BURSA (AA) - Bursa'da Türkiye Gençlik STK'ları Platformu tarafından Büyükşehir Belediyesinin ev sahipliğinde "Genç Türkiye Forumu" düzenlendi.

AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'ndeki program öncesinde gazetecilere yaptığı açıklamada, forumda gençlerle insan haklarını konuşacaklarını söyledi.

Batman Valisi Ekrem Canalp STK yetkilileriyle görüştü Batman Valisi Ekrem Canalp STK yetkilileriyle görüştü

Gül, insan hakları kavramının yerlerde süründüğü, Filistin, Gazze, Bosna gibi mazlum coğrafyalarda dikkate alınmadığı gerçekliğiyle karşı karşıya olduklarını dile getirdi.

Birleşmiş Milletlerin (BM) Gazze'deki soykırımı sona erdirmekten aciz durumda olduğunu vurgulayan, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in tutumuna tepki gösteren Gül, "Refah Sınır Kapısı'ndan içeri giremeyen, Güvenlik Konseyini toplantıya davet edip ateşkesin kalıcı olmasına, bu savaşın, bu soykırımın sona ermesine yönelik tüm taleplerin reddedildiği bir Birleşmiş Milletler mekanizması karşımızda." diye konuştu.

Gül, savaşların, soykırımın sona ermesi için BM'nin yeniden yapılanmasına ihtiyaç olduğunu anlattı.

Bütün dünyanın da aslında bunu istediğine işaret eden Gül, "Tüm halklar sokaklarda, caddelerde, meydanlarda İsrail'in bu vahşetinin, soykırımın son bulmasını istiyor. Bazı yöneticiler, Batılı bazı ülkeler buna kulak tıkasa bile bunun önüne kimse geçemeyecek. Filistin, özgür ve bağımsız olacaktır." ifadesini kullandı.

Abdulhamit Gül, Filistin'de barışın tam anlamıyla sağlanması için iki devletli çözüm gerektiğini kaydederek, "1967 sınırlarında, Doğu Kudüs'ün başkent olduğu Filistin devletinin kurulmasından başka dünya barışı için bir seçenek yok. Bütün dünyanın da buna kayıtsız kalmadan bu sonuca ulaşması hepimizin ortak dileği." değerlendirmesinde bulundu.

- "Batı'nın ne kadar riyakar, ne kadar sahtekar olduğu da ortaya çıktı"

İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan da İsrail'in Filistin'de gerçekleştirdiği zulüm ve soykırımın, Batı'nın foyasını ortaya çıkardığını ifade etti.

Erdoğan, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra o dönem Yahudilere yapılan soykırım da bahane edilerek artık böyle olayların bir daha yaşanmaması için çeşitli insan hakları sözleşmelerinin imzalandığını hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İşlerine gelen yerlerde bu kuralları da çok sert bir şekilde uyguladılar ama şimdi görüyoruz ki daha dün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde, tabii ki Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin hem de fevkalade yetkisini kullanarak Güvenlik Konseyini, 'Dünya düzenini tehdit eden bir durumla karşı karşıyayız. Bununla ilgili bir şey yapın.' diye yaptığı çağrının neticesinde yapılan toplantıda, 15 üyenin 13'ü 'ateşkes' derken -ki ateşkes bir barış değil, ateşkes bir çözüm değil, ateşkes sadece devam eden zulmün, devam eden şiddetin, devam eden kabul edilemezliğin durması- buna dahi Amerika bir veto ile engel oldu. Belki İkinci Dünya Savaşı'ndan beri bu kadar yoğun bir nüfus bölgesine, bu kadar küçük bir bölgeye, bu kadar çok konvansiyonel bomba atılmış olsun. Bunun hiçbir savaş hukukunda hiçbir uluslararası konvansiyonda karşılığının olmadığını biliyoruz."

Savaş suçları bakımından sadece İsrail'in değil, ABD ve Avrupa'nın da yargılanması konusunun konuşulması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Maalesef son dönemde Türkiye'ye 'insan hakları' diye, 'özgürlükler' diye, 'uluslararası anlaşmalar' diye bir şeyler dayatmaya çalışan Batı'nın aslında bütün bunlarda ne kadar riyakar, ne kadar sahtekar, ne kadar ikiyüzlü olduğu da ortaya çıktı." diye konuştu.

- "Bizim için Filistin sadece yakın bir toprak parçası değildir"

Bilal Erdoğan, Batı'da 15 yıl yaşadığını anımsatarak, "Oralarda bize anlatılan ideallerin, orada altı çizilen kuramların aslında ne kadar boş olduğunu, ne kadar yalan olduğunu yaşıyoruz şu anda. Yani bir cinnet hali ve Amerika bunun yandaşı, paydaşı, işin tam göbeğinde. Yani yapılan iş Amerika'nın soykırımı mı, İsrail'in soykırımı mı ayrıştırmak gerçekten mümkün değil." değerlendirmesini yaptı.

Gençlerin kendilerine "Filistin için ne yapabiliriz?" diye sorduğunu aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bir kere her şeyden önce acaba herhangi bir günümüz bu olan biteni unutarak geçiyor mu? Kendimize bunu sormamız gerekiyor. Bunu yaşamamız, hatırlamamız, dua etmemiz gerekiyor. Bir kere en alt seviyesi, iyi bir kulsak eğer, duanın en büyük silahımız olduğunu bilerek bu zulmün bitmesi, bu zulmü yapanların gerekli cezayı görmesi için dua etmemiz gerekiyor. İnanıyorum ki dua ettikçe yapılması gereken şeylere de Rabb'imiz bizi sevk edecektir. Tabii ki devamlı olan eylemler, ses getirecek etkinlikler, dişe dokunacak etkinlikler yapılması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'de normal şartlarda Filistin davası çok genel kabul görmüş bir davadır. Bu bizim için önemli bir kazanımdır. Çünkü bizim için Filistin sadece yakın bir toprak parçası değildir. İnananlar, Müslümanlar için çok önemli bir yer."

Erdoğan, Filistin'in yakın geçmişte Türk toprağı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Bugün Lübnan'da bir şey olduğunda 50-60 sene dahi orada kalmamış olan Fransız atlayıp Lübnan'a geliyorsa, Filistin bizim yüzlerce yıl yönettiğimiz, ecdadımızın fethettiği, ecdadımızın yerleştiği toprak parçasıdır. Bizim için önemlidir. Dolayısıyla bu hassasiyeti kaybetmediğimiz durumda inanıyorum ki sosyal ve toplumsal vereceğimiz refleksler ve tepkiler Türkiye'den, zaten Cumhurbaşkanı'mızın, bizi yönetenlerin bu konudaki duruşları dünyadaki en net, en keskin duruşlar. Biz de toplum olarak taşkınlık olmadan, kimseye zarar vermeden vakar içerisinde gerekli mesajı bütün dünyaya verebiliriz diye düşünüyorum."

Genç Türkiye Forumu, AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül ve İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan'ın yanı sıra TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan ile gençlerin katılımıyla basına kapalı gerçekleştirildi.

Kaynak: aa