Politika

Can Atalay: "Meclis, anayasayı çiğneyerek varlığını sürdüremez"

Can Atalay, yanında durarak hakkını savunan milletvekilleri ve partiler teşekkür ederek, "Olay zaten kaçınılmaz olarak Meclis yeniden açıldığında her gün baş gündem olacaktır. Çünkü Anayasa’nın korunması ve uygulanması için yemin eden, birinci derece sorumlu olan Meclis, kendisi Anayasa’yı çiğneyerek varlığını sürdüremez. Bu durumun görüleceğini, söyleyenin de çok iyi bildiği hukuken dayanaksız gerekçelerin arkasına sığınılmadan adım atılmasını umuyorum." dedi.

Abone Ol

Can Atalay sosyal medya hesabından mecliste yaşanan saldırıyla alakalı açıklamalarda bulundu.

Atalay, yanında durarak hakkını savunan milletvekilleri ve partiler teşekkür etti.

Mecliste yaşanan bu 'kanlı' olayın bir anayasa mücadelesi olduğunu vurgulayan Atalay şu açıklamayı yaptı:

"Konu ismim ile anılsa da özünde Anayasa’ya, yasalara, hukuka, hakka ve adalete sahip çıkma mücadelesini veren, keyfiliğe karşı duran, hakkımdaki uygulamanın yarattığı ve daha da yaratacağı vahim sonuçların farkında olarak eylemde bulunan, çaba gösteren, savunan, destekleyen, dayanışan, şiddete boyun eğmeyen herkese, milletvekillerine, partilere teşekkür ediyorum. Çabalarınız ülkemizin bugünü ve geleceği bakımından çok kıymetli."

"Anayasa’nın korunması için yemin eden Meclis, Anayasa’yı çiğneyerek varlığını sürdüremez"

"Mevcut duruma bir bakalım: Can Atalay Olayı kapandı mı? yoksa Meclis’i de içine alarak daha devasa bir boyuta mı taşındı? Bitirilmek için aylardır uğraşılan "Olay" her aşamada hukuku, adaleti, kurumları ve en sonunda Meclis’i nasıl içine alarak, tüketerek, kirleterek ve genişleyerek devam ediyor." ifadelerini kullanan Atalay açıklamasını şöyle sürdürdü;

"Bu süreç hukukun açık emri yerine getirildiği zaman ancak durabilir. Can Atalay’ı bir süre daha hapiste tutmanın derdinde ve çabasında olanlar bile yol açtıkları tahribatı görüyorlar. Can Atalay’ı hapiste tutmayı başarabilmek konunun en önemsiz detayı. Ancak ne var ki Anayasa’ya uymak, hukuka bağlılık basit bir işleme, Can Atalay’ın milletvekili listesine yeniden yazılmasına gelip düğümlendiği için etrafından dolaşılamıyor, bastırıldıkça daha zorlayıcı biçimde ortaya çıkıyor. Anayasa’nın çiğnendiği yerde, çiğneyen her kurumun kendi meşruiyetini tartışmaya açtığı bir yerde artık olay Can Atalay Olayı’nı kat ve kat aşmış bir hal alıyor. “Bitti” denilenin, bitmesi için her türlü usul, erkan, kurum kimliği, yasa, Anayasa’yı ayaklar altına almanın sonuç getirmediği, olay’ın dönüp dolaşıp tekrar tekrar önlerine geldiğini/geleceğini artık herkes görüyor.

Meclis’in yeniden toplantıya çağrılması yeni bir fırsattır. "Olay" zaten kaçınılmaz olarak Meclis yeniden açıldığında her gün baş gündem olacaktır. Çünkü Anayasa’nın korunması ve uygulanması için yemin eden, birinci derece sorumlu olan Meclis, kendisi Anayasa’yı çiğneyerek varlığını sürdüremez. Bu durumun görüleceğini, söyleyenin de çok iyi bildiği hukuken dayanaksız gerekçelerin arkasına sığınılmadan adım atılmasını umuyorum.

Anayasa Mahkemesi Kararı basit bir işlem gerektiriyor. Sorumluluk ve çözüm Meclis Başkanı’ndadır. Milletvekilleri listesine adım yazılacak, eğer gerekli görülüyorsa karar Meclis kürsüsünden okunacak. Bütün işlem bu basitliktedir.

"Can Atalay Olayı"nda, Anayasa hukuk mu geçerli olacak keyfilik mi baskın gelecek mücadelesinin odaklandığı bilinciyle davranan, yeniden toplantı çağrısı için çaba gösteren bütün milletvekili arkadaşlarıma teşekkür ediyor, başarılar diliyorum."

Ne olmuştu?

TBMM, 16 Ağustos'ta Gezi Parkı davasıyla bağlantılı olarak hapis cezası verilen ve milletvekilliği düşürülen Can Atalay için Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'un çağrısıyla toplanmıştı. Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık'ın konuşması sırasında Meclis'te gergin anlar yaşanmıştı. AKP İzmir Milletvekili Alpay Özalan, Şık'a saldırmış ve daha sonra Meclis'te milletvekilleri arasında yumruk yumruğa kavga çıkmıştı.