Rojan Mamo
Bingöl’de yoldan geçen vatandaşlara bıçaklı saldırı düzenleyerek 4 kişinin yaşamını yitirmesine, 5 kişinin ise yaralanmasına neden olan 19 yaşındaki Emir Can Zazaoğlu’nun ailesinin olaydan aylar önce mahkemeye başvurarak, Zazaoğlu hakkında “kısıtlılık kararı” istediği, tedavi edilmesi için CİMER’e bile başvurduğu ortaya çıktı.
24 Saat'e aile adına açıklamalarda bulunan Emir Can Zazaoğlu’nun yakını Bayhan Baraç, “Aile birçok birime hem yazılı hem de sözlü başvuruda bulundu ama hiçbir şekilde müdahale etmediler. Aileye ‘Oğlunuz reşit ancak kendi isteği ile rehabilite edilebilir. Tedaviyi kendisinin kabul etmesi gerekir’ diyerek taleplerini reddettiler” dedi.
“Annesi kapı kapı gezip ‘Oğlumu tedavi edin’ dedi”
Emir Can Zazaoğlu’nun akrabası olduğunu söyleyen Bayhan Baraç şu bilgileri verdi; “Emir Can, 10 Haziran tarihinde Elazığ’da işlediği bir suçtan dolayı gözaltına alındı. 11 Haziran’da mahkemeye çıkarıldı ve tutuklandı. 18 Haziran’da yapılan ilk duruşmada ise serbest bırakıldı. Aile davayı takip etmiyordu. Annesi, ‘Kapı çalındı, açtığımda karşımdaydı o zaman serbest bırakıldığını öğrendim’ dedi. 2023 yılının Ekim ayında ailesi anormal hareketleri nedeniyle uyuşturucu kullandığını fark etti. O günden itibaren birçok kuruma rehabilite edilmesi için başvuru yaptı. Annesi kapı kapı gezip ‘Oğlumu tedavi edin’ dedi. Gözaltına alındığında tutuklama kararı veren savcı ile bizzat görüştü. Çocuklarının tedavi altına alınması gerektiğini için yalvardı. Savcı ise kanunen bunun mümkün olmadığını ileterek taleplerini reddetti.”
Ailenin kısıtlılık kararı için mahkemeye de başvurduğunu hatırlatan Baraç, “Aile daha sonra mahkemeye uyuşturucu kullanımı nedeniyle oğlunun akli dengesinin yerinde olmadığını, tedavi altına alınması gerektiğini ifade etti. Mahkeme bu talebi de reddetti. Anne ve baba uzun süredir bu durumdan şikayetçiydi. 4 defa uyuşturucu kullanımı nedeniyle kötü kazalar yaparak otomobillerin tam hasar almasına neden oldu. Uzun süre uyuşturucu kullanımından sonra artık başka bir evreye geçmişti” şeklinde konuştu.
Avukatı: Polisler “Sizi yalnız bırakmaya korkuyoruz” dediler
Emir Can Zazaoğlu’nun Elazığ’da tutuklandığı bir davada zorunlu müdafiliğini üstlenen ve ismini vermek istemeyen avukatı, 9.Köy’e yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Bahsi geçen şahsın zorunlu müdafiliğini üstlendim. Davaya ilişkin özel vekalet almadık. Görevim baronun atama göreviyle sınırlıydı. 1 ya da 1,5 ay önce şahsın hırsızlık suçundan ifadesine katılmıştım. Tüm gece karakolu birbirine katmıştı. İfadeden önce yalnız görüşmek istediğimde polisler, ‘Sizi yalnız bırakmaya korkuyoruz’ demişlerdi. Gerek savcılık ifadesinde gerek sorguda verdiği ifade ve beyanlarından maalesef ki akli dengesinin yerinde olmadığı çok belliydi. Tutuklamaya sevk edildiğinde ısrarla temyiz kuvvetinin yerinde olmadığını, gözlem altına alınması gerektiğini söyledim.”
Akli dengesinin yerinde olmadığını fark ettikten sonra savcı ve hakim ile görüştüğünü de ifade eden avukat, şöyle dedi:
“Savcıyla ve hakimle özel olarak görüştüm. Bu görüşmelerde ısrarla koruma ve tedavi altına alınmasını talep ettim. Ancak bana sürekli ‘Aptala yatıyor, akli dengesi yerinde’ dediler. Polislerden öğrendiğim kadarıyla önceki dosyalarında akli dengesi yerinde diye rapor gelmiş ama emin değilim. Özel müdafi de olmadığımdan diğer dosyalar hakkında bir bilgim yok. İfade verdiğimiz gün adliyenin ortasında ‘Bugün burada tutuklanırsam serbest kaldığımda neler yapacağımı göreceksiniz’ demişti. Tutuklanmasına ailesi dahi sevinmişti çünkü dışarıda birilerine zarar vereceğinden korkuyorlardı. Ellerinden gelen tüm çabayı göstermelerine rağmen yetkili bir makam kararı aldıramadıkları gibi hastaneye dahi yatıramadılar. Benim CMK görevim bittikten sonra dosyanın akıbetinden haberim olmadı. Bugün olan olaylardan sonra fotoğraflardan görüp tanıdım.“
Aile kısıtlılık kararı için mahkemeye başvurdu, sağlıklı raporu verildi
Katilin babası Mehmet Zazaoğlu, oğlunun uyuşturucu kullanımı nedeniyle akli dengesini kaybettiğini belirterek 28 Kasım 2023 tarihinde Bingöl Sulh Hukuk Mahkemesi’ne tedavi amacıyla özgürlüğünün kısıtlanması için başvuruda bulundu. Mehmet Zazaoğlu, mahkemeye sunduğu talep dilekçesinde oğlu Emir Can Zazaoğlu’nun psikolojik sorunlar yaşadığını belirtti. Dilekçede, oğlunun evdeki eşyalara zarar verdiğini, 12 yaşındaki kızının bu durumdan korktuğunu ve psikolojik olarak olumsuz etkilendiğini, ayrıca
kendisine ve çevresine zarar verdiğini ifade ederek, mahkeme aracılığıyla oğlunun hastanede tedavi altına alınmasını talep etti.
5 Temmuz’da kararını açıklayan mahkeme, Zazaoğlu’nun bu talebini reddetti. Bingöl Sulh Hukuk Mahkemesi gerekçeli kararında şunları belirtti:
“‘TMK’nın 432. maddesi gereğince koruma ve tedavi altına alınması talep edilen kısıtlı adayının ruhsal rahatsızlığı gereğince Elazığ Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Başhekimliği’ne sevk edilmiş, hastane tarafından düzenlenen 04/07/2024 tarih 2024741539369056092c sayılı raporunda; şahsın halihazır durumu ile yapılan psikiyatrik muayenesinde Türk Medeni Kanunu’nun 432. maddesi gereğince yatarak tedavisinin gerekli olmadığını bildirir sağlık kurulu raporu oy birliği ile verilmiştir.’ Şeklinde görüş ve tespitlere yer verildiği kısıtlı adayının tedavi altına alınmasına gerek olmadığı yönündeki sağlık kurulu raporu dikkate alınarak kısıtlı adayı Emir Can Zazaoğlu hakkında TMK’nın 432. maddesi kapsamında tedavi amacıyla özgürlüğünün kısıtlanması talebinin reddine karar verilmiştir.“
Mahkemeden sonuç alamayınca CİMER’e başvurdu
Mahkeme başvurusundan beklediği sonucu alamayacağını anlayan Mehmet Zazaoğlu, T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) aracılığıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslendi. Zazaoğlu, 28 Şubat tarihinde yaptığı başvuruda şunları yazdı:
“Sayın Cumhurbaşkanım, benim oğlum 19 yaşında geçen sene liseden mezun oldu. Bingöl’de şu an gençler arasında hap, uyuşturucu madde çok fazla yaygın. Benim oğlum da bu illete alışmış ve artık baş edemiyorum. Siz devlet yöneticilerimizden bu illete bir çare bulmanızı istiyorum. Nasıl, nereden geliyor bilmiyorum. Polislerimizin bu sıkıntıyı gidermelerini istirham ediyorum. Ben artık oğlumla baş edemiyorum. Evdeki tüm elektronik cihazlarımızı ya kırdı ya da sattı. Daha önce tedavi edilmesi için savcılığa başvuruda bulundum, hastaneye yatırdılar fakat hastanedeki güvenlik ne durumdaysa bilmiyorum. Elazığ’da hastaneden kaçıp yalınayak Bingöl’e geldi. Sanki güvenlik görevlileri ‘bana dokunmayan bin yıl yaşasın’ anlayışıyla uyuşturucuyla mücadelede çok pasif kalıyorlar. Bu illet Bingöl’de artık ortaokul seviyelerine kadar inmiş durumda. Tedavi yapılmasını istiyorum fakat sağlık ve savcılık kendi isteği olmadan bir şey yapamayacaklarını söylüyorlar. Ben bir baba olarak ne yapabilirim? Bir cinayet olmadan veya kan dökülmeden devlet birşey yapamıyor mu? Devletin bu durumda aciz davranmaması gerekir. Sonuç olarak oğlumun bir an önce tedavi edilmesini istiyorum. Önce psikolog vasıtasıyla ikna edilip bu illetten kurtarılmasını istiyorum. Gereğinin çok acilen yapılmasını arz ederim.”