CEMRE POLAT/ANKARA
Gazeteciler Cemiyeti’nin Avrupa Birliği (AB) desteğiyle yürüttüğü Demokrasi için Medya / Medya için Demokrasi (M4D) Projesi kapsamında Medya Dayanışma Grubu paydaşlarıyla düzenlenen “Gazeteciliğin Dönüşümü ve Arayışlar” başlıklı medya konferansının ilk günü yoğun katılımla gerçekleşti. Tüm ilgililerinin katılımına açık olan organizasyon, Zoom uygulaması üzerinden de canlı yayınlandı.
Konferans, “Medya Dayanışma Grubu” adıyla bir araya gelen Basın Konseyi, Çağdaş Gazeteciler Derneği, DİSK Basın-İş, Gazeteciler Cemiyeti, KESK Haber Sen, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Parlamento Muhabirleri Derneği ve Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın katkılarıyla düzenlendi.
Ankara TBB (Türkiye Barolar Birliği) Konuk Evi Litai Otel’de gerçekleşen organizasyonda, meslek örgütleri tarafından "sansür yasası" olarak nitelenen yeni Basın Kanunu çerçevesinde yaşanan sorunlar, dezenformasyon suçlamaları, gazetecilerin çalışma yaşamı ve hakları, yapay zekâ uygulamaları, Filistinli gazetecilerle ve tutuklanan basın çalışanlarıyla dayanışma gibi konular ele alındı.
Etkinliğin açış konuşmalarını Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, Başkan Yardımcısı ve M4D Direktörü Yusuf Kanlı, AB Türkiye Delegasyonu Birinci Müsteşarı ve Mali İşbirliği Başkanı Odoardo Como, Norveç Büyükelçiliği Misyon Şef Yardımcısı Anne Kjersti ile Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan yaptı.
Kanlı, “Kurumlar arası dayanışmayı artırmak ve ifade özgürlüğü iklimini iyileştirmek için bir aradayız”
Gazeteciler Cemiyeti adına etkinliğin selamlama konuşmasını yapan Başkan Yardımcısı ve M4D Direktörü Yusuf Kanlı, ortak amaç için birbirinden farklı 14 medya grubunu aynı çatı altında bir araya getirmekten gurur duyduklarını aktardı. Kanlı, “Haber alma hakkı, gazetecilik etiği, medya ve hukukun kesiştiği noktada çalıştayımızın amacı; kurumlar arası dayanışmayı artırmak, ifade özgürlüğü iklimini iyileştirmektir” dedi.
Bilgin, “Özgürlükçü bir basın yasasına ihtiyaç var”
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, medya konferansı açışında yaptığı konuşmada, ifade ve fikir hürriyetinin korunmasında örgütlülüğün ve dayanışmanın önemini vurguladı. Bilgin, “Türkiye'de basın özgürlüğünün gelişmesindeki en büyük eksiklik biz gazetecilerin ve basın örgütlerinin dağınık olması. Güçler bir araya gelmediği için yeterince ses çıkmıyor” diye konuştu.
Gazeteciliğin Türkiye’de her dönem suç sayıldığını söyleyen Bilgin, meslek örgütlerinin basın özgürlüğü engellerine karşı eskisinden daha güçlü durması gerektiğin vurguladı. Ayrıca yeni basın yasasının gazeteciler tarafından hazırlanmasının hayati önem taşıdığını ifade eden Bilgin, “Türkiye'de gazeteciliğin sorunları hiç bitmedi. Demokrasiye adım atıldığından bu yana bu ülkeyi yönetenler gazeteciliğin suç sayılması kompleksinden bir türlü kurtulamadı. Basın özgürlüğüne karşı müdahalelere, yeterince örgütlü olmadığımız için gerekli direnci gösteremedik. Şimdi önümüzde bir sınav var. Bir anayasa çalışması meclis gündemine gelebilir. Meslek örgütleri olarak bu fırsatı iyi kullanmalıyız.
Yeni çağda özgürlükçü bir basın yasasına ihtiyaç var. Meslek örgütleri, bizi ve gazeteciliği ilgilendiren bu yasanın siyaset kurumuna bırakılmasına müsaade etmemeli. Bu konu 'başkalarına' bırakılamayacak kadar önemlidir" sözlerini aktardı.
Ardından söz alan AB Türkiye Delegasyonu Birinci Müsteşarı ve Mali İşbirliği Başkanı Odoardo Como ise Türkiye’nin uluslararası göstergelerde basın ve ifade özgürlüğü açısından 2005’ten bu yana anlamlı bir şekilde kötüleşme yaşadığını belirterek, atılması gereken önemli adımlar bulunduğunu, işbirliğinin büyük önem taşıdığını vurguladı.
Sağkan, “14'ü tutuklu, 35 gazeteci demir parmaklıklar ardında”
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, Türkiye’de basın hürriyetine vurulan darbeleri hukuk çerçevesinde değerlendirdi. Tutuklu gazetecileri andığı konuşmasında, “14'ü tutuklu, 35 gazeteci demir parmaklıklar ardında. Hakkında soruşturma yapılan gazeteci sayısı hesaplanamayacak kadar çok. Türkiye'de ifade özgürlüğü de basın özgürlüğü de hem Anayasa'nın hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin koruması altında olduğu halde yaşanan sorunlar gösteriyor ki problem yazılı metinlerde değil uygulamada" ifadelerine yer verdi.
Ardından mikrofon alan Norveç Büyükelçiliği Misyon Şef Yardımcısı Anne Kjersti, "Bağımsız gazetecilik ve ifade özgürlüğü, hesap verilebilirlik açısından çok önemli. Kendi kendisini kontrol eden nitelikli gazetecilik, güvenilirliği artırarak güçlü medyanın oluşmasını sağlayacaktır" sözlerini aktardı.
Alanında uzman konuşmacılar tarafından gazetecilik alanındaki güncel konulara ve sorunlara değinilen konferansın davetlilerinden Filistinli Gazeteci Hasan Tahravi, Gazze'de gazetecilerin de saldırıların hedefi haline geldiğine dikkat çekti: "Hayatını kaybeden gazetecilerin sayısı 141'e ulaştı. Bu sadece bir rakam değil, her biri gerçek bir yaşamın sonu demek. Gazetecilerin ölümü, basın özgürlüğünün ne kadar kritik bir mesele olduğunu bir kez daha gösteriyor" dedi.
“Gazze’de Yaşam ve Basın” başlığı altında 7 Ekim'den bu yana devam eden Hamas-İsrail çatışmalarında sivil halkın ve medya çalışanlarının durumunu değerlendiren Tahravi, Gazze'deki gazetecilerin zor koşullarda mesleklerini icra ettiklerini belirterek uluslararası toplumun gösterdiği desteğin önemine vurgu yaptı. Tahravi, "Gazze'deki gazeteciler çok ağır şartlarda mesleklerini sürdürüyor ama buna rağmen geri adım atmayacaklar” diye konuştu.
Gazze'de devam eden savaşın gerçek boyutlarına dikkat çeken Tahravi, "Bu savaş bildiğimiz gibi bir savaş değil. Birleşmiş Milletlerin savaşa ilişkin almış olduğu kararlar uygulanmadı. İsrail güçleri insanları öldürürken hesap sorulmuyor, yargılanmıyor" sözlerini aktardı.
Gutiêrrez, “Nitelikli ve şeffaf haberciliğe ihtiyacımız var”
Tahravi’nin Ardından “Medya ve Etik” başlığıyla katılımcılarla buluşan EFJ (Avrupa Gazeteciler Federasyonu) Genel Sekreteri Ricardo Gutiêrrez, tüm dünyada, özellikle siyasetin kutuplaşmış olduğu ülkelerde halkın dezenformasyonla ilgili kaygılı olduğunu belirterek, “Türkiye’de araştırmaya katılanların yüzde 60’ı kaygısını dile getiriyor” dedi.
Gutierez, Hannah Arendt’in sözlerine atıfla dezenformasyonun yarattığı en büyük tehdidinin kimsenin hiçbir şeye inanmaz, güvenmez hale gelmesi olduğunu belirterek, gazeteciliğe ve doğru habere duyulan güvenin artırılması gerektiğini vurguladı.
Guiterez, “Mücadele için yasalar, yaptırımlar, yeterli ve etkili değil. İyi, nitelikli, etik gazeteciliğe, şeffaflığa ve halkın doğru haber konusunda bilinçlendirilmesine ihtiyacımız var” dedi.
Sunumların ardından Yazar-İletişimci Ümit Alan, ODTÜ Bilgisayar Bilimleri ve Mühendisliği Doç. Dr. Şeyda Ertekin ile Balıkesir Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Aslı Güngör Eral, “Yapay Zekâ ve Medya” başlıklı konuşmalarıyla dinleyicilerle buluştu.
Gazeteci Dr. Gökmen Karadağ “Gazeteciliğin Zorlaşan Koşulları”, Uçan Süpürge Vakfı Başkanı Halime Güner “Medya ve Kadın”, Üsküdar Üniversitesi Öğr. Gör. Prof. Dr. Süleyman İrvan, Bilkent Üniversitesi Öğr. Gör. Prof. Dr. Bülent Çaplı, Yazar ve Araştırmacı Ahmet Sabancı ile Bahçeşehir Üniversitesi Öğr. Üyesi Dr.Can Ertuna ise “Yeni Medya Araçlarıyla Değişen Habercilik” konularında dinleyicilere seslendi.
Gazetecilik mesleğinin değişen tanımı, yasal dayanakları, dünya örnekleri ve basında çalışma yaşamı mevzuatının ele alındığı son oturumun konukları ise iş hukuku uzmanları, avukatlar, gazeteciler ve iletişim akademisyenleri oldu.
Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu “Medya ve Hukuk” başlığıyla, Parlamento Muhabirleri Derneği Başkanı Kemal Aktaş, Yargı Muhabiri Tolga Şardan, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği Mert Gökhan Koç ve Ekonomi Muhabirleri Derneği Sadettin İnan ise “Uzman Gazeteciliği Neden Yok Oldu?” başlığıyla gazetecilik mesleğinin yasal dayanaklarını Medya Yasası çerçevesinde değerlendirdiler.
ÇALIŞTAYLAR BUGÜN SAAT 10.00’DA BAŞLIYOR
Organizasyonun ikinci günü olan 27 Nisan Cumartesi (bugün) ise Basın Kanunu ve Basın İş Kanunu'nun ele alındığı çalıştay oturumları ile devam edecek. Gazetecilik mesleğinin değişen tanımı ve yasal dayanaklarına ilişkin 2 ayrı oturumda, 3 çalıştay düzenlenecek. “Meslek olarak Gazetecilik”, “Gazeteciliğin Yasal Durumu”, “Gazetecinin çalışma yaşamı ve ihtiyaçları” başlıklarıyla gerçekleştirilecek çalıştaylara sahadan ve akademiden öne çıkan isimler katılacak.
“Meslek olarak Gazetecilik”
Günün ilk oturumu saat 10.00 ile 13.00 arasında “Meslek olarak Gazetecilik” başlığıyla Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Kenan Şener moderatörlüğünde gerçekleşecek.
Dr. Çağrı Kaderoğlu Bulut ile “Gazetecilik ‘yarı’ ya da ‘geçirgen’ meslek midir?”, TGS (Türkiye Gazeteciler Sendikası) Genel Sekreteri Banu Tuna ile “Gazeteciliğin Tanımı”, Gazeteci Hakan Aksay ve Gazeteci Arzu Çakır Morin ile “Gazetecilik tanımları ve dünyadan örnekler”, TGS Örgütlenme Sekreteri Esra Yalçınalp ve Ankara Üniversitesi İLEF Öğr. Gör. Dr. Gökhan Bulut’un katılımlarıyla “Gelişen teknoloji, değişen mesleki pratikler ve gazeteciliğin dönüşümü” konuları ele alınacak.
“Gazeteciliğin Yasal Durumu”
Saat 14.00 ile 17.00 arasında yapılacak “Gazeteciliğin Yasal Durumu” oturumunda ise “Mevcut yasadaki boşluklar, yanlışlar”, “Dijital Telif Yasası”, “AB Dijital Haklar Mevzuatı”, “Erişim Engelleri”, “Dezenformasyon”, “İfade Özgürlüğü” konularında Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, Alternatif Bilişim Derneği Başkanı Faruk Çayır, Basın Meslek Örgütü Temsilcileri TGS Avukatı Ülkü Şahin, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği Eş Direktörü Barış Altıntaş konuşmalarıyla yer alacak.
“Gazetecinin çalışma yaşamı ve ihtiyaçları”
Avukat Gökhan Tekşen’in moderatörlüğüyle gerçekleşecek diğer oturum ise “Gazetecinin çalışma yaşamı ve ihtiyaçları” başlığı ile katılımcılarla buluşacak. Oturum kapsamında TGS Avukatı Meliha Selvi “Basın iş kanunundaki uygulanmayan maddeler”, “eksikler” ve “Son 10 yılda kaybedilen haklar” konularını değerlendirirken DİSK Basın-İş Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu da “Serbest gazetecilerin hakları” konusunu uluslararası örneklerle irdeleyecek. Program sonunda Basın Meslek Örgütlerinin “Birleşik İş Kanunu hazırlığına karşı” öngörüleri ve fikirleri tartışılacak.