27. Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali'nde "onur ödülü" usta oyuncu Altan Erkekli'ye verildi 27. Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali'nde "onur ödülü" usta oyuncu Altan Erkekli'ye verildi

20240224 155629CEMRE POLAT/ANKARA- Yazar Bige Güven Kızılay’ın Ankara’nın tarihine, mekânlarına, şehrin dokusuna, en çok da insanlarına ışık tuttuğu “Ankara Diye İnsanlar Vardır” kitabı Ankara’da okurlarıyla buluştu. Ankara Kent Konseyi’nde düzenlenen tanıtım ve imza töreni yoğun katılımla gerçekleşirken aralarında Ankara Kalesi Çalışmaları Meclisi Başkanı Şevket Bülend Yahnici’nin de bulunduğu davetliler, konuşmalarıyla etkinliğe katkı sundu. 
Ankara'nın değer yargılarını, görgüsünü ve adetlerini kendi hayat hikayesi üzerinden anlatan yazarın 8’inci kitabı “Ankara Diye İnsanlar Vardır”, Cumhuriyetimizin ve Ankara’nın başkent oluşunun yüzüncü yılında raflarda yerini aldı. 
Tanıtım etkinliği, Ankara'nın tarihine ve kültürel yapısına dair derinlemesine bir sohbetin de mekânı oldu. Cumhuriyetin temellerinin atıldığı Başkent Ankara’nın tarihi dokusunu ve kültürünü kaleme aldığı kitabıyla sevenleriyle bir araya gelen yazar, açılış konuşmasında “1996’dan beri Ankara’dan ayrı yaşıyorum. İstanbul’da evlendim, çocuğum oldu, ilk kitaplarım orada basıldı… Tabii ki İstanbul’un benim için büyük anlamları var ama ‘yuva’ kavramı benim için Ankara’dır ve hep öyle kalacak” sözlerini aktardı. 
Yazar, Ankara'nın diğer şehirlerden farkını duygusal derinliği ve erdemleriyle açıkladı. Diğer şehirlerin güzellikleri somut nesnelerle tanımlanabilirken Ankara sevgisinin bir duygu hali olduğunu söyleyen Kızılay, Ankara'nın insanlarının varlığıyla anlam kazandığını vurguladı. 
"Cumhuriyet", "Mustafa Kemal Atatürk", "vefa" ve "dostluk" gibi kavramların Ankara'nın özünü oluşturduğunu söyleyen Kızılay, şöyle konuştu: “Başka şehirlerdeki insanlara sorduğunuzda şehirlerinin güzelliklerinden bahsederler. Bir İstanbullu Boğazdan, Urfalı Balıklı Göl’den bahseder, Adanalı portakal çiçeklerinin kokusunu anlatır ama biz Ankara’yı kimseye kolay kolay anlatamayız. Burayı neden sevdiğimizi anlayamazlar, çünkü Ankara bir histir. 
Ankara’yı duygularla, değer yargılarıyla, erdemlerle anlatıyoruz, ‘Cumhuriyet’ diyoruz, ‘Mustafa Kemal Atatürk’ diyoruz, ‘vefa’, ‘dostluk’ diyoruz. Bunları tek bir konuşmada anlatamadığımız için bu kitabı yazmak istedim.” 
P1110169“Ankara’nın Mustafa Kemal Paşa’yı bağrına bastığı Kızılca Gün, hepimizin kaderinin yazıldığı gündür” 
Yazar, kitabının içeriğinden bahsederken özellikle "Kızılca Gün" bölümüne dikkat çekti. Bu bölümde Mustafa Kemal Paşa'nın Ankara'ya gelişinin ve halkın tepkisinin önemine vurgu yaparak Ankara'nın tarihi ve kaderi üzerine düşüncelerini paylaşan Kızılay, “Kitap, Kızılca Gün’le başlıyor. 27 Aralık 1919’da Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’ya geldiği gün…  Dedem, ‘Ankara zamanında Mustafa Kemal Paşa’yı bu kadar bağrına basmasaydı bugün kıyıda kalmış bir taşra kenti olurdu’ diyor. Biz yine buralı olurduk ama bugünkü bireyler olamazdık. Hepimizin kaderinin yazdığı gün o gündür” diye konuştu.
“1919’daki fakir Ankara’nın Cumhuriyetin başkenti olması, bir ütopyanın gerçekleşmesidir”
Toplumda geçmişe duyulan özlemi ve günümüzdeki sorunları ele alarak kitaplarında bu konuları irdelediğini söyleyen Kızılay, Türkiye'nin geleceğiyle ilgili umutlu bir bakış açısıyla geçmişten ders çıkarmak gerektiğini söyledi. Umudu kaybetmemek için bir ütopya oluşturmanın önemine vurgu yapan yazar, kitabını okuyanların Ankara'nın ve Türkiye'nin geçmişiyle geleceği arasındaki bağı daha iyi anlayacaklarına inandığını dile getirdi.
Kızılay, konuya dair şöyle konuştu: “Sosyal araştırmalar toplumda nerede sorun olduğunu gösteriyor. Son yıllarda dikkat çeken bir şey var: Geçmişe özlem yüzde 80’in üzerinde. Kitaplarımda bunun neden böyle olduğunun cevabını vermek istiyorum. Eskiden ne yapıyorduk da mutluyduk, bugün ne yapmalıyız? 
Distopyanın karşısında bir ütopya oluşturmalıyız. Kurtuluş Savaşı ütopyanın gerçekleşmesi değil de nedir? 1919’daki fakir Ankara’nın, Cumhuriyetin apaydınlık başkenti olması ütopya değil de nedir? Köy Enstitüleri ütopyanın gerçekleşmesidir. Hepimiz bir ütopyanın parçasıyız ama bunu unutuyoruz. Umarım kitabı okuyunca bunun farkına varırız.”
Yahnici, “Kitabı okuyan herkes Ankara’yı bir kez daha sevecek”
Ardından söz alan Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Kale Çalışmaları Meclisi Başkanı Şevket Bülend Yahnici ise kitabın Ankaralılar için önemine dikkat çekerek okuyan herkesin Ankara’yı bir kez daha seveceğini ifade etti. Ankara'nın kültürel ve tarihi zenginliğini yansıtan bu tür eserlerin şehrin kimliğini koruma ve gelecek nesillere aktarma açısından büyük önem taşıdığını vurgulayan Yahnici, “Bige, bize Ankara’mızı tekrar anlattı. Onun dilinden şehrimizi bir kez daha sevdik. Yüzüncü yılda Ankara ile ilgili çok güzel şeyler üretildi, umarım bunlar devam eder” diye konuştu.
Etkinliğin Ankara Kent Konseyi’nde düzenlenmesinin anlamına işaret ederek Cumhuriyetin yüzüncü yılında Başkent Ankara’nın başarılı işlere imza attığını aktaran Yahnici, “Ankara Kent Konseyi bir sivil toplum üst platformudur. Türkiye kent konseyleri arasında en başarılı olanlar arasında bulunan konseyimiz, uluslararası ödüller aldı. Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere ilçe belediyeleri de dahil kent konseyiyle buluşan proje teklifleri belediyelerimiz tarafından siyasi parti ayrımı gözetmeksizin değerlendirilmektedir. Bu, ciddi bir başarı öyküsüdür. 
Bu yola çıkarken ‘Kale’yi görmeyen, bilmeyen, sevmeyen kalmasın’ demiştik. Türkiye’nin kalbi Ankara’dır. Ankara övünülecek bir başkenttir, başkentliği alnının akıyla ve teriyle kazanmıştır. Ankara, Millî Mücadeleye karargâh olmuş, egemenliğe adım atılan başkenttir” sözlerini aktardı.P1110039

Editör: Ramazan Atabey