ANKARA (AA) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Türkiye'nin AB üyeliği için katkı sunmaya, diplomatik girişimlerde bulunmaya ve Avrupalı dostlarımızı ikna etme konusunda öncülük yapmaya hazırız." dedi.
Özel, Fransa'nın Strazburg kentinde, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) İlkbahar Oturumu Sosyalistler, Demokratlar ve Yeşiller Grubu Toplantısı'na katıldı.
Özel, burada yaptığı konuşmasında, Türkiye'nin kurucu partisi olarak demokrasinin, insan hak ve özgürlüklerinin geliştirilmesi için mücadele etmeyi sürdürdüklerini belirtti.
Avrupa Konseyinin temel amacı olan insan hakları ile temel hak ve özgürlüklerin korunmasını, gelişmesini ilke edinmiş bir parti olduklarını dile getiren Özel, CHP Genel Başkanı olarak seçildiğinde partilerinin, Avrupa ve dünyadaki kardeş partileriyle, yoldaşlarıyla daha sıkı ilişkiler ve dayanışma içinde olması gerektiğinin altını çizdiğini anımsattı.
Özel, Almanya'da SPD Kongresi'ne, Madrid'de Sosyalist Enternasyonal Zirvesi'ne, Bükreş'te Avrupa Sosyalist Partisi Liderler Zirvesi'ne katıldığını da hatırlatarak, "Partimizde, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinde görev yapmış çok değerli yöneticilerimiz, milletvekillerimiz, Avrupa kurumlarını çok iyi bilen isimler var. Bundan sonra da bu temaslarımızı sıklaştırarak sürdüreceğiz." dedi.
Geçen yıl 100. kuruluş yılını kutlayan CHP'nin, yerel seçimlerde 17 milyon 300 bin vatandaşın desteğini alarak birinci parti olduğunu, 14'ü büyükşehir olmak üzere Türkiye'nin 35 ilinde belediye başkanlıklarını kazandıklarını anımsatan Özel, bugün ülke nüfusunun yüzde 65'inin CHP'li belediyelerden hizmet aldığını ve yönettikleri belediyelerin ülke ekonomisinin yüzde 80'ini temsil ettiğini ifade etti.
Özel, aldıkları bu destekle sorumluluklarının da arttığına işaret ederek, bu bilinçle sosyal demokrat değerlerden ve adaletli yönetimden asla taviz vermeyeceklerini vurguladı.
- "Demokrasiden ve çağdaşlıktan tarafız"
Kadınların şiddetten korunduğu, eşitlikle toplumun bir parçası olduğu bir toplum düzeni için İstanbul Sözleşmesinden taraf olduklarını belirten Özel, şöyle devam etti:
"Demokrasinin ve insan haklarının herkes için güvence altında olması için Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinden tarafız. Emeğin, emeklinin, gençlerin, ekonomik ve sosyal hakların güvence altına alınması için Avrupa Sosyal Şartından tarafız. Bizim tarafımız belli. Biz kurucu kadrolarımızın gösterdiği rotadan, demokrasiden ve çağdaşlıktan tarafız. Avrupa'nın bütün ülkelerinden ilerici sosyal demokrat, sosyalist ve çevreci yoldaşlarımızla birlikte 31 Mart günü Türkiye'de partimizin gerçekleştirdiği seçim başarısını tüm Avrupa'ya yaymak bizlerin dayanışmasından ortak mücadelesinden geçmektedir. Bu çerçevede, haziran ayı içinde Avrupa Parlamentosu Seçimlerini de çok önemli görüyoruz. CHP Genel Başkanı olarak bu seçimlerde ilerici sosyal demokrat, sol siyasi partilere destek vermeye, katkı sunmaya hazır olduğumuzu buradan ifade etmek isterim."
Özel, Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde yaşayan Türk seçmenlerin, daha adil bir Avrupa'yı hedefleyen partilere yöneleceğine inandığını ve bunu bir davet olarak ifade ettiğini dile getirdi.
- "AB üyeliği için öncülük yapmaya hazırız"
Kosova'nın, Avrupa Konseyi üyeliğinin onaylanmasından memnuniyet duyduğunu kaydeden Özel, "Ülkemiz 1959'da çıktığı Avrupa Birliği yolculuğunun 65. yılında halen tam üye statüsü alamamıştır. Bu süreçte her iki tarafın eksik ve hataları nedeniyle ülkemizin tam üyelik hedefi gerçekleşememiştir. Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği konusunda Avrupa Birliği'ndeki yoldaşlarımızın desteği önem taşımaktadır. AB tam üyeliği, parti olarak bizim de halkımızın da temel hedefidir. Bu, kurucumuzun bize gösterdiği rotadır. Biz Avrupa'nın bir parçasıyız. Türkiye'nin AB üyeliği için katkı sunmaya, diplomatik girişimlerde bulunmaya ve Avrupalı dostlarımızı ikna etme konusunda öncülük yapmaya hazırız." diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Özel, dünyanın değişim ve dönüşüm sürecinden geçtiğini belirterek, artık karşılaşılan sorunların, sınırları aşan çözümünün hep birlikte çalışılması gereken küresel meseleler olduğuna vurgu yaptı.
Birbirine derinden bağlı olan bu sorunlar silsilesinin, halkın ekonomik, sosyal koşullarını ve demokrasileri tehdit ettiğini aktaran Özel, şunları söyledi:
"Kurulu ekonomik düzenden hak ettiğini alamayan, kendini geride bırakılmış hisseden, gelir adaletsizliği yaşayan kitleleri, radikal söylemlerle kendine çeken aşırı sağ ideoloji, kıta Avrupa'sının pek çok bölgesinde güçlenmektedir. Yükselen aşırı sağ akımlar ve otoriter rejimler, tarihin sayfaları arasına gömdüğümüz zararlı ideolojileri tekrar gün yüzüne çıkarma potansiyeline sahiptir. Türkiye'de bu çoklu krize ortak sorunlara çare üretecek yeni siyasetin önemli ve güçlü adımlarını attık. Bu nedenle demokratik siyaseti güçlendirmeli, yükselen otoriterliğe karşı partilerimiz arasındaki dayanışmayı arttırmalıyız."
Demokrasiye inananlar ve yeni bir ekonomik düzeni kurma iradesi taşıyanlar olarak daha fazla güç birliği yapılması gerektiğinin altını çizen Özel, neoliberal ekonomik düzenin yerine geçecek yeni bir düzen ile katılımcı, demokratik, eşit temsile dayalı bir yönetim anlayışının ortak ihtiyaç olduğunu dile getirdi.
Özgür Özel, "Ne küresel, ne ulusal alanda gelir adaleti sağlanamadığı gibi aksine her krizde gelir dağılımı daha da bozulmuştur. Maalesef gelir eşitsizliği sürdürülemez boyutlara ulaşmıştır. Bu durum, hem ulusal hem küresel ölçekte gerilimleri besleyen bir unsur olarak öne çıkmaktadır. Bu konuda bizlere daha çok görev düşmektedir. Ancak bu şekilde işçilerin, çiftçilerin, dar gelirlilerin, güvencesiz bırakılan kesimlerin sorunlarına çözüm üretebiliriz." dedi.
- "Gazze'de kalıcı ateşkes sağlanmadan gerilim dinmeyecek"
Savaş ve çatışmanın hala insanlık için en önemli risklerden biri olduğuna dikkati çeken Özel, İsrail'in Gazze'de yürüttüğü operasyonlarda şu an itibarıyla 33 binden fazla insanın hayatını kaybettiğini bildirdi.
Bunun önemli bir kısmının kadın ve çocuklardan oluştuğuna dikkati çeken Özel, şunları kaydetti:
"Gazze'de bu insani dram sürerken hafta sonu İsrail-İran arasında tırmanan gerilimi endişeyle takip ettik. Geçtiğimiz kasım ayında uluslararası bir barış çağrısında bulunmuştum. Almanya'da kardeş partimiz SPD Kongresi'nde Genel Başkan yardımcılığına seçildiğim Sosyalist Enternasyonal'in Madrid Zirvesi'nde, Bükreş'teki Avrupa Sosyalist Partisi Liderler Zirvesi'nde bu konuda bizlere büyük bir sorumluluk düştüğünü vurgulamıştım. Orta Doğu'da tansiyon bu denli yükselmişken partimize düşen görev, bu gerilimi düşürecek her çabanın öncüsü olmaktır. Bu konuda kardeş partilerimizle dayanışma içinde her türlü girişime hazır olduğumuzu ifade etmek isterim. Gazze'de kalıcı ateşkes sağlanmadan ülkeler arasında yükselen gerilim dinmeyecek. Bu tehdit, tüm Avrupa'da tüm dünyada hissedilmeye devam edecektir. Sorunun kalıcı çözümü için Birleşmiş Milletler'in 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin Devleti'nin kurulması, iki devletli oluşuma ihtiyaç olduğunu vurgulamak isterim."
Doğrudan sivilleri hedef alan saldırıların devamına göz yumulmasının ve bazı ülkelerin tutumlarının insan hakları gibi temel değerlerin zeminini yok ettiğini vurgulayan Özel, "Ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Yurtta barış, dünyada barış' sözünden hareketle daima barışın sözcüsü, haklının ve mazlumun savunucusu olmaya devam edeceğiz." dedi.
"Geçtiğimiz dönemde Azerbaycan'la aramızda yaşanan, oylamasına dahil olmadığımız ama doğurduğu sonuçlar açısından da üzüntü duyduğumuz sürecin hızla onarılması gerektiğini düşünüyorum." diyen CHP Genel Başkanı Özel, şu değerlendirmeleri yaptı:
"Konseyin ortak değerlerinin sonuna kadar savunucusuyuz. Ancak Azerbaycan'la yaşanan süreç, bugüne kadar verdiği sonuçlar açısından her iki taraf açısından da öğreticidir ve bundan sonra ilişkilerin yeniden tesisi noktasında üzerimize düşecek her türlü katkıyı yapmak üzere bizim için çok önemli bir ülke olan Azerbaycan'la konsey arasında her türlü sorumluluğu almaya hazır olduğumuzu da ifade etmek isterim. Avrupalı demokratlar olarak bütün krizlerin üstesinden gelebilecek güç ve iradeye sahibiz. Daha demokratik, daha müreffeh, daha güvenli bir Avrupa bu ailenin her ferdenin daha insan hakları temelinde daha güçlü bir sosyal devleti mümkün kılmaktadır."