Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü (IOM), Suriye’deki insani duruma ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, 2011'de başlayan iç savaşın ülkede büyük bir yıkım ve kitlesel yerinden edilmelere yol açtığı belirtilerek, şu ana kadar 6 milyondan fazla Suriyelinin ülkeyi terk ettiği ve 5,5 milyon kişinin ülke içinde yer değiştirmek zorunda kaldığı hatırlatıldı. Ayrıca, Suriye nüfusunun yüzde 90’ının yoksulluk sınırının altında yaşadığı ve 17 milyon kişinin halen insani yardıma ihtiyaç duyduğu vurgulandı.
IOM verilerine göre, geçtiğimiz hafta 250 bin Suriyeli evlerine geri döndü. Bu grubun 100 bini yurtdışında yaşayan mültecilerden oluşurken, geri kalanlar ise ülke içinde yerinden edilmiş kişiler. Ancak uzmanlar, geri dönüşlerin yerel koşulların güvenli bir şekilde sağlanmasına bağlı olduğuna dikkat çekiyor.
"Şehirler harabeye döndü, ihtiyaçlar muazzam"
Açıklamada, savaş süresince Suriyelilerin maruz kaldığı şiddet ve yıkımın “akıl almaz seviyelere” ulaştığı ifade edildi. Ülkedeki pek çok şehrin halen harabe durumda olduğu belirtilirken, insani ihtiyaçların boyutunun “muazzam” olduğu vurgulandı.
Suriye’de temaslarını sürdüren IOM Genel Direktörü Amy Pope, uluslararası topluma destek çağrısında bulundu. Pope, Suriye halkı için “umut dolu bir döneme girildiğini” belirterek, şunları söyledi:
“Bu, 14 yıldan uzun süren yıkıcı çatışmanın ardından, çok fazla acı ve yıkım yaşamış Suriye halkı için tarihi bir fırsat anı. Zorluklar büyük olsa da uluslararası toplumun Suriyelilerin hayatlarını yeniden kurmalarına destek olması gerekiyor.”
Pope ayrıca, bağışçı ülkeler ve diplomatik ortaklarla, mültecilerin dönüşü için gerekli kaynakların harekete geçirilmesi gerektiğini vurguladı ve geri dönüşlerin ancak “güvenli, gönüllü ve organize” bir şekilde desteklenebileceğinin altını çizdi.
1 Milyon Suriyelinin dönüşü öngörülüyor
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Orta Doğu Direktörü Rema Jamous Imseis de, 2025 yılı Haziran ayına kadar bir milyon Suriyelinin ülkesine geri dönmesinin öngörüldüğünü duyurdu. Ancak uzmanlar, bu sürecin, uluslararası desteğin yanı sıra yerel koşulların iyileştirilmesine bağlı olduğunu ifade ediyor.