CHP'li Şahbaz’dan Bakan Memişoğlu’na: Hala makamı işgal ediyor olması abesle iştigaldir CHP'li Şahbaz’dan Bakan Memişoğlu’na: Hala makamı işgal ediyor olması abesle iştigaldir
Haber: Bilgesu Erdem  Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan oluşan BRICS 2010’dan beri ilk kez genişleme kararı alarak Güney Afrika’nın Johannesburg kentinde 22-24 Ağustos tarihlerinde gerçekleşen 15. BRICS zirvesinde, Suudi Arabistan, İran, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır, Etiyopya ve Arjantin’in bloka üyelik taleplerini kabul ettiler. Orta Doğu’nun petrol devlerinin BRICS’e üyeliği, Batı karşısında yeni bir blok mu doğuyor, sorusunu beraberinde getirdi. Öte yandan, BRICS’e katılan Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin ABD ile olan güçlü güvenlik ilişkileri de başka soruları gündeme taşıdı. Dış Politika Uzmanı Aydın Sezer, gelişmeleri 24 Saat’e değerlendirdi. BRICS, NATO’ya alternatif olabilir mi? Sezer, bu soruyu, “BRICS ile NATO’yu kıyaslayamayız çünkü birisi askeri ittifak diğeri daha çok ekonomik motiflerle oluşturulan bir birliktelik. Ancak NATO’ya alternatif gibi  oluşmakta olan Şanghay İşbirliği Örgütü de genişliyor. Orada da özellikle Hindistan, Pakistan, İran faktörü var. Suudi Arabistan oraya da müracaat ettiği için bir askeri birliktelik de var ancak bu farklı bir platform.” diye yanıtladı. “Batı'yı endişeye sevk ediyor” “BRICS özellikle 2008 sonrası ekonomik krizle birlikte önem kazanmaya başladı.” diyen Sezer, organizasyon yapısının henüz yeterince gelişmediğinin altını çizdi. “Özellikle Batı ittifakında aradığını bulamayan ülkelerin yeni arayışları esnasında bir platform olarak ortaya çıktı. BRICS’i oluşturan beş ülkenin her birinin belli bir kıtada belli bir perspektifte yol aldıklarını düşünürsek hemen her ülke coğrafi olarak kendine yakın bir muhataplık ilişkisi açısından BRICS’i bir cazibe merkezi haline getirdi. Ama özellikle Ukrayna Savaşı bu işin aslında Üçüncü Dünya Ülkeleri açısından bir dönüm noktası oldu. Çünkü Batının Rusya’ya yönelik ambargoları ve Batı’nın Çin ile ilgili perspektifi bu ülkeleri farklı bir arayışa itmek durumunda kaldı. BRICS resmen bir cankurtaran haline geldi ve o nedenle çok sayıda ülkenin müracaat etmesine yol açtı. Son BRICS zirvesiyle Etiyopya’yı da kabul ettiler.” ifadelerini kullandı.  Sezer,  “BRICS içerisindeki ülkelerin özellikle iktisadi alanda somut olarak neler yapabilecekleri Avrupa Birliği’ni ve ABD’yi endişeye sevk ediyor. Şanghay İşbirliği Örgütü’nün yapısında da genişleme söz konusu  olduğu için Suudi Arabistan gibi bir ülkenin bile müracaat etmiş olması Batı için endişe verici. Bundan sonraki süreçte her iki organizasyonun da daha fazla ilgi çekeceğini düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.  Mısır ve BAE’nin ABD ile güvenlik ilişkileri BRICS açısından ne anlama geliyor? Sezer, “Bu ülkelerin Orta Doğu’da ABD’nin özellikle son yıllardaki Güney Doğu Asya ya da Çin, Japonya, Avustralya gibi bölgelere olan artan ilgisi nedeniyle, ABD acaba Orta Doğu’dan çekiliyor mu ya da ABD Orta Doğu’daki etkisini kaybediyor mu, sorularını beraberinde getirdi. Özellikle Suriye Savaşı ile birlikte Rusya’nın Orta Doğu’da kalıcı bir güç olarak yerleşmiş olması bu yıldan itibaren de Suriye’nin Arap Ligi’ne dönmesiyle birlikte Rusya-Arap Ligi ilişkilerinin  farklı bir boyuta taşınıyor olması, Körfez ülkelerinin Rusya’dan silah alımı dahil iş birliği içerisinde olmaları, ama daha somut olarak OPEC’in içerisinde ABD ve Batının Rusya’ya petrol ambargosuyla ilgili dizayn ettiği projeksiyonları OPEC içerisinde boşa çıkardı bu ülkeler. Rusya’dan bahsetmiyorum, özellikle Körfez ülkelerinden bahsediyorum. Bunu çok açıkça bir meydan okuma şeklinde yaptılar. OPEC, Batının Rusya’ya petrolle ilgili ambargo ya da müeyyideleri perspektifinde tamamen Rusya’nın yanında yer aldı.” diye konuştu. Sezer, “İki sene önce Türkiye, Rusya ve Katar; Suriye konusunda ortak bir mutabakata imza dahi attılar. Dolayısıyla bu ülkeler ABD ile olan ilişkilerini gözden geçiriyorlar. Bu konuda oldukça cesur adımlar da atıyorlar. Suudi Arabistan, İran yakınlaşmasını Çin’in kotardığını düşünürsek Körfez’de de Çin, iktisadi olarak, Rusya da siyasi, askeri olarak kazanımlar elde ediyor ve bu Çin ile Rusya arasında bir rekabete de yol açmıyor. Çünkü Çin’de Rusya’da olmayan bir iktisadi perspektif var.” diyerek sözlerine devam etti.  “BRICS ve ŞİÖ ortak hareket ediyor”  “BRICS ve Şanghay İşbirliği Örgütü’nün ortak bir hareket planı sergilediklerini söyleyebiliriz.” diyen Sezer, “Burada Rusya açısından kritik olan acaba Hindistan’a karşı Çin’i daha mı fazla tercih ediyor sorusu var Rusya ve Hindistan medyasında. Ukrayna Savaşı ile birlikte Rusya Çin’i biraz daha önceledi. Hindistan biraz ikinci planda kaldı. Hindistan da bundan rahatsızlık duyuyor. Ama o da Rusya ile ilişkilerini geri plana atabileceği bir boyutta değil. Petrol alıyor, indirimli tahıl ithal ediyor.” sözleriyle konuşmasını noktaladı.