Erol Ünal KARABIYIK Milli takımımızın Milletler Ligi şampiyonluğu, ülkenin ağır gündemi içinde bunalan halkımıza bir soluk oldu, yüzümüzü güldürdü. Uluslararası Voleybol Federasyonları Birliği FİVB tarafından, 1990 yılında başlatılan “Erkekler Dünya Ligi”nin gördüğü ilgi üzerine, bayanlarda da ilki 1993 yılında düzenlenen, aynı adla 2017 yılına kadar sürdürülen World Grand Prix, 2018 yılından itibaren adı ve formatı değiştirilerek Milletler Ligi adını aldı. Biz bu turnuvaya, başlangıcından ancak 16 yıl sonra, 2008 yılında katılabildik. Kıta elemelerini geçerek katılma hakkı elde ettiğimiz günü, o bayram havasını unutamam… 2012 yılında Çin’de ilk dünya grand prixi madalyasını aldığımızda da benzer bir sevinç yaşamıştık. * * * 2018 ve 2021’de de madalya ile tamamladığımız turnuvada bu yıl şampiyonluk elde ederek Ağustos ayında başlayacak 2023 Avrupa Şampiyonasının da, 2024 Paris Olimpiyatlarının da en önemli şampiyon adayı olduğumuzu ortaya koyduk. Tabii bu takıma gözümüz gibi bakmak, motivasyon ve performanslarına yönelik olumsuz etkilerden korumak koşuluyla… * * * Şampiyonaya dönecek olursak; Vargas gibi bir dünya yıldızının takıma katılmasının yanısıra, Ebrar Karakurt, Eda Dündar, Zehra Güneş’in alışageldiğimiz üst düzey performansları ile Pasör Elif Şahin, smaçör Derya Cebecioğlu ve Libero Gizem Örge’nin forma şansı bulmasının da takımımıza katkısı çok değerliydi. Çok başarılı bir turnuva çıkaran Gizem, Derya ve Elif’in forma şansı bulmasında, 2006 yılında federasyon başkanı iken başlatarak 2012 sonunda başkanlığı bırakana kadar sürdürdüğümüz ve hep savunduğumuz A milli takım antrenörlerinin kulüp takımı çalıştırmaması uygulamasına yeniden dönülmesinin rolü olduğunu düşünüyorum. Kulüp takımı çalıştırmayan Antrenörümüz Santarelli ve onun erkek voleybolunda sıkça karşılaştığımız iki pasör çaprazını devamlı olarak oyunda tutma uygulaması çok etkili oldu. Tabii bu uygulamanın en büyük riski olan servis karşılama problemini takımımıza yaşatmayan manşet, defans ve blokta çok başarılı olan Ebrar da… * * * Uzun vadeli plan ve projelerin, büyük fedakarlıkların sonucunda elde edilen bu büyük başarıda pay sahibi olan Federasyon ve kulüplerin yönetici ve antrenörleri ile sporcuları ve ailelerini gönülden kutluyorum. Ve final maçından hemen sonra takım kaptanımız Eda’ya, kutlarken söylediğim gibi; “Bu takımla Olimpiyat şampiyonu da olacağımıza yürekten inanıyorum.”