İSTANBUL (AA) - Anadolu Ajansının (AA) Global İletişim Ortağı olduğu, Boğaziçi Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen 12. Boğaziçi Film Festivali'nde, Anadolu Ajansının (AA), İsrail'in Gazze'deki savaş suçlarını ortaya koyan "Kanıt" belgeseli gösterildi.
Belgeselin yapımcısı ve AA Özel Prodüksiyonlar Direktörü Abdulkadir Karakelle, festival kapsamında Atlas 1948 Sineması'nda düzenlenen "Boshporus Talks" programında, "Belgeselde Sınırları Zorlamak" başlıklı söyleşiye katıldı.
Abdulkadir Karakelle, festivalin artistik direktörü Enes Erbay'ın moderatörlüğünde, gerçekleştirilen söyleşide, filmde araştırmacı gazetecilik ve belgeselcilik yapıldığını anlatarak, "Anadolu Ajansı bölgedeki en büyük haber ajansı. Belgeselde kullandığımız görüntülerin hiçbirini kendimiz üretmek zorunda kalmadık. Çünkü bu görüntüler Anadolu Ajansının uzunca bir zamandır, bölgede çalışarak kurduğu, karşılıklı güven ilişkisine dayanan, profesyonel temelleri olan serbest gazetecilerin ürettiği görüntülerdi. Anadolu Ajansı 104 yıldır bölgede faaliyet gösteriyor. Editoryal çizgisi kapsamında da bu ilişkileri sürekli geliştirmeye devam ediyor." dedi.
- "Bunlar savaş suçlarının kanıtı hükmünde datalar"
Her gün binlerce fotoğraf, video ve haberin Anadolu Ajansı haber sistemine girdiğini belirten Karakelle, şunları kaydetti:
"Bunlar birer data. Aynı zamanda savaş suçlarının kanıtı hükmünde olan datalar. Burada bizim belgeseli yapmamızı sağlayan şey, işin vizyonunu oraya çekmek, o fotoğraflara bakış açımızı değiştirmek. Bu fotoğraflara zulmün fotoğrafı olarak bakarsanız farklı bir şey görürsünüz. Bunlara savaş suçunun delili olarak bakarsanız o zaman karşınıza bir belgesel çıkabilir."
Karakelle, belgesel sürecinden önce Gazze'den gelen görüntülerden "Kanıt" kitabının yapıldığını aktararak, "Kitabı yapan Anadolu Ajansının değerli çalışanları, bizim bütün ön prodüksiyon çalışmamızı üstlenmiş oldu. Onlar bu projeyi hayata geçirirken zaten mevcut görüntüleri, uluslararası hukukta tanımlanmış insan hakları suçlarına göre kategorize etti. Biz o olayın hikayeleştirilmesi sürecinde müdahil olduk." diye konuştu.
İsrail'in işlediği savaş suçundan sorumlu tutulabileceğine işaret eden Karakelle, bu hukuku çok iyi bilen ve bu hukukun oluşmasına katkı sağlayan insanlarla görüşüldüğüne vurgu yaparak, "Kenneth Roth mesela HRW'nun (İnsan Hakları İzleme Örgütü) 30 yıl direktörlüğünü yapmış. Uluslararası hukukun oluşmasına katkı sağlayan insanlar var. Toby Cadman da aynı şekilde. Dolayısıyla en doğru insanla, en kolay şekilde onu izleyiciye aktarabilecek cümleleri bize verebilecek kişilerle röportaj yaptık." ifadelerini kullandı.
- "Belgeselde en fazla yer verdiğimiz içerik fosfor gazı oldu"
Abdulkadir Karakelle, fosfor gazı kullanımının savaş suçları konusunda çok teknik bir konu olduğuna değinerek, şu bilgileri verdi:
"Belgeselde en fazla yer verdiğimiz içerik de o oldu. Fosfor gazı kategorik olarak savaş suçu sayılan bir silah değil. Kullanım şekline göre savaş suçu ya da insanlığa karşı suç olarak değerlendirilecek bir silah. Gazze'deki kullanım şekli bu suçun bütün gerekliliklerini yerine getiriyor. 'Biz öyle bir şey yapalım, öyle bir savaş suçunu ortaya koyalım ki inkar edilmesi mümkün olmasın.' dedik. Dolayısıyla tabii ki belgeselin içerisinde diğer insanlara karşı işlenen suçlar ve savaş suçlarıyla alakalı bölümler var. Ama fosfor gazının bu kadar merkezde olmasının sebebi, inkar edilemeyecek olması. Belgeselin arada kalınacak bir şey bırakmadığını düşünüyorum."
Tehlikeli ve zor bölgelerde çalışma koşulları konusunda hiçbir görüntünün insan hayatından değerli olmadığını vurgulayan Karakelle, "Nasıl ki dünyamızda uymamız gereken fizik kuralları varsa bunların dışına çıkamıyorsak herhangi bir çalışma bölgesine gidildiği zaman da oraya has kurallar var. Eğer o kuralları ön prodüksiyon aşamasında düzgün çalışırsanız eve tek parça halinde sağ salim dönme ihtimaliniz çok daha fazla. Burada insanın hırsıyla amacını birbirinden ayırt etmesi gerek. Onun peşinden giderseniz yapmanız gerekenin ötesine geçmiş olursunuz." değerlendirmesinde bulundu.
- "Amerika'da milyonlarca insan bu belgeseli izliyor"
Karakelle, belgeselin didaktik olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Daha dikkatli izlenmesi gereken bir belgesel. Elimizde çok fazla görüntü vardı. Bizim ekstradan belgeselin duygusunu artırmak için ritmini değiştirmekten başka çok da üstümüze vazife düşmedi diyebilirim. Gazze'de üretilen bütün görüntüler, bizim oradaki seyirciye aktarmamız gerektiğine inandığımız duygu yoğunluğunu barındıran görüntülerdi."
"Kanıt" belgeselinin Amerika'da 100 şehirde gösterime sunulduğunu dile getiren Karakelle, "Milyonlarca insan bu belgeseli Amerika'da izlemeye devam ediyor. Her gün farklı bir şehirde, farklı bir etkinlik yapılıyor. Belgesel aynı zamanda Amerika'da bir genel platforma satıldı." açıklamasını yaptı.
Abdulkadir Karakelle, ikinci projenin Salda Gölü üzerine olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sınırları orada da zorluyoruz. Çünkü bizim arkadaşlarımız şu anda NASA'da çekimler gerçekleştiriyor. Salda Gölü ve Mars arasındaki ilişkiyi anlatan belgesel yapıyoruz. Bundan sonra da Gazze ile alakalı 'Tanık' isimli belgeseli yayınlayacağız. Onun da çekimleri Gazze'de devam ediyor. Gazze'de görev yapan Anadolu Ajansı çalışanı Ali Jadallah'ın bir gününü çekiyoruz. Onun hayatı üzerinden oradaki gazeteciliği, aile özlemini, onun gazetecilik namına yaptıklarını, insanlık onuruna nasıl katkı sağladığını anlatan bir belgesel çalışması, çekimleri devam ediyor. Onu da yıl başından önce tamamlamak niyetimiz."
Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğünün desteklediği festival bu akşam sona eriyor.