Yusuf Kanlı
Gazetecilik zor iştir. Araştırmacı gazeteci olmak daha da zordur. Araştırmacı olmak gazeteciliğin ön şartı olsa da günümüzde durumun tam da böyle olduğunu söylemek mümkün değildir. Halkla ilişkiler ile gazetecilik; ya da tanıtım bülteni hazırlamak ile kamu adına kamuyu bilgilendirme görevi, yani habercilik karıştırılmaktadır.
İster tutulmayan seçim vaatleri, isterse imar planlarıyla oynanarak yaratılan, siyasilerle iş adamlarının paylaştığı kirli rant gelirleri, mültecilerin verdiği yaşam mücadelesi, kişisel verilerin korunması olsun, kamu kendini ilgilendiren ama ondan gizlenen şeyleri bilme hakkına sahiptir. Kısaca, araştırmacı gazetecilik toplumun bu hakkını kullanma yoludur.
Hapisteki gazeteciler büyük bir ayıptır
Maalesef araştırmacı gazeteciler hem ülkemizde hem de diğer ülkelerde çeşitli tehditlere ve caydırıcı durumlara muhatap olabilmektedirler. 2024 yılında halen Türkiye’de ve dünyada hapiste gazeteciler var. Hapiste gazeteci olan ülkeler için bu çok büyük bir utanç vesilesi olması lazım. Yanı başımızda ise insanların habere ulaşmasını engelleyebilmek için İsrail gazetecileri hedefleyerek saldırmakta, bir katliam yürütmekte ve maalesef Batı dünyası da büyük oranda bu soykırıma seyirci kalmayı maharet saymaktadırlar. Özgür ve demokrat olduğunu iddia eden dünya bu soykırıma dur diyebilmelidir.
Araştırmacı gazetecilik kamu hizmetidir
Araştırmacı gazetecilik, toplumu bilgilendirmek ve kamu yararını gözetmek amacıyla yapılan derinlemesine haber araştırmalarıdır. Bu tür gazetecilik, yüzeysel bilgilerin ötesine geçerek gizli kalmış veya saklanmış gerçekleri ortaya çıkarır. Araştırmacı gazeteciliğin temel ilkeleri arasında doğruluk, dürüstlük, bağımsızlık ve şeffaflık yer alır. Gazeteciler, doğru ve teyit edilmiş bilgileri kamuoyuna sunarken tarafsız ve bağımsız hareket etmeye özen gösterirler.
Araştırmacı gazetecilik, demokrasinin temel taşlarından biridir. Kamuoyunu bilinçlendirerek, demokratik süreçlerin sağlıklı işlemesini sağlar. Toplumsal adaletin sağlanmasına katkıda bulunur ve güçlülerin hesap verebilirliğini artırır. Bu sayede yolsuzluk, organize suç, insan hakları ihlalleri ve diğer toplumsal sorunlar hakkında farkındalık yaratılır ve bu sorunlarla mücadele edilmesi kolaylaşır.
Temel ilkeler
Araştırmacı gazetecilik, genellikle uzun vadeli projeler gerektirir ve bu projelerin yürütülmesinde belirli ilkeler öne çıkar:
Doğruluk: Bilgilerin doğrulanması ve teyit edilmesi asla gözardı edilmemelidir.
Bağımsızlık: Gazeteci, herhangi bir siyasi, ekonomik, iç veya dış baskıdan bağımsız olarak çalışmayı ilke edinmelidir.
Dürüstlük: Araştırma sürecinde ve haberin sunumunda dürüst davranmak esastır. Gazeteci kendine, kaynağına ve gazetecilik meslek etiğine karşı sorumlu davranmalıdır. Haber araştırmasının belli aşamalarında kimliğini gizleme gerekse de haber kaynaklarına gazeteci olduğunu ve elde ettiği bilgileri kullanacağını belirtmelidir.
Şeffaflık: Kaynakların ve yöntemlerin şeffaf bir şekilde açıklanması gereklidir.
Araştırmacı gazetecilik, genellikle karmaşık ve geniş kapsamlı konuları ele aldığı için ekip çalışmasını gerektirir. Ekip içindeki gazeteciler, farklı uzmanlık alanlarına sahip olabilirler; biri verileri analiz ederken, diğeri saha çalışması yapabilir, bir diğeri ise görsel materyalleri düzenleyebilir. Bu işbirliği, araştırmanın her yönünün daha etkili bir şekilde ele alınmasını sağlar. Ayrıca, ekip çalışması, bilgi ve kaynak paylaşımını kolaylaştırarak daha kapsamlı ve derinlemesine araştırmalar yapılmasına olanak tanır.
Uğur Mumcu ekolü
Türkiye'de araştırmacı gazeteciliğin sembol isimlerinden biri olan Uğur Mumcu, kariyeri boyunca yolsuzluklar, derin devlet ilişkileri ve terör bağlantıları gibi konuları cesurca ele almıştır. Mumcu'nun titizlik, dürüstlük ve cesaret ilkeleri üzerine kurulu gazetecilik anlayışı, Türkiye'deki birçok gazeteciye ilham kaynağı olmuştur. Uğur Mumcu ekolü, araştırmacı gazeteciliğin ne denli önemli ve etkili olabileceğini gözler önüne sermiştir.
Gazetecinin mesleğinin kamu yararının gözcüsü olduğunu, bu nedenle demokrasilerde dördüncü kuvvet olarak kabul edilip ulusal ve uluslararası güvencelerle donatıldığını unutmaması lazım. Gazetecilik her ne pahasına olursa olsun yalan karşısında doğrunun, karanlık karşısında aydınlığın, haksızlık karşısında hakkın egemen olması isteği olmadan yapılamaz.
Gazeteci olmak bir yaşam tarzıdır. Araştırmacı gazeteci olmak bu yaşam tarzını düzgün yaşama kararlılığıdır. Hayatlarını gazeteciliğe adayanları, bu uğurda hayatlarını veren veya çok uzun dönem hapis yatan, çeşitli zorlukları göğüsleyen meslektaşlarımızı her fırsatta selamlamak, Uğur Mumcuları asla unutmamak borcumuz olmalıdır.
Gazeteciler Cemiyeti ve BIRN İşbirliği
Yazının başında bahsettiğim kamp Gazeteciler Cemiyeti ile Balkan Araştırmacı Gazetecilik Ağı (BIRN) işbirliği ve Avrupa Birliği finansal desteği ile gerçekleştirildi. Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye’deki gazetecilerin mesleki standartlarını koruma ve geliştirme amacıyla faaliyet gösterirken, BIRN ise bölgedeki araştırmacı gazetecilik faaliyetlerini desteklemektedir. Bu iki kurumun işbirliği, araştırmacı gazeteciliği teşvik etmek ve güçlendirmek amacıyla önemli adımlar atmaktadır.
Araştırmacı gazetecilik kamplarının yanı sıra, Avrupa Birliği’nin desteğiyle, Gazeteciler Cemiyeti ve BIRN, 2019 yılından bu yana "Batı Balkanlar ve Türkiye, Avrupa Birliği Araştırmacı Gazetecilik Ödülleri"ni düzenlemektedir. Bu ödüller, ifade özgürlüğü, hukukun üstünlüğü, gücün kötüye kullanımı, temel hakların ihlali, yolsuzluk ve organize suç gibi konularda kamuoyunu aydınlatan başarılı araştırmacı gazetecilik örneklerini ödüllendirmeyi amaçlamaktadır. Altı Balkan ülkesi ve Türkiye’de araştırmacı gazeteciliği teşvik ederek, bu alandaki çalışmaları desteklemektedir.
Sınır aşan araştırmacı gazeteciliğin önemi
Küreselleşen dünyada, birçok sorun ulusal sınırları aşmakta ve küresel boyut kazanmaktadır. Sınır aşan araştırmacı gazetecilik, bu tür sorunların aydınlatılmasında kritik rol oynar. Uluslararası işbirlikleri ve ağlar, gazetecilerin bilgi ve kaynak paylaşımını kolaylaştırarak daha derinlemesine ve kapsamlı haberler yapmalarına olanak tanır.
Sınır aşan araştırmacı gazetecilik, küresel yolsuzluk ağları, insan kaçakçılığı ve çevre suçları gibi karmaşık konuların aydınlatılmasında büyük bir etkiye sahiptir. Bu tür işbirlikleri, gazetecilerin güvenliğini artırır ve baskılara karşı daha dirençli olmalarını sağlar. Ayrıca, uluslararası kamuoyunun dikkatini çekerek, sorumluların hesap verebilirliğini artırır ve çözüm yollarının bulunmasına katkıda bulunur.
Araştırmacı gazetecilik, toplumsal adaletin sağlanmasında ve demokrasinin güçlendirilmesinde hayati bir rol oynar. Gazetecilerin dürüstlük, doğruluk ve bağımsızlık ilkeleri doğrultusunda gerçekleştirdiği derinlemesine araştırmalar, kamuoyunu bilinçlendirir ve güçlülerin hesap verebilirliğini artırır. Türkiye’de Uğur Mumcu ekolü, bu alanda cesur ve titiz çalışmalarıyla öne çıkmıştır. Gazeteciler Cemiyeti ve BIRN gibi kurumların işbirlikleri ise bölgesel ve küresel sorunların daha etkili bir şekilde ele alınmasına olanak tanır. Sınır aşan araştırmacı gazetecilik, küresel boyuttaki sorunların aydınlatılmasında ve çözülmesinde kritik bir rol oynar. Bu sayede, gazetecilik mesleği, toplumsal değişimin ve adaletin sağlanmasında önemli bir güç olmaya devam etmektedir.