Bodrum/Fethiye

Utku ŞENSOY Bir buçuk yıllık salgın ve kapanma döneminin ardından, aşılama hız kazanıp kısıtlamalar kalkınca cümbür cemaat soluğu sahil kasabalarında almaya başladık. Biz...

Abone Ol
Utku ŞENSOY Bir buçuk yıllık salgın ve kapanma döneminin ardından, aşılama hız kazanıp kısıtlamalar kalkınca cümbür cemaat soluğu sahil kasabalarında almaya başladık. Biz de 10 yıla yakın bir süredir Bodrum’daki yazlığımıza gitme imkanı bulamıyorduk. Bayram öncesi sahil kalabalık olmadan fırsat bu fırsattır deyip, Bodrum’a göre görece daha sakin olan Fethiye’deki yazlığımıza oradan da, rahmetli validemden yadigar Torba’daki yazlığa gidip geldik. Bu kısa süreli ziyarette her iki tatil yöremiz için de kişisel saptamalarımız oldu; • MASKE-MESAFE: Fethiye’de kent içinde maske mesafe kuralına uyanların çoğunlukta [caption id="attachment_217255" align="alignright" width="403"] Bodrum[/caption] olmasına rağmen, Bodrum’da bu kuralların hemen herkes tarafından göz ardı edildiğine tanık olduk. • YERLİ-YABANCI: Yerli turist çoğunlukta, Ukrayna ve yeni yeni gelmeye başlayan birkaç Rus turist dışında hemen hemen yok denecek kadar az sayıda yabancı gördük. Çoğu zaman otellere kapanan yabancılar, ulu orta yerde maskesiz dolaşmayıp, kurallara daha fazla dikkat ediyor. • PAZAR YERLERİ: Maske-mesafe kurallarının hemen hemen hiç olmadığı yerlerden biri de köylü pazarları. Uygun fiyatlı leziz yöresel doğal ürünlere ulaşmak büyük bir ayrıcalık bir de kurallara uyulabilse. • PARALI-KOKOZ: Bir buçuk yıllık salgın döneminde aç-kapalar, turizme bel bağlayan esnafı hayli bunaltmış. Temmuz geldi kaygılar hala sürüyor, gözler uzun bayram tatilinde gelecek “paralı yerli” turistte. [caption id="attachment_217256" align="alignright" width="323"] Fethiye[/caption] • PLAJLAR LEBALEB DOLU: Özellikle halka açık plajlar balık istifi, kumsallar, deniz mesafe kuralını tanımayanlarla dolu. Ortalık insandan ve araç trafiğinden geçilmemesine rağmen, bir esnafın dediği gibi, “cebine bin lira koyup soluğu tatil yöresinde alan kokozlar” esnafın kanayan yarasına çare olmuyor. • TRAFİK KABUSU: Trafik için özel bir paragraf açmakta yarar var. 2 bin kilometreye yakın yol yaptık, 4-5 yerde toplamda 60-70 kilometrelik bakım onarım çalışmalarını saymazsak bu sıcaklara rağmen yolların durumu fena değil. 100 km hız aşılmazsa konforlu bir yolculuk yapılabiliyor. Öte yandan, Fethiye’ye 80-90 kilometre kala başlayan yol yapımı, mıcır serimi ve tadilatlar dolayısıyla bu tatil yöresine ulaşmak tam bir kabus. Bodrum’da ise, yarımadanın bir yerinden bir başka yerine gitmek saatler alıyor. Trafik günün her saati aşırı yoğun, otoparklar el yakıyor. Sanırız ileride bir çözüm olarak yarımada etrafındaki 13 yerleşim yeri arasında ring yapan İstanbul boğazındaki vapur seferleri benzer, hızlı giden küçük deniz otobüsleri ya da bir başka zihni sinir projesi olarak hafif raylı veya havadan giden toplu taşım sistemlerinin kurulması kaçınılmaz olacak. Aksi takdirde yarımadanın hangi yöresinde konaklıyor-ikamet ediyorsanız özel otonuzla yüksek turizm aylarında semtinizin dışına çıkma yasağı getirmek gerekecek! [caption id="attachment_217254" align="alignright" width="345"] Bodrum sahilleri insan kaynıyor[/caption] • FİYATLAR: Pahalılık ve fiyat artışı ülkemizin hemen her yerinde olduğu gibi bu yörelerde de kendini gösteriyor. Et-süt-yumurta yağdaki fiyat artışı gıda sektörünü buralarda da etkilemiş. Ama yine de tatilciler için hemen her bütçeye göre seçenekler mevcut. Bodrum yarımadasında belediyenin işlettiği cafe ve plajlarda yiyecek-içecek fiyatları son derece makul. Çay 2,5 lira, gözleme 20 lira… Hani Bodrum’da lahmacun-ayran 80-100 lira, makarna 400 lira deniliyor ya, belediyenin hizmet verdiği çok sayıdaki sahildeki bu mekanlarda kişi başı 25-30 liraya rahatça karnınız doyuyor, ya da “branch keyfi” yapılabiliyor. • MEGA YATLAR: Demirlediği yerlerde 8-10 tanker dolusu yakıt alan, dünyanın tanınmış mega yatlarının uğrak duraklarının başında Bodrum’un Türkbükü koyu geliyor. Dünya paparazzi medyasının yakından takip ettiği bu mega yatlardan Halikarnas açıklarında ve Torba koyunda da görmek mümkün. Sonuç olarak, 1,5 yıldır çok bunaldık temiz hava deniz-kum-güneş hakkımız ama yaz rehavetine kapılmadan uzmanların uyarılarına da kulak vermemiz şart. Aşılamada yüzde 80’lerin çok gerisindeyiz. 45-50 gün sonra okullar açılacak, 90 gün sonra yurdumuzun önemli bir kısmı sonbahar-kışa merhaba diyecek. Bu süreci iyi değerlendirip aşı karşıtlarına kulak vermezsek, sürü bağışıklığı kazanabilir, maske-mesafe ile birlikte 14 maddelik korunma-hijyen kurallarına da riayet edersek vartyantlara karşı koruma sağlayabiliriz. Aksi takdirde sonuçları öngörülemeyecek kadar ağır bedeller ödeyeceğimiz delta etkisinin ve dördüncü dalganın yaşanacağı bir kış geçirmek zorunda kalırız.