Haber Merkezi - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İstanbul’daki yerel seçim çalışmalarına başladı. "Tam yol ileri" sloganıyla seçim çalışmalarını başlatan Ekrem İmamoğlu, 31 Mart seçimleri için adaylığını resmen açıkladı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik'in de katıldığı toplantıda Ekrem İmamoğlu'nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde:
"Hep birlikte başarmaya devam edeceğiz. 31 Mart 2024te sizlerin iradesiyle İstanbul'u yeniden kazanacağız. Engellemelere karşı bağışıklık kazandık. Hizmet ürettik tecrübe kazandık. O engelleme refleksleri küçüldü, toz oldu görmüyoruz artık. Önümüze çıkan engelleri aşa aşa ustalaştık. Başarıya nasıl ulaşacağımızı çok daha iyi biliyoruz. Her yerde bunu söyleyin; "İstanbul başardı"
Görevi devraldığımızda İstanbul durmuştu
"İçi boş gerekçelerle dava açıp özel görevlendirilmiş hakimlere özellikle kararlar vermek için kumpas kurdular, çaba gösterdiler. Her gün yeni bir yalana sarıldılar. Her gün bize karşı algı operasyonu yapmaya devam ettiler. Her sabah yeni bir krizle, iftirayla uyandık. Biz tüm engellemelere inat işimize baktık. Ve kazanan İstanbul, İstanbullu Türkiye oldu. İlk başkanlık dönemimiz kolay olmadı. Görevi devraldığımızda neredeyse İstanbul durmuştu."
Taksim Dayanışması'nı hatırlattı
"Elbette, 16 milyon İstanbullu olanı, biteni bilmektedir. Ama burada 16 milyon İstanbullunun temsilcileri var, iki büyük ailenin temsilcileri var. Bunlardan bir tanesi, Türkiye’nin en büyük, en köklü ailesi; CHP’dir. Bir tanesi de İstanbul’a hizmet eden, her yaştan, her inançtan, her memleketten koca yürekli, açık alınlı İstanbul Büyükşehir Belediyesi ailesidir. Bu iki ailenin ortak bir evladı var, Tayfun Kahraman. Buradan, Tayfun Kahraman’ı yürekten selamlayarak; Tayfun Kahraman’ın şahsında Osman Kavala’yı, Can Atalay’ı, Bakırköy Cezaevi’ndeki Mine Özerden’i ve Çiğdem Mater’i selamlayarak; bütün Türkiye’ye bir şeyi hatırlatmak isterim: Öyle her şeyi bilen, her iyiliği yapan, her kötülükten mağduriyet çıkaran birisi, bu insanların kendisine darbe girişiminde bulunduğunu iddia ediyor. Bu insanların her birisi kendi meslek örgütlerinin, kendi temsil ettikleri sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri olarak; Taksim Dayanışması’nda yer aldılar. Gezi Dayanışması’nda, Taksim Platformu’nda yer aldılar. Bu insanlar Gezi yaşanırken, dönemin Başbakanı ile görüşmek istediler. Yurt dışındaydı, dönünce görüştüler. Başbakan Yardımcıları ile AK Parti yöneticileri ile görüştüler."