Mesleğimiz iyi veya kötü sonuçlanan sürprizlerle doludur.. Sizin sonucunu iyi gördüğünüz bir olay aradan günler aylar geçtikten sonra kötü bir dürüm olarak ortaya çıkabilir…. Kötü gördüğünüz bir olayın da günler aylar geçtikten sonra olumlu sonuçlandığını görebilirsiniz….
Daha önce de yazmıştım.. Bugün hatırlatayım istedim. TCK’nın 141, 142 ve 163 maddelerinin kaldırılmasıyla ilgili bir tasarı hazırlanmıştı.. Dönemim Bakanı Oltan Sungurlu ser verip sır vermiyordu…Tasarının bir iki hafta içinde Bakanlar Kurulunda ele alınıp yasallaştırılması bekleniyordu.. Bütün gazeteciler tasarının peşindeydi… Bir Bakandan alıp gazetede haberini yaptım.. O günün Genel Yayın Müdürü Doğan Heper köşesinde bana teşekkür etmişti.. Haberin yayınlanmasında bir hafta sonra DGM Kutlu-Sargın davasında haberi kaynak göstererek beraat vermişti….Mahkemenin kararından sonra Heper beni arayıp bu kez haberin kasıtlı verilip verilmediğini sormuştu…
Başbakanlık muhabirliği yaptım yıllarda Devlet Bakanı Tınaz Titiz ile görüşmüş onun ilginç ve bilimsel çalışmalarla ilgili açıklamalarını haber yapmıştı…. Haberi özel olduğu için imzalı yazmıştım… O dönem Genel Yayın Yönetmenimiz Çetin Emeç idi.. Değişik bir habercilik anlayışı vardı…Ayrıca çekilen grup fotoğraflarındaki kişilerin de sağdan sola veya soldan sağa tek tek adlandırılmasını isterdi….Çoğu çektiğimiz filmleri yıkanmadan İstanbul’a gönderdiğimiz için bu iş haddinden fazla sıkıntı veriyordu…
Benim yazdığım özel haberi aynı bakanla ilgili bir başka haberle harmanlamış ve alakasız bir metin ve başlıkla ,imzamla kullanmıştı…. Habere çok bozulmuştum, çünkü yazdığım konu ile alakası yoktu…. Sanki Bakanla alay edilen bir havada verilmişti…Bakan da telefon etmiş sitemini bildirmişti ama olayın Genel Yayın Yönetmeninin tavrından kaynaklandığını benimle bir ilgisi olmadığını anlatana kadar akla karayı seçmiştim….
Bu olaydan sonra uzun bir süre gazetede imzalı yazı yazmadım..
Bütün haberlerimin imzası ANKARA ÖZEL idi.