Çevre

Bir Zamanlar Gelecek: 2121'in yönetmeni Altın: İklim krizi şaka değil!

Türkiye’nin ilk "yeşil film" girişimi olan “Bir Zamanlar Gelecek: 2121”, festival ve özel gösterimlerle izleyici karşısına çıkıyor. Türkiye’nin, bilimkurgu-distopya alanında çalışan ilk kadın yönetmeni olan Serpil Altın, filmin yapım sürecini ve setteki israfı önlemeyi hedefleyen ekolojik yaklaşımı 24 Saat’e anlattı.

Abone Ol

Deniz Ali Tatar

Türkiye’de kadın yönetmen tarafından yönetilen ilk uzun metraj bilimkurgu ve distopya filmi olarak dikkat çeken “Bir Zamanlar Gelecek: 2121” izleyici karşısına çıkmaya devam ediyor. Geçtiğimiz haftalarda Ankara’da Kült Kavaklıdere’de ilk gösterimi gerçekleştirilen film, Türkiye’nin ilk "yeşil film"i olma özelliğini taşıyor. Yönetmen Serpil Altın, kısa filmleriyle aldığı ödüllerin ardından, ilk uzun metrajlı filmi ile kariyerine yeni başarılar eklemeyi hedefliyor. Filmin anafikrinin “100 yıl sonra başımıza ne gelecek?” olduğunu söyleyen Altın, doğanın geleceği ile ilgili duyduğu kaygıları filmde anlattığını belirtiyor.

“Kısa film, bir yönetmenin fikirlerini bağımsız ifade edebildiği üretim biçimlerinden”

Yönetmenliğe kısa filmle başladığını ifade eden Altın, kısa filmlerinden ilk uzun metrajına giden süreci şu şekilde anlatıyor:

“Kısa filmler, bence bir yönetmenin fikirlerini bağımsız ifade edebildiği üretim biçimlerinden biridir. Bu bağımsız üretimlerin seyirciyle buluştuğu zamanlarda yönetmen ve yazar olarak da çok şey öğreniyoruz. Benim için de bu şekilde oldu. Filmimi seyirciye ulaştırma maratonumda sektörden yeni arkadaşlarım ve dostlarım oldu. Uzun film yolculuğumda da bu arkadaşlarımla kolaylıkla bağlantı kurabildim. Ama ben 'uzun metraj çekmek için önce kısa filmler çekmek gerek' diyen biri değilim. Yönetmenin anlatmak istediği hikaye aslında, hangi metrajda çekilmesi gerektiğini yönetmene söylüyor ve ben buna inanıyorum.”

“Doğaya dair duyduğum kaygılar, beni yormaya başladı

“Bir Zamanlar Gelecek: 2121” filminin temasının “100 yıl sonra başımıza ne gelecek?” olduğunu belirten Altın, iklim krizinin etkilerinin artışı sonucu dünyanın yaşanmaz bir hale geldiğinde ne yapılacağı üzerine düşündüğünü söylüyor. Yönetmen Altın, filmin hazırlanma sürecini ise şu şekilde özetliyor:

“Doğaya dair gelecek için duyduğum kaygılar, beni yormaya ve sürekli bilimsel gerçekleri takip etmeye yönlendirdi. Bu gerçekleri okudukça da endişelerim daha da artıyordu. Bu durumun farkındalığını paylaşmam gerektiğini düşünüyordum. Pandeminin hayatımıza girmesiyle bu paylaşım isteği senaryolaşma sürecini başlattı.  Eş senaristim Korhan Uğur ile hem sürecin içinde yaşıyor hem araştırıyor hem de dikkat çekici olacak bir olay örgüsüne dönüştürmeye çalışıyorduk. Farklı ama yorucu bir dönemdi.” Filmde hiyerarşik tablonun da değişime uğradığını söyleyen Altın, ‘anaerkil’ ve ‘ataerkillik’ konularını tartıştığına dikkati çekiyor. Ayrıca filmde geçen ‘mutlu hayatlar’ cümlesinin de ironik bir hali olduğunu dile getiren Altın, süreci şu şekilde özetledi: “Bence her yaş grubuna ve cinsiyete hiyerarşi deneyimi yaşatılmalı. Şu anda dünyanın genelinde ülkeleri yaşlı nesiller yönetiyor. Peki yaşadığımız dünyadan ne kadar mutluyuz? Bu dünyada huzurlu muyuz? Ben aslında bu sorulara cevap ararken gelecekte kurguladığım dünyada fantezilerime cevap aradım. Gençler gücü eline alsaydı ütopik mi olurdu? Yoksa distopik mi? Bu soruların cevaplarını hep birlikte aramak istiyorum.”

Filmin oyuncu kadrosu konusunda cast direktörü Selim Bahar ile beraber çalıştıklarını aktaran Altın, “Filmin yazım sürecinde, Selen Öztürk ve Ayşenil Şamlıoğlu hep çalışmayı arzuladığım isimlerdi. Cast Direktörüm Selim Bahar da bu isimleri öneri olarak sunduğunda, doğru yolda olduğumuzu düşündüm. Çağdaş Onur Öztürk ise tamamen Selim Bahar’ın bizi buluşturma başarısıdır. Hepsine tek tek hayranım. Yaptığımız iş tam bir cesaret işi. Bu sebeple bizim gibi cesaret trenine binen yetenekli oyuncularımız ve ekibimiz olduğu için çok şanslıyım” dedi.

“Yeşil film anlayışıyla ‘israfsız set’ organize ettik”

“Bir Zamanlar Gelecek: 2121” filmiyle beraber Türkiye’nin ilk "yeşil film" girişimine imza atan Altın: “Yeşil film yapımı çok uzun anlatılması gereken bir konu. Ben kısaca 'israfsız setler organize etmek' olarak açıklayabilirim. Birkaç örnek olarak şunları söyleyebilirim; Dekorlarımızı geri dönüşümden yaptık, atıklarımızı ayırdık, plastik şişe ve karton bardak kullanmadık, senaryo basmadık, led ışıklar kullandık ve daha pek çok detayımız var” dedi.

Filmin çekimlerini 2022 yılının Ocak ayında gerçekleştirdiklerini söyleyen Altın, 3 haftalık bir süreçte tamamladıklarını söyledi. Altın, “İstanbul Kartal’da bir platoda kurduğumuz dekorda çekimlerimizi gerçekleştirdik. Çekimleri yaptığımız tarihlerde hava inanılmaz soğuktu ve platoyu ısıtmak gerçekten çok zordu. Bu konuda hem oyuncularımız hem de ekip olarak oldukça zorlandık. Post prodüksiyon sürecimiz tüm aşamalar dahil 2,5 ay kadar sürdü. Bu bahsettiğim süreçler uzun metraj bir film yapımı için oldukça kısa süreçler. Maddi ve manevi gereklilikler nedeniyle projenin ön hazırlık aşamasında tüm detayları programlayarak yapmaya çalıştık. Yoksa bu sürelerde bitmesi imkansızdı” dedi.

Filmin yurt içinde ve yurt dışında gösterimlerine devam ettiğini söyleyen Altın, yurt dışındaki festival sürecini şu şekilde anlattı: “ABD (2 farklı festivalden ödül), İngiltere, İtalya (3 farklı ödül), Avustralya, Güney Kore, Almanya, Kanada ve Ekvator’dan toplam 11 ödül aldık. Bu ödüller tüm ekibimize ve bize motivasyon oldu.  Bilim kurgu ülkemizde olduğu gibi yurt dışında da çok niş bir kitleye hitap ediyor. Filmin evrensel olmasından dolayı çok olumlu yorumlar aldık. Özellikle gerçekçi bir bakış açısına sahip olduğu için etkilendiklerini söylediler. ‘Gerçekçi Bilim Kurgu’ dünyada önemsenen yeni bir alt tür olarak görülüyormuş ve filmimiz bu tür için çok iyi bir örnekmiş. Aldığımız en duygulandırıcı tepki “bilim kurgu sevmeyen seyirciye bilim kurgu sevdirmek” oldu. Tabii ki bir filmin beğenildiği kadar beğenilmediği yanları da olabiliyor. Film yorum sitelerinin birinde filmimizin altına “Şaka mı?” yorumu da bana göre en ilginç yorumdu. Sanırım bazı insanlar gerçeklerden hoşlanmıyor. Şaka olması onları mutlu ediyor. Ama inanın iklim krizi ve kurguladığımız hayat çok da şaka değil!”

“Bir Zamanlar Gelecek: 2121, izleyiciyle özel bir buluşmayı hak ediyor”

Filmi özel gösterimlerle izleyici karşısına çıkarmayı hedeflediklerini aktaran Altın süreci, “Bir Zamanlar Gelecek: 2121, her ne kadar uzun metraj olarak ilk yönetmenliğini yaptığım film olsa da, daha önce yapımcılığını yaptığım birçok uzun metraj filmlerim var. Bu filmlerin üretim sürecinde, Türkiye’deki dağıtım alanındaki işleyişi de görme şansım oldu. 'Bir Zamanlar Gelecek: 2121' daha önce de belirttiğim gibi, niş bir kitleye hitap ediyor. Popüler olanın aksine, alternatif bir yapım. Bu sebeple de farklı bir dinamikle seyircisine ulaşması gerekiyor. Özel bir buluşmayı hak ediyor diye düşünüyoruz. Filmin bitiminde seyirci interaktif bir süreçte olmayı istiyor. Kısaca, popüler olanın aksine, Türkiye’deki dağıtım tekelinden ayrıştırılmış bir gösterim modelini uygulamak ve izleyiciyle buluşmak istedik. Bence bizim filmimiz ve seyircimiz bunu hak ediyor” diye anlattı.