TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2025 yılı bütçesi üzerindeki görüşmeler devam ediyor.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi ve CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, şunları söyledi:

"Emeklilikte yaşa takılanlarla alakalı bir kanuni düzenleme yapıldı. 2020 yılında 12 milyon 400 bin olan emekli sayısı EYT düzenlemesiyle birlikte yüzde 25'lik bir artışla 15 milyon 236 bin kişiye çıktı. Daha sonrasında, EYT'liler, başta Bilal Erdoğan olmak üzere iktidar temsilcileri tarafından ekonomik krizin sebebi olarak gösterildiler. Ne demişti Bilal Erdoğan? 'EYT büyük bir felakettir, kandırıldık' demişti. Gerçekten de EYT, EYT'liler büyük bir felaket midir? Gerçekten de kandırıldınız mı? Emekli sayısı düzenlemeyle 2020 yılına göre yüzde 25 arttı. Peki, emekli aylık ödemelerinin de milli gelire oranı ne oldu? Normalde olması gereken artması lazımdı. 2020 yılında yüzde 6,8 olan yani emekli aylık ödemelerinin milli gelirdeki payı yüzde 6,8'ken 2020'de, 2023'te EYT düzenlemesinden sonra emekli sayısı artmış olmasına rağmen yüzde 5,3'e düşmüş; AB ortalaması yüzde 13, dünya ortalaması yüzde 7,9.

"Emekli sayısı arttığı halde, emeklilerin milli gelirden aldığı payı düşürüyorsunuz"

Emekli sayısı yüzde 25 arttı; peki, bütçeden SGK'ye transferlerde herhangi bir artış var mı? Normalde olması lazım. 2020 yılında yüzde 4,93'müş bu transferlerin milli gelirdeki payı, 2023'te 3,23'e düşmüş, 2024 tahmini 3,4; 2025 tahmini 3,5; azalmış. Prim gelirlerinin ödemeleri karşılama oranında da düzelme var, yüzde 67'den yüzde 77,4'e çıkmış. EYT bir felaket değilmiş, rakamlar bize bunu söylüyor. Peki, kandırıldınız mı? Vallahi, bu sefer kandırılmadınız ancak milyonlarca insanı kandırıyorsunuz. EYT'yi krizin bir sebebi olarak gösteriyorsunuz, yük olarak gösteriyorsunuz oysa emekli sayısı arttığı halde, emeklilerin milli gelirden aldığı payı düşürüyorsunuz. Burada milleti kandıran sizlersiniz; milyonlarca emekliyi açlık sınırının çok altında sefalet ücretleriyle yaşamak zorunda bırakıyorsunuz, felaket olan sizsiniz. Türkiye 2022 yılında Avrupa'nın en düşük emekli maaşını veren 2'nci ülke oysa 2012 yılında aynı araştırmada en düşük 10'uncu ülke konumundaydık yani 8 puanlık bir bozulma var yani Avrupa'daki en düşük emekli maaşını ver ülkelerden bir tanesiyiz. Altınla hesap yaptığımız zaman kızıyorsunuz. İsmail Bey kızıyor, ben asgari ücretle bir mukayese yapacağım size.

"Kök maaşı 12 bin 500 lira altında olan kaç emekli vardır"

2003 yılında 4/A emeklisi yani en düşük SGK emeklisi 2003 yılında asgari ücretten yüzde 50 daha fazla alıyordu. Yıl 2024, bugün asgari ücretin ancak yüzde 80'ini alıyor en düşük 4/A emeklisi. 2003 yılında 4/B BAĞ-KUR emeklisinin en düşük emekli maaşı asgari ücretten yüzde 10 fazlaydı, bugün ancak yüzde 73'ünü alabiliyor; yıllar içerisindeki erime. 4/C yani memur emeklisi; en düşük memur emeklisi 2003 yılında 2 tane asgari ücret alıyormuş, bugün ancak 1 tane asgari ücret alıyor. Sayın Bakan şunu demişti: 'Türkiye'de sadece 12 bin 500 lira alan emekliler yok, yanlış algı var oysa 50, 60, 70, 80 bin lira alan emekliler var.' Biz de soruyoruz: Kök maaşı 12 bin 500 lira altında olan kaç emekli vardır? Emekli aylığı 50-59, 60-69, 70-79 ve 80 bin lira üzeri olan Türkiye'de kaç kişi vardır 15 milyon emekli içerisinde? 4/A, 4/B, 4/C ortalama emekli maaşları nedir? Daha önce bunları açık veri olarak veriyordunuz, son yıllarda vermiyorsunuz, bunu sizden istiyoruz. 

"SGK'nın toplam alacağı ne kadardır"

Sayın Bakan, 31 Mart seçimlerinden sonra 'Belediyelerin borçları 96 milyara ulaşmış' dediniz ve tahsilat için kolları sıvadınız. Oysa belediyelerin SGK'ye olan burcu Sayıştay’da 2019, 2020, 2021, neredeyse bütün Sayıştay raporlarında bulgu olarak bulunmaktaydı ama nedense sizin aklınıza 31 Mart seçimlerinden sonra belediyeler geldi. Benim bildiğim kadarıyla başka kamu kurumlarının da SGK'ye borçları var, bunları açıklar mısınız? Başka kamu kurumlarında borcu olan varsa oranları nedir? Sayıştay raporlarında vardı. Bir de bizim hesabımıza göre 750 milyarın üzerinde alacağınız var yani toplam alacağınızın yüzde 12-13'ü belediyelerden kaynaklı. Peki, toplam alacağınız ne kadardır? Bu rakam doğru mu? Daha mı fazla? O konuda bilgi almak istiyoruz sizden.

"Belediyelere gelince birden bire aslan kesiliyorsunuz. SGK'ye borcu olan mükellef sayısı ne kadardır"

2016-2022 yılları arasında -Sayıştay raporundan okuyorum size- 112 milyar lira alacağınız için icra süreci başlatılmış ancak bunların 43 milyar lirası tahsil edilebilmiş. Yani yedi yılda tahsilat oranınız yüzde 38. 2016-2017, aynı süreçte 758 bin 168 menkul malla ilgili haciz işlemi başlatılmış, satış 12 bin 264; 450 bin gayrimenkul için haciz başlatılmış, bin 149 satış; bunun sebebi ne? Alacağınızı takip etmiyorsunuz, Sayıştay bunu size söylüyor, tahsili yeteneğiniz yok ama söz konusu kamu hizmeti veren -özellikle deprem zamanında, pandemi zamanında bu belediyeler hakikaten de önemli bir kamu görevi yüklendi- belediyelere gelince birden bire aslan kesiliyorsunuz. SGK'ye borcu olan mükellef sayısı ne kadardır? 1 milyon ve üzeri borcu bulunan mükellef sayısı nedir ve bunların tutarı nedir? 

"Türkiye'nin her yerinde on binlerce işçi anayasal hakkını kullandığı için işten çıkartılıyor, Bakanlığınız hiçbir şey yapmıyor"

Elimde bir baret var, madenci bareti bu. Bunun üzerinde 'Keşke 302'ncisi olsaydım' yazıyor. Bu baretin sahibi, 301 madenciye mezar olan o Soma'daki katliamdan kurtulan birisi. Aradan yıllar geçmiş, on yıl geçmiş, Fernas diye bir şirkette çalışıyor ve anayasal hakkı olan sendikalı olduğu için işten çıkartılıyor. 53 gün boyunca eylem geliştiriyorlar, yürüyerek Ankara'ya geliyorlar, Ankara'da parklarda kalıyorlar, çadırlarda kalıyorlar, gözaltına alınıyorlar ve bu süre sonrasında baretine şunu yazıyor yani öyle bir muameleye maruz kaldı ki 'Keşke ben de o madende 301 madenciyle beraber ölseydim de bugünleri görmeseydim, 302'nci olsaydım' diyor. Bu insanlar anayasal haklarını kullandılar. Anayasa 51. madde 'Çalışanlar izin almaksızın sendika kurabilirler, üye olabilirler, örgütlenebilirler.' Buna engel olanlara da Türk Ceza Kanunu'nda hüküm var. Ancak şu an Türkiye'nin her yerinde, mesela Akhisar'da 307 işçinin anayasal hakkını kullandığı iddiasıyla işten çıkartıldığı iddia ediliyor, biraz evvel bahsedildi. Polonez'de aylardan beri insanlar eylemdeler; Agrobay, Fernas. Türkiye'nin her yerinde on binlerce işçi anayasal hakkını kullandığı için işten çıkartılıyor, Bakanlığınız hiçbir şey yapmıyor. O zaman Anayasa'dan bu hükmü kaldıralım; insanlar da bilsinler ki 'Bizim böyle bir hakkımız yok' desinler. Bu konuda bir cezasızlık söz konusu ve bu sebepten dolayı sendikalılık oranı yüzde 10'larda, yüzde 12'lerde kalmakta."

Bakırlıoğlu'ndan Bakan Işıkhan'a 'yenidoğan çetesi'nden dolayı istifa çağrısı

Vehbi Bakırlıoğlu, konuşmasının sonunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın sunumundaki 'yenidoğan çetesi' ile ilgili sözlerine değindi. Bakırlıoğlu, "Sayın Bakan, sunumunuzda 'Yeri gelmişken yeni doğan çetesi hakkında bilgi vermek istiyorum' diye başladınız söze, sonra 'SGK olarak finansal boyutuyla ve adli boyutuyla işin takipçisi olacak olacağız' dediniz. Bu ifadeleri duyunca, inanın, rahatladım yani helal olsun size. SGK olarak finansal boyutuyla ve adli boyutuyla takipçisi olacakmışsınız. Sayın Bakan, adamlar çete kurmuşlar ve SGK'yı soymuşlar" diye konuştu.

AK Parti Ankara Milletvekili Orhan Yegin, Bakırlıoğlu'nun konuşmasına; "CHP'li meclis üyelerini de içlerine almışlar" diye müdahale etti. Bakırlıoğlu, Yegin'e "Kim yaptıysa Allah belasını versin, oldu mu, rahatladınız mı? 12 bebeğimizi -bizim bildiğimiz, belki daha fazla- katletmişler, yıllarca bunu yapmışlar" diye tepki gösterdi.

Bakırlıoğlu, Bakan Işıkhan'ı istifaya davet ederek şunları söyledi:

"Bu iş 'Allah kahretsin', 'kansız' demekle, sövmekle olmuyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ile görüştü Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ile görüştü

"Yıllarca bunu yapmışlar, takip etmemişsiniz, görevinizi yerine getirmemişsiniz; cinayetlerden sonra, soygundan sonra 'Sürecin takipçisi olacağız' diyorsunuz. Şimdi, finansal boyuttan, adli boyuttan bahsediyorsunuz. Bu işin bir de vicdani boyutu vardır, bu işin bir de etik boyutu vardır. Bu skandaldan sonra, bakıyoruz, bir tane istifa yok, bir tane istifa yok ya. 12 bebek ölmüş, SGK gözümüzün içine baka baka soyulmuş. Siz de istifa isteyin, Allah aşkına, siz de istifa isteyin ya! Bu iş 'Allah kahretsin', 'kansız' demekle, sövmekle olmuyor. Bu işin bir daha olmaması için istifa olması lazım. Ben sizi vicdana davet ediyorum, etiğe davet ediyorum ve istifaya davet ediyorum."

Editör: Erva Gün