Cemre Polat / Ankara

İktidar partisinin “yeni tip ajanlık faaliyetiyle mücadele” gerekçesine dayandırarak meclise sunmayı tasarladığı yasanın başta gazeteciler olmak üzere tüm toplumun ifade özgürlüğüne vurulacak bir pranga olduğunu öngören Medya Dayanışma Grubu heyeti, barolar ve sivil toplum örgütlerine dayanışma çağrısında bulundu. Medya Dayanışma Grubu paydaşları, kamuoyunda “etki ajanlığı yasası” olarak nitelendirilen yasa taslağını değerlendirmek üzere Ankara Barosu'nu ziyaret etti.

P1130763

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, Başkan Yardımcısı Yusuf Kanlı, Genel Sekreter Kenan Şener; DİSK Basın-İş Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu, Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Kıvanç El, Diplomasi Muhabirleri Derneği temsilcisi Gazeteci Yıldız Yazıcıoğlu ve Avukat Gökhan Tekşen’in Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu ile bir araya geldiği görüşmede, söz konusu yasa teklifinin sakıncaları ele alınırken yasanın meclise gitmeden durdurulması gerektiği vurgulandı. 

“Etki ajanlığı” diye getirilmeye çalışılan yeni suç kavramının sadece gazetecilere yönelik bir “susturma” ve “cezalandırma” girişimi olmadığını ifade eden heyet, yasa taslağının tüm toplumu sessizleştirme çabası olduğunu, bir anlamda Rusya, Sırbistan ve Gürcistan’dan sonra sadece gazetecilerin değil, Türkiye’de de tüm STK’ların ve muhalefet eden tüm toplum katmanlarının susturulmak istendiğini vurguladı. 

Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu ise her türlü iş birliğine açık olduklarını, bu konuda gerekli adımları hızla atacaklarını söyledi.


Bilgin: "Etki Ajanlığı Yasası, Türk siyasi hayatına getirilen en tehlikeli çalışma"

Yasa tasarısının gerçekleşmesi dahilinde fikir ve ifade özgürlüğüne büyük bir darbe vurulacağını kaydeden Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, “Darbe dönemlerini görmüş biri olarak bu düzenlemenin Türk siyasi hayatına gelen en tehlikeli çalışma olduğunu söyleyebilirim. Sansür yasası belli bir kesimi ilgilendiriyordu, bu yasaysa toplumun her kısmını etkilendiriyor” sözlerini aktardı.  P1130740

Konunun muhatabının sadece basın mensuplarının olmadığını da vurgulayan Bilgin, “Dezenformasyon kavgasını basın kuruluşları verdi. Bu konuda ön alması gerekenler barolar, hukukçular, akademisyenler olmalı. 
Bu teklifin hukuki bir yeri yok, demokrasiyi benimsemiş bir ülkede uygulanması düşünülemez. Mücadele sadece basına bırakılmamalı. Birbirimize destek olarak ve deneyimlerimizi paylaşarak mücadele etmemiz gerekiyor” diye konuştu.

Ticaret Bakanlığı'ndan vatandaşlara 'hızlı kargo dolandırıcılığı' uyarısı Ticaret Bakanlığı'ndan vatandaşlara 'hızlı kargo dolandırıcılığı' uyarısı

Köroğlu: "Bu madde müzakere dahi edilemez"

Yasa teklifinin hayatî sakıncaları olduğunu vurgulayan Köroğlu, aslen hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasının amaçlandığını ifade etti. Yasa teklifiyle mücadele için kamuoyuna ve meclisteki hukukçu milletvekillerine sunmak üzere bir rapor ve basın açıklaması hazırlayacaklarını söyleyen Köroğlu, “Bu madde müzakere edilebilecek bir madde değil. Sonuçlarından en çok basın etkilenecek olsa da temelde hak ve özgürlüklerin önüne geçmek istiyorlar. 
Süreci, yasa tasarısı meclise gelmeden tamamlamak için her türlü iş birliğine hazırız. Diğer barolar ve sivil toplum kuruluşlarına örnek olacak bir araştırma raporu ve basın açıklamasını ivedilikle hazırlayacağız” dedi. 

Kanlı: "Sınırları belli olmayan, her yere çekilebilecek bir yasa”

Yasa taslağının toplumun nabzını ölçmek için duyurulduğunu söyleyen Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Yusuf Kanlı ise söz konusu taslağın sivil toplumu da yakından ilgilendirdiğinin altını çizdi. Kanlı, “Bu, sivil toplumu sıkıntıya sokacak bir taslak. Karşımızda sınırları belli olmayan, her yere çekilebilecek bir yasa var. Bir regülasyona ihtiyaç varsa bile bu tüm toplumu susturmaya çalışan bir yasayla olmamalı” diye konuştu.

Editör: Ramazan Atabey