Kamuoyunda 9. Yargı Paketi olarak bilinen ve kadınların sadece kendi soyadlarını kullanmalarına engel getiren düzenlemelerin de içinde yer aldığı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşmelerine başlandı. Teklifin geneli üzerine yapılan görüşmelerde söz alan milletvekilleri, teklifin içeriğine dair eksik ve usulsüzlüklere dikkat çekti.
"Bu metni okuyan hiçkimse hukuk alimi de olsa anlayamaz"
Gelecek Partisi Antalya Milletvekili Serap Yazıcı Özbudun şunları söyledi:
"Torba kanunlarda bir kanun metniyle konu yönünden ilişkisiz olan maddeler demektir. Bu teklif de 38 maddeden oluşuyor ve yürürlükteki 20 kanun üzerinde değişiklik getiriyor. Bu ise başlı başına bir Anayasa’ya aykırılık sorunudur çünkü Anayasamızın 2. maddesinin içerdiği hukuk devleti ilkesinin zorunlu unsurlarından biri hukuki belirlilik ve öngörülebilirliktir. Bu ilke şunu emrediyor; bir hukuk metninin ortalama bir yurttaş tarafından okunduğunda anlaşılır olması ve erişilebilir olması. Bu metni okuyan hiç kimse hukuk alimi de olsa bununla hukuk dünyasında yapılan değişikliğin ne olduğunu anlayamaz. Türkiye'nin en önemli yargılama sorunlarından biri yargılama süreçlerinin uzunluğudur. Bu torba kanunlar içerdikleri anlaşılmaz düzenlemeler sebebiyle hukuku uygulayan yargı kuruluşları tarafından güçlük yaratmaktadır. Teklifin 15. maddesi evli kadının kullanacağı soyadına ilişkin bir düzenlemeye yer veriyor. Ancak bu madde ile yürürlükteki madde arasında hukuki sonuçları bakımından hiçbir fark yok. AYM kararı kesin olmasına rağmen bunun gereği olan bir maddeyi getirmemiş olmak bir anayasa ihlalidir. "
"Eşler arasında cinsiyet temelli farklı muameleyi muhafaza etmek AYM'ye aykırı"
İYİ Parti Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun şunları söyledi:
Hukuk, bu ülkede iktidarın oyuncağı haline gelmiş, yargı sistemi adaletin teminatı olmaktan çıkmış siyasi hesapların aracı haline gelmiştir. Hukukun birinci ilkesi kendi koyduğun kurala uy ilkesidir. Uymayacağınız kuralı boşu boşuna koymayınız. Kadının soyadı düzenlemesi AYM'nin iptal kararına rağmen iptal edilen hükmü aynen geri getirmeye çalışmak hukukun temel ilkelerini ayaklar altına almaktır. Eğer eşler arasında cinsiyet temelli farklı muameleyi aynen muhafaza etmek suretiyle AYM'nin kararına ve uluslararası sözleşme hükümlerine açıkça aykırıdır. Suç makinesi olarak sokaklarda gezenlerin de cezalarını çekmesini sağlanmalıdır. Mevcut infaz düzenlemeleri cezasızlık hissini arttırmış ve toplumsal güvenliği tehdit eder hale gelmiştir. Hükümet suçluları cezaevine atmaktan ve yeni cezaevleri yapmaktan imtina ederken sapıkların, hırsızların ve canilerin dışarıda serbestçe dolaşmasına müsaade etmektedir."
"Lambadan çıkan cin gibi kanun teklifi ilan ediliyor"
DEM Parti Van Milletvekili Zülküf Uçar ise şunları söyledi:
"Her güne yeni bir kanun teklifiyle uyanılmaz. Hukukun özgürlükçü yorumunu ve yöntemini aramak zorundayız. Hukukun kaynağından toplumsal sorunların çözümü amacı yer alır. Özgürlükçü bir hukuk devletten ve sermayeden önce toplumun taleplerine odaklanır. Vatandaşlar hukukun oluşmasında değil uygulanmasında muhatap oldu sadece. Hukuk metinleri devletin ve sermayenin kuralları olarak gelişti. Lambadan çıkan cin gibi kanun teklifi ilan ediliyor, bunun yarattığı kaosun boyutu ölçülüyor, tepkilerin dinmesi bekleniyor ve son olarak Meclis'e getirilerek yasalaşıyor. Oysa doğru yöntem bu değil. Bütün toplumun fikirlerinin alındığı demokratik usullerdir asıl olan. Eldeki pakette bu şartların hangisi sağlandı? Hangi madde toplumsal ihtiyaçlara dönük olarak hazırlandı? Kadının soyadına ilişkin düzenleme getiriliyor hangi kadınların, hangi kadın örgütlerinin fikri alındı? Tek bir teklifle onlarca farklı kanundan değişiklik öngören torba yasa usulünde demokratik hiçbir içerik yok."
"Torba kanun teklifi yine toplumun ihtiyaçlarından uzak"
CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer şu ifadelere yer verdi:
"9. yargı paketi olarak bilinen ve sözde reform sunan bu torba kanun teklifi yine toplumun ihtiyaçlarından, yargının gerçek sorunlarından uzak. Torba kanun teklifinin bir yasama kurnazlığı olduğunu ve kanun yapma tekniğine çok aykırı bir durum teşkil ettiğini defalarca dile getirdik. Burada tek gayeniz Genel Başkanınız ve onun bürokratları tarafından hazırlanan kanunları yasalaştırmak. Eğer başka gayeleriniz olsaydı bugün uzun süren yargılama sürelerini, siyasi etkilerini, toplumun adalet sistemine olan güvensizliğini konuşuyor olurduk. AKP'li bürokratların yargı dokunulmazlığını konuşuyor olurduk. Ama söz konusu muhalifler olunca da kendi kanunlarını nasıl yarattıklarını konuşuyor olurduk. Bu ülkenin bir hukuk mezarlığına dönmüş olduğu dikkate alınmadan hazırlanmış bir pakettir. Pek çok hukuki sorun bugün kanunlardan ya da Anayasa’dan kaynaklanmıyor. Sorun, kanun tanımamazlıktan, uygulamadan ve uygulayıcılardan kaynaklanıyor. Bu metin de hemen her maddesiyle hak ihlalinin de habercisi."
"Türkiye'yi kara para, uyuşturucunun cenneti haline getirdiler"
CHP Kars Milletvekili İnan Akgün Alp de konuşmasında şunları söyledi:
"Siz hukuka olan inancı maalesef yok ettiniz. Bundan önceki sekiz tanesinde ne oldu, Türkiye'de hukuk mu gelişti, insan hakları mı gelişti? Şubat ayında baron borsası kurulacak dedim. Uluslararası suç örgütünün bütün başkanlarını parayla tahliye edecekler' dedim. Ne oldu adam 730 bin dolar verip suç örgütü liderini tahliye etti. Türkiye'yi kara para, uyuşturucunun cenneti haline getirdiler. Bunların hepsi İstanbul'da oluyor. Başsavcı kim, Akın Gürlek. Ne istedilerse yaptı. İkinci gün bizim belediye başkanımızı gözaltına aldı. Hazırlığını yaptılar. Esenyurt Teksas, senin başsavcın uyuyor mu da sabah belediye başkanını alıyor? Bu gece itibarıyla Ahmet Özer'in derhal salıverilmesi lazım.
22 ve 36. maddeler... gerisine aldanmayın. 22. madde ön ödemeyi düzenliyor. Bazı suçları işleyen adamlar gidecek parasını yatıracak yargılanmayacak. Sadece ne yok; Ekrem İmamoğlu'nun ceza aldığı madde yok. Herkes parayı ödeyip çıkacak Ekrem İmamoğlu 2 yıl 7 ay ceza yatacak. Adamına göre hukuk yapıyorsunuz. Siz politik kumpasçısınız. Türkiye hızla otoriterleşiyor. Bütün Türkiye'yi uyarıyorum bunlar adım adım Türkiye'yi otokratik bir yönetime sürüklüyor. Bunu da yargı paketleri adı altında TBMM'ye getirdikleri bu kanunlar marifetiyle yapıyorlar. Her kanunun içinde tuzak maddeler var."
