var. Ama İller Bankası’ndan gelen gelir maaşlarının dörtte birini bile ödeyemiyor ne yazık ki. Birtakım engellemelerle de tabii büyükşehir açısından bu dönem bakanlıklar eliyle karşı karşıya geleceğiz. Merkezi yönetimin birtakım uygulamaları bizim için tehdit oluşturabilir. Ama tasarruf tedbirleri meselesi biraz da belediyelerin elini kolunu bağlamak için aslında kendilerinden değil de yerel yönetimlerin etkili hizmet üretmesini engelleyecek bir biçimde karşımıza çıkabilir."

Çelik, “Bir süreci organize etmeye gayret edeceğiz ama temel motivasyonumuz şudur. 31 Mart bizim için bir sonuç değildir. 31 Mart bizim için bir başlangıçtır” dedi ve sözlerini şu cümlelerle tamamladı:

“Demokratik Türkiye'nin başlangıcıdır. Buna ihtiyacımız var. Türkiye'nin çok ağır sorunları var. Demokratik Türkiye mücadelesini de hep birlikte güçlü bir biçimde vereceğiz. Aslında 2017’de referandumdan bu yana bir arada durmayı başarabilmiş Gezi'de birlikte mücadele etmeyi başarabilmiş bütün siyasi partilerin, bütün demokratik kitle örgütlerinin, sendikaların, sivil toplum kuruluşlarının birlikte mücadelesiydi. Demokratik bir Türkiye mücadelesini de belki bir erken seçimde, belki 2028’de yine hep birlikte vereceğiz."