BRICS+

Abone Ol

2024 Türkiye’nin yanı sıra tüm dünyayı kaygılandırıyor. Ekonomik sıkıntıların bu yıl tavan yapması bekleniyor. Moskova’nın Ukrayna’yı cezalandırma kararlılığını sürdürmesiyle buğdayda, Yemen’de Husilerin Kızıldeniz gemi geçişlerini engellemesi ve İran’a yönelik ambargo petrol ve emtia fiyatlarında ciddi bir belirsizliğe yol açtı. Zenginler kulübü Yemen krizi nedeniyle, birkaç otomotiv firmasının zorunlu tatile çıkması dışında pek etkilenmedi. Zaten küresel güçler bu olumsuz tablodan daha da zenginleşerek çıkmanın yolunu bir şekilde bulur, olan ekonomisi kırılgan ülkelere, oralarda yaşayan insanlara olur. 
Küresel aktörlerin bitmeyen kar hırslarını frenleyebilecek tek güç, küresel tedarik zincirinin başat ülkeleri Çin ve Hindistan’dır! Rusya’nın da aralarında olduğu bu üç başat güç ya da küresel hammadde sağlayıcıları, yeni dünya düzeninde ortak hareket edebilirse, ABD’nin başı çektiği Batıya birçok kritik konuda diz çöktürebilir. Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’in 2006 yılında kurduğu "BRIC" grubu, 2011'de Güney Afrika'nın da katılımıyla "BRICS" oldu. 1 Ocak’ta Mısır, Etiyopya, İran, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri bu gruba dahil olup grubun adına “+” eklendi. ABD üssünün olduğu Bahreyn bile “BRICS +” a katılma yolunda. Batının şer odağı olarak tanımladığı bu güç 2024 yılında önemli hamleler yapabilir. Ne de olsa dünya nüfusunun beşte ikisinden fazlasına, toprakların dörtte birinden çoğuna sahip devasa bir güçten söz ediyoruz. 
Doğudan esen bu sert rüzgarla Batı’nın tam ortasında yer alan Türkiye’nin hamlelerini doğru yapması elimizi daha da güçlendirebilir. Tek kutuplu dünyadan çok kutuplu dünyaya geçiş sürecindeki Doğu-Batı savaşından, zararla değil karla ve çok önemli bir rol üstlenerek çıkabiliriz. Yeter ki doğru zamanda doğru yerde duralım. Satrançta yanlış hamle oyun kaybettirir.
***
ÖZELLEŞTİRMEYE DEVAM
Ekonomi bu yıl da en çok konuşulacak konuların başında geliyor. 2024 yılında, kaynak arayışlarını sürdüren iktidar 25 milyar liralık özelleştirme geliri planlıyor. Bu yıl 10 kurumun özelleştirilmesi, 200 özelleştirme ihalesi yapılması öngörülüyor. Özelleştirmelere gelecek yıl ve 2026 yılında da devam edilecek. 2025 yılında 205, 2026 yılında ise 210 ihale yapılacak ve 20 kuruluş daha özelleştirme kapsamında satılacak. 2025 için özelleştirme gelir tutarı tahmini 30 milyar, 2026 tahmini ise 35 milyar lira.
Türkiye’de, Ak Parti iktidarı öncesi 1986-2003 yılları arasında 8 milyar dolara yakın özelleştirme yapılmıştı. 2004 yılından sonra özelleştirmeye hız verildi. Son 20 yılda toplam 81 milyar dolarlık özelleştirme yapıldı.
***
EKVADOR ÇETELERLE SAVAŞTA
Güney Amerika’nın kuzeyinde yer alan 17 milyon nüfuslu Ekvador Cumhuriyeti’nin başı uyuşturucu çeteleriyle dertte. Uluslararası uyuşturucu trafiğinin Meksika ve Kolombiya’nın ardından daha güneye Ekvador’a kaymasının üzerine ülke zor günler yaşıyor. Uyuşturucu çete elebaşı Salazar ve adamları hapishaneden kaçıp güvenlik güçlerini hedef aldı. Ülkede şiddetlenen olayların kontrol altına alınması için ordu birlikleri devrede. Ekvador Devlet Başkanı Daniel Noboa, "uyuşturucu çeteleriyle savaş halinde olduklarını" açıkladı. Çetelerin, televizyon kanallarını basıp, hapishanelerde ayaklanıp, güvenlik güçlerini rehin alması üzerine, ülkede geçen hafta 60 gün süreli olağanüstü hal ilan edildi.
 Uyuşturucu belası aslında yüzyılımızın en büyük tehditlerinden biri. Ülkemizde bu konularda yaşanan davalarda suçluların mahkeme salonlarındaki tavırlarını yakından izliyoruz. Sağlıklı nesiller yetiştirilmesi ve huzurlu bir dünya için suç örgütleriyle mücadelede uluslararası iş birliği önemli. Sağduyulu ülkeler, uyuşturucudan gelen kara paranın silah kaçakçılığı ve terör odaklarına akışını önlemeli.
***
FRANSA’NIN YENİ BAŞBAKANI
Fransa’da yürütme 34 yaşındaki Gabriel Attal’a emanet edildi. Ülke tarihinin en genç başbakanı olarak göreve başlayan Attal, Macron'un cumhurbaşkanlığı döneminde milletvekilliği, hükümet sözcülüğü ve eğitim bakanlığı gibi kritik görevler üstlenmiş tanınmış bir siyasetçi. "Özgürlük, Eşitlik ve Kardeşlik" ilkelerine sıkı sıkıya bağlı olacağını belirten yeni Başbakan, güvenlik meselesinin ve göçle mücadelenin ülkesi için en önemli sorunlar olduğunu kaydetti.
Gabriel Attal, Fransa'nın en genç olmanın yanı sıra, ilk eşcinsel başbakanı kimliğiyle de kamuoyunun dikkatini çekiyor. Hatta Attal’a yönelik eski eşcinsel sevgilisi Stephane Sejourne'yi Avrupa ve Dışişleri Bakanı olarak ataması eleştirilere de neden oldu. Eski sevgililerin birlikte nasıl bir ahenk içinde çalışacağı kamuoyunda merak konusu.1970’lerin sonunda Fransa’daki öğrencilik yıllarımda müzik ve sanat dünyasındakiler arasında yaygın olan eşcinselliğe karşı sıradan halkın homofobik bakışı Fransa’da bile etkiliydi. O yıllarda ileri yaştaki Güney Fransa’da yaşayan geleneksel ve tutucu Fransızlar, “Böyle giderse günün birinde başımıza eşcinsel bakan da gelir” derken bugünleri öngörmüşlerdi. 
Avrupa ve Batının her şeyi eleştirilebilir. Ancak kişisel hak ve özgürlükler konusundaki tolerans ve hoşgörüden kesinlikle taviz vermeyen tutumlarına kanımızca pek bir şey söyleyemeyiz. Batı kişileri özellikle de kamu görevlilerini özel hayatlarından, kişisel tercihlerinden ya da ne kadar erkek-delikanlı adam olup olmadıklarından ziyade, kamu malını nasıl kullanıp, devletin hazinesine ne kadar sahip çıktığıyla, liyakatle ölçüyor. Kamu malına sahip çıkmak, kamu harcamalarında kılı kırk yarıp, garip gurebanın vergilerine el uzatmayıp, buna yeltenene izin vermemek en önemli vatanseverlik göstergesi değil mi?