Kültür-Sanat

Bir meta-uzam sergi deneyimi: “Akışta”

Cumhuriyet’in 100. yılına ithafen, Ankara Cermodern’de açılan meta-uzam sergisi "Akışta" 3 Aralık'a kadar ziyaretçilerini bekliyor. Dijital sanat meraklılarını bir araya toplayan serginin detaylarını Sanatçı Didem Yalınay 24 Saat’e anlattı. Yalınay sergide, yaşamın ‘enerjisel boyutta ve gözle görünmeyen kuvvetini, görünür hale getirmeye çalıştık' dedi.

Abone Ol

Haber: Deniz Ali Tatar

Uluslararası 2023 Elektronik Sanat Sempozyumu’nda dünya çapındaki en iyi sanatçılar arasına seçilen Didem Yalınay, Cumhuriyet’in 100. yılına ithafen Ankara’da dev bir meta-uzam sergisi açtı. Ankara Cermodern’de sergilenen “Akışta” sergisi, Institut Français Ankara’nın ‘Dijital Kasım’ etkinlikleri kapsamında, Almanya Büyükelçiliği ve CerModern iş birliğiyle sergiseverlerin beğenisine sunuldu. 2019 yılından beri çalışmalarına Paris’te devam eden ve kazandığı uluslararası ödüllerle de ses getiren Yalınay eserlerini, Cermodern'de hologram ekranlar aracılığıyla sanatseverlere sunuyor.

Didem Yalınay, 3 Aralık’a kadar sanatseverlerle buluşmaya devam edecek olan “Akışta” sergisinin detaylarını 24 Saat’e anlattı.

Yaşamın ‘enerjisel boyutta ve gözle görünmeyen kuvvetini, nasıl görünür hale getiririz’ diye çalıştık

Sanatta dijitalleşme sürecinin ‘doğal’ bir dönüşüm olduğundan söz eden Yalınay: “Günümüzde tüm pratiklerimizin dijitalleşmesine doğru çok hızlı bir akış var. Eğer ki biz sanatı, günümüz meselelerini ele alan ve günümüz meselesiyle ilerleyen bir alan olarak görürsek, doğal olarak sanat da günümüzde en etkili olan pratiklerle ilgili olacaktır. Bu noktada teknoloji ve dijital devreye giriyor. Çünkü bizim bugünümüze dair en önemli sorun ve sorunsallar, teknolojinin dijitalleşmesi üzerine” diye anlatıyor.

“Akışta” sergisindeki çalışmalarının, teknolojiye ve hatta hayata sonuç odaklı yaklaşımı sorgulamaya başlamasıyla ortaya çıktığını söyleyen Yalınay, çalışma sürecini şu şekilde anlattı: “Bu sorgulama sürecini, akademik çalışmalarımla sürdürdüm. Atölyeler ve bilim insanlarıyla yaptığım çalışmalar doğrultusunda, dijital teknolojinin asıl potansiyelini keşfetmek üzerine bir yolculuğa çıktım. 2018 yılında başladım bu yolculuğa ve bir niyetim vardı. Bizim dijitalleşmemizin asıl sebebinin, var olan pratiklerimizi daha kolay hale getimemiz olduğunun farkındayız. Ama bizim böyle bir aktarıma geçmemizin asıl sebebi, gözle görmediğimiz yaşamdaki işleyişleri görebilmemiz ve oraya geçiş yapabilmemiz için olduğuna dair niyetin oluşmasıyla oldu. Bilimsel çalışmalarımla elde ettiğim bulguları, sanatçı-mimar Seçkin Maden ile ele aldık bu sergide. Yaşamın ‘enerjisel boyutta ve gözle görünmeyen kuvvetini, nasıl görünür hale getiririz’ diye çalıştık. Madde ve ışık arasındaki çok kuvvetli olan ilişkiyi görünüt hale getirdik. Ve böylece kapsayıcı bir meta-uzam deneyimi gerçekleştirdik. Gözle gördüğümüz üç boyutlu alanın ötesindeki işleyişlere geçebildiğimiz ve jeneratif kodlarla yani dijital tekonolojinin ucu açık ve keşfe yönelik olan boyutlarıyla  gözle görmediğimiz ve tahmin etmediğimiz sonuçlara yönelebilmemizle ilgili bir çalışma alanı içerisindeyiz.”

"Yola çıkış amacım, yaşamın kuvvetini bir deneyime dönüştürmekti"

Sergideki çalışmasının ‘kapsayıcı bir deneyim’ olduğundan bahseden Yalınay: “Benim yola çıkış amacım, yaşamın kuvvetini bir deneyime dönüştürmekti. Gözle görünmeyen boyutlarını algılayabileceğimiz ve içine girebileceğimiz bir ortam yaratbilmekti. Gerçek mekanda bir boyut açılımı oluşturmayı çok istedim. Bir izleyicinin de gelip böylesine bir boyutun içine girmesi, farkında olduğu ya da olmadığı bir süreçle aslında görme biçimini ve yaşama değme deneyimiyle ilgili bir anlam sağlamak. Böylece bir boyut açılacaktır diye düşünüyorum” dedi. Hologram ekran yaratım sürecinin de akademik eğitimi döneminde elde ettiği bulgularla oluşturduğundan bahseden Yalınay: “2018 yılında Seçkin Maden ile beraber, Cermodern’de ilk enstelasyonumuzu yapmıştık. Bir jeneratif evren yaratmıştık ve geri dönüşlerle o projenin içine girme arzusu olduğunu keşfettik. Bende de bir süre sonra bu arzu oluştu. İçine girebilme ve kapsanabilme arzusu, benim de bu hologram ekranları bulmamı sağladı. Her türlü kullandığımız nesne ve yaratım, bir teknoloji. Ve o teknolojnin bu anlamda bildiğimiz en temel yapma anlamında da boyutlarını açabildiğim bir süreç oldu benim için.” Diyerek yaratım süreçlerinden bahsetti.

“Sergide uluslararası bir boyutlanma var”

Sergide izleyicinin çıkaracağı anlam konusunda değinen Seçkin Maden: “Sergideki anlatımın tekil bir anlam ifade etmesi, sanatı yok eder. Ne kadar çoklu anlama gelebilirse, sanat o kadar zenginleşir. Çalışma, o çoklu anlamları ne kadar arttırabilir diye amaçladık biz de. Kafamızda tabi bir anlamla yola çıkıyoruz, çünkü bir anlam olmadan hiçbir şey kompoze edilemez. Ama o kompozisyonun çok ilintili ve çkolu anlamları da bünyesinde barındırması gerekiyor. Bizim de çalışmamızdaki amacımız bu yöndeydi” dedi.

“Akışta” sergisinin Fransız Kültür Merkezi, Almanya Kültür Merkezi ve Cermodern iş birliğiyle yapıldığından bahseden Yalınay: “Bu sergi, Cumhuriyetin 100. yılına ithafen yapılıyor. Fransız Kültür’ün ‘Dijital Kasım’ etkinlikleri çerçevesindeyiz. Muazzam ‘uluslararası’ bir hikayenin içerisindeyiz bence. 2021 yılında Fransa tarafından dünya çapından 24 sanatçı arasından seçilip Fransa’da davet edildim. Çalışmalarımı, Fransa’daki imkanlarla ve Sorbonne Üniversitesi’nden altığım desteklerle ilerletiyorum. İki yıl önce başlamış olan bu güzel birliktelik, köprü haline geldi ve içerisinde Almanya’yı da ekledi. Sergiye seneye birkaç ülkenin daha dahil olarak, boyutlanarak büyüdüğü hali görmeyi arzuluyoruz” dedi. Cermodern’in Türkiye’nin uluslararası boyutta kültür ve sanat anlamındaki kuvvetini ortaya çıkartığını söyleyen Yalınay: “2018’de Cermodern ile yaptığımız ilk çalışma, Birleşmiş Milletler içindi. Şimdi ise hybrid bir işin içindeyiz, Türkiye-Almanya-Fransa ortak çalışması diyebiliriz. Bu sürecin parçası olmak, benim için mutluluk” diye anlatıyor.