CHP Kars Milletvekili ve Adalet Komisyonu Üyesi İnan Akgün Alp, TBMM Genel Kurul’unda konuştu. Alp, Meclis kürsüsünde yaptığı konuşmada şunları söyledi:

"Yargıya güveni yok ettiniz"

“9’uncu yargı paketi’ adı altında Meclisimizin gündemine getirdiğiniz bu kanun teklifini nasıl bir yargısal ortamda tartışıyoruz? Siz hukuka olan inancı, hukuka olan güveni maalesef yok ettiniz. Yargıda çürüme iddiaları da artık yargının en üst organları tarafından açıkça dile getiriliyor. Niye siz yargıya olan güveni bu kadar sarstınız biliyor musunuz? Sizin adamlarınız yüzünden, sizin yüzünüzden toplum artık yargıya olan güvenini kaybetti.

Yenidoğan çetesi suçlaması ile tutuklanan  Mustafa Zengin’in Cumhurbaşakanı Erdoğan, TNMM Başkanı Numan Kurtulmuş, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Nurettin Nebati ve Egemen Bağış ile olan fotoğraflarını Genel Kurula gösteren Alp ; “bu sizin adamınız. Niye sizin adamınız diyorum, biliyor musun? Bu adam Cumhurbaşkanından nasıl uslu uslu nasihat dinliyor, görüyor musun? Bak, sizin adamınız bu. Bak, bu adam nasıl Meclis Başkanı’yla aynı safa geçmiş görüyor musunuz? Aynı saftalar bunlar. Bu adam MİT Başkanı’nın karşısında nasıl esas duruşa geçmiş, görüyor musunuz? Esas duruşta dinliyor MİT Başkanı’nı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nı nasıl kucaklamış bak kardeş gibi, görüyor musun, nasıl sarılıyor? Adamlarına bak bunların. Nebati'yle beraber ne güzel söz dinliyorlar; aynı adam ha bunlar yanlış anlamayın hepsi aynı adam. Bu adam damat Berat'la nasıl kafa kafaya vermiş, nasıl danışıyorlar birbirlerine, görüyor musunuz bakın? Bunların adamları bunlar. Egemen Bağış hiç geri kalır mı? Para işi var, para, Egemen'e bak, nasıl da lafı bu sefer Egemen dinliyor. Bunların adamları bu” dedi. 

 Siz hukuka olan güveni sarstınız. Şimdi ne yapıyorsunuz? 9'uncu yargı paketi. Bundan önceki 8 tanesinde ne oldu? Türkiye'de hukuk mu gelişti? İnsan hakları mı gelişti? Demokrasi mi gelişti? Sizin bu adamınız ne yaptı biliyor musunuz? Yenidoğan çetesini soruşturan savcının yanına gitti. Savcıya dedi ki: "Bu adamları bırak, ben senin arkandayım. Benimle bir fotoğraf çektir, hiç kimse sana dokunamaz." İşte, sizin yarattığınız hukuk dünyası budur, siz yarattınız bu hukuk dünyasını 25 senede.

imdi, siz İstanbul Cumhuriyet Başsavcısının iddialarını hatırlıyorsunuz değil mi? YSK'ya yazı yazmıştı: ‘Bunlar FETÖ'yle mücadeleyi öyle bir noktaya getirdiler ki kendilerine artık her şeyi yapmaya hak görüyorlar’ diye ve demişti ki: ‘Bunların hâkimlerinin tarifesi var. Tahliye şu kadar para, efendime söyleyeyim, yayın kaldırma şu kadar para, hepsinin tarifesi var.’  Peki, ne yaptınız? Hiçbir şey.

"Baron borsası kurulacak diye uyardım"

Ben size burada söyledim, şubat ayının sonunda söyledim, ne dedim? Baron borsası kurulacak dedim. Seçim bitsin, bunlar baron borsası kuracaklar, uluslararası suç örgütünün bütün elebaşlarını parayla tahliye edecekler dedim mi, demedim mi? Dedim bu kürsüde. Adam 730 bin dolar verip uluslararası suç örgütünün Türkiye'deki liderini tahliye etti. Kim? Bunların hâkimleri. Türkiye'yi kara para alanında, uyuşturucuda, suç gelirlerinde bunlar cennet hâline getirdi. Hepsi nerede oluyor, bu düzen; İstanbul'da, hepsinin yeri, merkezi İstanbul. Şimdi İstanbul'a başsavcı kim gitti? Akın Gürlek, meşhur adamları. ‘Onu tut’ dediler tuttu; ‘Selahattin Demirtaş'a ceza ver’ verdi; ‘Canan Kaftancıoğlu’na ceza ver’ verdi; Sözcü gazetesine verdi; ne istedilerse verdi. 

"Belediye başkanımızı gözaltına aldılar, tesadüf mü?"

Adamı İstanbul'a başsavcı atadılar, ikinci gün ne oldu? Bizim Belediye Başkanımızı gözaltına aldı. Tesadüf mü? Değil. Hazırlığını yaptılar. Esenyurt, Teksas arkadaş! Esenyurt bütün suç baronlarının merkezi arkadaş! Esenyurt'ta her gün bir cinayet işleniyordu. Ne oldu, senin başsavcın uyuyor muydu, yatıyor muydu, bunlara niye müdahale etmedi? Niye müdahale etmedi de sabahın köründe Cumhuriyet Halk Partisinin Belediye Başkanını alıyor? 

"Şimdi sizi kim kandırıyor?"

Sizi uyarıyorum, az önce buraya gelen anayasa profesörü Adalet Komisyonu Başkanıdır, en başta onu uyarıyorum: 2010 yılında bir süreç yaşanıyordu Oslo'da. Hakan Fidan -bugün Bakandır- görüşme yapıyordu. Kandil'den adamları uçağa bindirdiler, Oslo'ya götürdüler; başa baş görüşüyorlardı. Aynı zamanlarda Türkiye'de ne yapıldı, biliyor musunuz? Belediye başkanlıklarını ipe dizdiler, ellerine de kelepçe vurdular. O zaman ne dediniz? ‘Kandırıldık’ dediniz. Şimdi, kim kandırıyor sizi? Kim kandırıyor da bir yandan böyle bir süreç yürütürken bir yandan da belediye başkanlarını tutukluyorsunuz? Sizi kim kandırıyor arkadaş? Bugün bunu söyleyenler yarın ‘Kandırıldık’ demeyecekler. 

"Ahmet Özer derhal salıverilmeli" 

Keser döner sap döner, aklınızı başınıza devşirin. Ahmet Özer bilim adamıdır, Ahmet Özer üzerinden yürütülmek istenen yargılara teslim olmuyoruz ve karşı çıkıyoruz. Bu gece itibarıyla Ahmet Özer'in derhâl salıverilmesini Cumhuriyet Halk Partisi olarak talep ediyoruz.
 
"Herkes parayı ödeyip çıkacak, İmamoğlu hapis yatacak öyle mi?" 

Şimdi, siz yargı paketi getirmişsiniz öyle mi? Ben bu paketi size teşhir ediyorum; 2 madde var, açık: 22 ve 36’ıncı maddeler, gerisine aldanmayın, gerisi sizi tartıştırmak için, gündemi saptırmak için serpiştirilmiş maddeler. 22'nci madde ne biliyor musunuz? Türk Ceza Kanunu'nun 75'inci maddesinde değişiklik öngörüyor. Nedir o 75? Ön ödemeyi düzenliyor. Bazı suçları işleyen adamlar ön ödeme kapsamına girecek, cumhuriyet başsavcısına parasını yatıracak, yargılanmayacak. Ne yapıyor 75'inci maddede değişiklikle? 125'inci maddeyi getiriyor, ön ödeme kapsamına alıyor. Neden 125? Hakaret suçları... Fakat bir istisna koyuyor; "125'inci maddenin (3)'üncü bendinin (3)'üncü fıkrasının (b) ve (c) bentleri bu ön ödemeye tabidir." diyor. Hangisi yok? (A) yok. (A) ne, 125 (a) ne? Bu, bu, bu! Kandırmaya çalıştığınız bu. Türkiye'ye yutturmaya çalıştıkları bu. Bu nedir, 125 (a) biliyor musunuz? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun ceza aldığı madde. Herkes parayı ödeyip çıkacak, Ekrem İmamoğlu 2 yıl, 7 ay ceza yatacak. 

"Siz politik kumpasçısınız"

Okuyorum. Bunların hukuku bu işte, adamına göre hukuk yaptınız yıllarca, şimdi yine adamına göre hukuk yapıyorsunuz. Bütün Türkiye'ye serbest, Ekrem İmamoğlu'na 2 yıl, 7 ay. Hangi maddeden ceza almış? Sanığın üzerine atılı kamu görevlisine karşı görevden dolayı, hakaret suçu sabit görüldüğünden, eylemine uyan Türk Ceza Kanunu'nun 125'inci maddesinin (3)'üncü fıkrasının (a) bendi kapsam dışı. 22'ye niye koymadın? ‘Ekrem İmamoğlu yararlanamasın.’ diye. Ahmet Özer'e sabah niye açıklama yaptın? Ekrem İmamoğlu'nun önünü kesmek için. Siz tuzakçısınız, siz kumpasçısınız, siz politik kumpasçısınız.

"Bir gecede sıkıyönetim ilan edilebilecek"

2'nci tuzak, 36'ncı maddedir. Siz Türkiye'yi otoriterleştiriyorsunuz, adım adım otoriterleştiriyorsunuz. Bu sürece başladınız dezenformasyon yasasıyla, ondan sonra sıkıyönetim ve savaş yönetmeliğini değiştirdiniz; ne yaptınız? Toplumsal suçları kalkışma olarak değerlendireceksiniz, Tayyip Erdoğan'a da yetki verdiniz, yönetmeliği değiştirdiniz tatilde, bir gecede sıkıyönetim ilan edebilecek.
 
Kayyumları atadınız mı? Atadınız, Hakkâri'ye kayyum uygulamasına devam ettiniz. Türk Ceza Kanunu'nun 220'nci maddesinin 6'ncı fıkrasını değiştirdiniz mi? Evet, değiştirdiniz. Örgütlü suçlarda bundan sonra suçun unsurunu aramayacaksınız, örgüt üyesi olmamakla beraber yine de adama ceza verecekler; neden? Yarın bir gün protesto gösterileri başladığı zaman, bunlar, toplumun üzerinde caydırıcı bir etki yaratmak için. Can Atalay'ın kararını verdiniz; ne Meclis uydu ne Yargıtay uydu, Meclis halkın iradesini yok saydı. Avukatlara MASAK yükümlülüğü getirdiler; hiç kimse avukata güvenemez hâle gelecek çünkü avukatlar müvekkillerini ihbar etme yükümlülüğü altına giriyor.

Katar'ın Şam Büyükelçiliği yeniden açıldı Katar'ın Şam Büyükelçiliği yeniden açıldı

"Bu yasayla şirketlere kayyum atanabilecek" 

Şimdi de ne getiriyorlar, biliyor musunuz? Şirketlere kayyum. Ey Türkiye bak, bunlar, bugün bu yasayı kabul edecekler. Bu yasayla beraber ne olacak biliyor musun, iki satırla sana açıklayayım. Türk Ceza Kanunu'nun 314'üncü ve 315'inci maddelerinin ihlali şüphesiyle eğer kuvvetli bir şüphe varsa -yani eğer bugün Ahmet Hoca'yı da bu suçtan tutuklarlarsa aynı kanun kapsamına girecek- şahıslara ve şirketlerin mal varlığı değerlerine kayyum atayacaklar. Türkiye'de hiç kimsenin mal varlığı kalmıyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi bugün, bu kanunu kabul etsin, Türkiye'de hiç kimsenin, ne şirketlerin ne şahısların mal varlığının bir garantisi kalmıyor. Bu kayyumu atayacaklar sadece, yetmiyor ha! Yanlış anlamayın. Ne yapıyorlar biliyor musunuz? Adamın hissedarı varsa hissedarının bile rızasını almıyorlar. Şüpheyle el koydukları şirketin kayyum marifetiyle tüm mallarını satabiliyorlar, tasfiye edebiliyorlar ve azınlık hisselerinin rızasını da aramıyorlar; 36'ncı madde, aç bak. 

"Bütün muhalefeti susturmak istiyorlar"

Türkiye hızla otoriterleşiyor, bütün Türkiye'yi uyarıyorum, bütün dünyayı uyarıyorum, bunlar adım adım Türkiye'yi otokratik bir yönetime sürüklüyorlar ve bunu da ‘yargı paketleri’ adı altında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne getirdikleri bu kanunlar marifetiyle yapıyorlar. Her kanunun içinde tuzak maddeler var, dokuzun tuzağı da bunlardır.

Bundan sonra ne geliyor biliyor musunuz? Komisyonda kabul edildi, önümüzdeki hafta gelecek. Bazı kanunlarda yine değişiklik yaptılar, ‘etki ajanlığı’ diye bir şey getiriyorlar, bütün muhalefeti susturmak istiyorlar. Bütün muhalefeti ‘casus’ diye cezalandıracak düzenlemeleri de önümüzdeki pakette Türkiye'nin gündemine getirecekler. Bunlar otokrasinin ayak izlerini döşüyorlar, adımlarını döşüyorlar. Bunlar yeni faşizmin hukukunu uyguluyorlar, Türkiye'de adım adım otoriterleşiyorlar.”

Editör: Erva Gün