“Bu imza oğlumun imzasına benziyor mu?”
Süreyya ORAL Seçim atmosferinde yapılan geziler hep sürprizlerle doludur. Ne zaman nerede başınıza neyin geleceğini veya neyle karşılaşacağınızı bilemezsiniz.. Eskiden geziler öyle...
Süreyya ORAL
Seçim atmosferinde yapılan geziler hep sürprizlerle doludur. Ne zaman nerede başınıza neyin geleceğini veya neyle karşılaşacağınızı bilemezsiniz.. Eskiden geziler öyle günü birlikte değildi en kısası üç dört gün sürerdi.. O gezilerde unutamadığım olaylardan birini geçtiğimiz günlerde yazmıştım. Bülent Ecevit’in Aydın Denizli gezisinden dönerken yalvar yakar aracımıza binen bir kişinin yolda geçirdiğimiz trafik kazasında ölmesi… Başıma gelen olayların en haziniydi..
Şimdi yazacağım ise en komiği.. 1984 de yapılacak yerel seçimler öncesi Turgut Özal’ın Karadeniz gezisini izliyorum.. Bu gezilerde yarım saatlik bir yolun en kötü ihtimalle bir buçuk iki saatte alındığı dönem.. Çünkü bir ilçeden diğerine geçerken en küçük yerleşim biriminde bile durarak vatandaşın hal ve hatırı soruluyor..
Trabzon konuşmasından sonra be fotoğraf makinamı bir arkadaşıma vererek yola devam etmesini istedim.. Ben ise Trabzon da kalarak haberi yazdırdım… Acelem olmadığı için Ankara’dan tanıdığım Emniyet Müdürü Erol Köksal’ı ziyaret ederek bir çayını içtim… Daha sonra kent çıkışında polislerin de desteği ile Giresun yönüne giden bir otobüse bindim.. Daha otobüs hareket etmeden şoförlerin tabiriyle bir ördek Giresun yolcusu da otobüse bindi..
Yan yana oturduk.. Ben kendisine Özal’ın mitingini izleyip izlemediğini sordum.. Amacım iyi veya kötü görüşünü alarak daha önce yazdığım habere eklemekti.. Ancak o cebinden bir kağıt çıkararak “bu benim oğlanın imzasına benziyor mu?” diye sorunca bütün Karadeniz fıkra ve esprileri film şeridi gibi gözümün önünden geçti.. Sonra olayı anlatınca her şey anlaşıldı… Arkadaşın oğlu 12 Eylül sonrası içeri alınmış ve Trabzon cezaevinde yatıyormuş.. Bir dava açmak için oğlunun vekaleti gerekiyormuş ve onu almak için Trabzon’a gelmiş.. Ama oğlanı kendisine hiç göstermeden düzenlenen vekaletnameyi kendisine vermişler.. Oğlanı göstermeden verilen evrak nedeniyle içine kuşku düşmüş ve bu kuşkuyu gidermek için bu soruyu sormuş.. Ben de Ankara’da tanık olduğum olaylardan bildiğim için belgenin cezaevinde noter huzurunda imzalatıldığını ve müsterih olmasını istedim.