Genel

Çankırı'da iki akademisyen kentteki mezar taşlarını inceleyerek kayıt altına alıyor

- Çankırı Karatekin Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Uğur Demirbağ: - "Kitabelerin ilerleyen safhalarda daha çok okumasını yapacağız, mimari ve bezeme özelliklerini çalışarak sanat tarihi, mimarlık tarihi arkeoloji alanına bir katkı sunmaya çalışacağız" - Çerkeş Meslek Yüksekokulu Dr. Öğretim Üyesi Oğuz Bozdemir: - "Her köyün kendine ait farklı yapıları olduğunu gördük. Bazı köylerde Türk damgaları olduğunu gördük. Türklerin damgalarının mezar taşlarına işlendiğini gördük"

Abone Ol

ÇANKIRI (AA) - MUHAMMED KAYGIN - Çankırı'da iki akademisyen, köy köy gezerek inceledikleri tarihi mezar taşlarıyla kentin tarihine ve kültürüne ait izleri kayıt altına alıyor.

Çankırı Karatekin Üniversitesi (ÇAKÜ) Sanat Tasarım Mimarlık Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Uğur Demirbağ ile Çerkeş Meslek Yüksekokulu Endüstriyel Cam ve Seramik Programı'nda görevli Dr. Öğretim Üyesi Oğuz Bozdemir, geçmiş dönemde Çankırı'da yaşmış kişileri, yaşayış biçimlerini, kültürel ve sanatsal değerlerini ortaya çıkarabilmek için araştırma yapmaya başladı.

İl merkezi, ilçeler ve köylerde yaklaşık 5 ayda, birçok mezarlığı ziyaret eden akademisyenler, özellikle Arapça ve Osmanlıca yazılı mezar taşlarını mercek altına alarak okunması ve anlaşılması zor yazı ve figürleri tebeşirle okunaklı hale getirerek fotoğrafladı.

İki akademisyen yaklaşık 50'den fazla mezar taşından elde ettikleri verilerle bölgenin tarihi, kültürü ve yaşayış biçimine ilişkin envanter oluşturuyor.

Uğur Demirbağ, AA muhabirine, yüksek lisans ve doktora tezinde Çankırı'daki dini ve sivil yapıları çalıştığını, yaptığı araştırmalarda köylerdeki mezar taşlarıyla ilgili herhangi bir veriye ulaşamadığını söyledi.

Daha sonra bu verileri ortaya çıkarmak için çalışmaya başladıklarını belirten Demirbağ, "Bazı köylerde hiç mezar taşı bulamadık, bazılarında da iyi verilere ulaştık. Tabii ki müze ile birlikte bunların envanter çalışması yapılacak. Mezar taşlarında genel olarak mimari ve bezeme özelliklerini ve okunmasını sağlıyoruz. Bunun öncelikle bir çizimini yapıyoruz. Kitabelerin okunması için de tebeşir yardımıyla yazıları daha da netleştiriyoruz. Yosun tutmuş, tahrip olanlar var. Aslında tarihi bir eser yok oluyor bazı noktalarda. Çünkü eski mezar taşlarının üzerine mermerden yapılmış mezarlıklara da denk geliyoruz, bazı mezar taşlarının kitabelerini okuyamıyoruz." dedi.

Yapılan araştırmayı ilerleyen dönemde yayınlara, projelere resmi olarak dökeceklerini dile getiren Demirbağ, "Çankırı'da hiç ortaya çıkmamış bir yayını ortaya çıkarmak, tarihi yapılarının, kültür birikiminin devamlılığının sağlanması, insanlarda tarihi mezar taşlarına karşı bir koruma bilincinin oluşturulmasını önemsedik. Bunun yanında kendi yayınlarımızı da yaparak bunu toplumun bilgisine sunmak istiyoruz." diye konuştu.

Bu çalışmaya başlamalarının ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Türkiye genelinde mezar taşı ve kitabelere yönelik bir çalışma yapılacağı haberini aldığını ve kendisinin bu çalışma için Çankırı il Koordinatörü olarak atandığını aktaran Demirbağ, şunları dile getirdi:

"2025 yılında bu resmi olarak başlayacak. Normalde bu çalışma 4 yıllık bir çalışma ama bazı bölgelerde veri az olduğu için 2-3 yıllık denilenler var. Çankırı bölgesi de 2 yıl olarak düşünülüyor. Biz 2 yılda 2025'ten 2026 sonuna kadar Çankırı merkez ve ilçeler, köyler dahil olmak üzere ne kadar mezar taşı, kitabe varsa proje çizimlerini yapacağız. Kitabelerin ilerleyen safhalarda daha çok okumasını yapacağız, mimari ve bezeme özelliklerini çalışarak sanat tarihi, mimarlık tarihi arkeoloji alanına bir katkı sunmaya çalışacağız."

- "Her köyün kendine ait farklı yapıları olduğunu gördük"

Oğuz Bozdemir de kendisinin daha çok mezar yapıları üzerindeki sembolizmi araştırdığını aktardı.

Mezar yapıları üzerinde bölgenin kültürüne dair örnekler olduğunu vurgulayan Bozdemir, şunları kaydetti:

"Çünkü bir toplumu oluşturan yapıların içinde toplumun, kültürü, tarihi, sanatı hepsinin bir arada incelenmesi gerekiyor. Bizler de bunu birlikte inceleyerek yaşatmayı amaçlıyoruz. Bunları kayıt altına almak, anlamlarını irdelemek, bunların yok olmasını önlemek, yaşatmak için belli yollar olabilir. Mesela merkezdeki çoğu köyü gezdik, bitirdik. Her köyün kendine ait farklı yapıları olduğunu gördük. Bazı köylerde Türk damgaları olduğunu gördük. Türklerin damgalarının mezar taşlarına işlendiğini gördük. Bazı köylerdeki mezar taşlarında güneş sembolünün var olduğunu gördük. Bitkisel motiflerin işlendiği mezar taşı gördüm. Hayat ağacına dayandırılabilir. Eski Türk kültüründe hayat ağacının mezar taşlarına yansıtılmış şeklidir. Bazı mezar taşlarında kılıçlar, bayraklar, çeşitli bitkisel figürler hepsini tek tek inceleyip anlamlarını buna göre değerlendirmek gerekiyor."

Mezar taşlarında kullanılan motiflerin de sanatçı gözüyle değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çeken Bozdemir, mezar taşlarının okunarak kayıt altına alınmasının Anadolu kültürünün yaşatılmasında önemli bir çalışma olacağını sözlerine ekledi.