ANKARA (AA) - Beypazarı'nın telkari ustalarından Orhan Işık 40 yıldır gümüşe hayat veriyor.

Beypazarı'nda yaşayan Işık, gümüş işlemeciliğinin hem zarafet hem de büyük bir hassasiyet gerektiren bir sanat olduğunu belirtti. Işık, yıllarca süren meslek hayatında, gümüşün ince işçiliği ve kaynatma aşamalarındaki titizliği vurguladı.

40 yıllık deneyimiyle gümüş işçiliğinde önemli bir ustalık kazanan Orhan Işık, yaptığı çalışmaları önceden kafasında tasarlayarak model oluşturduğunu ve bu modelleri tamamen telkari tekniğiyle işlediğini belirtti.

Işık, gümüş tellerin ince işçilikle bir araya getirilmesiyle yapılan geleneksel bir işçilik tekniği olan telkarinin her aşamasının özen ve dikkat gerektirdiğini söyledi.

Gümüş işçiliğinin Beypazarı'na Ahilik geleneği ile kazandırıldığını belirten Orhan Işık, mesleğe usta-çırak ilişkisiyle başladığını ve babasının çabalarıyla bir ustanın yanına çırak olarak verildiğini ifade etti.

İçişleri Bakanı Yerlikaya, Valiler Buluşması Programı'nda konuştu: İçişleri Bakanı Yerlikaya, Valiler Buluşması Programı'nda konuştu:

"Babam, bana bir sanat öğretilmesini istedi ve bu yüzden beni usta yanına verdi" diyen Işık, dört yıl süren çıraklık döneminin ardından kendi dükkanını açarak mesleğini sürdürdüğünü bildirdi.

Işık, "Gümüş ham haliyle gelir. Biz onu çeşitli aşamalardan geçirerek işlenecek hale getiririz. Telkari işlemi, elimizdeki cımbızlarla ve kaynak yaparak, gümüş telleri birleştirerek yapılır" şeklinde konuştu. Ayrıca, gümüşün ayarının çok önemli olduğunu, 925 ayar altındaki gümüşün işleme için kullanılmadığını belirtti.

Beypazarı'nda, genç gelinlere hediye edilen gümüş işlemeli tılsımların büyük bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Orhan Işık, tılsımın nazardan korunma amacı taşıdığını söyleyerek "Gümüş işlemeli tılsım, yörede genç gelin kızlara takılan bir takıdır. Nazardan koruduğuna inanılır ve bu yüzden işlemelerinde büyük titizlik gösteririz. Tılsımın yüzeyi pürüzsüz olmalı" dedi.

Tılsımların altın işçiliğiyle de yapıldığını ancak altının pahalı olması nedeniyle yöre halkının daha çok gümüş tılsımlara yöneldiğini belirten Işık, "Bileziklerde ve incili tılsımlarda altın renginde modeller yapıyoruz. Ancak, bu modelleri herkes altın mı gümüş mü olduğunu anlayamayabilir. Bir usta hemen fark eder" şeklinde konuştu.

Orhan Işık, Beypazarı'ndaki el sanatlarının usta-çırak ilişkisiyle sürdürülen bir meslek olduğunu ancak son yıllarda çırak bulunamadığı için bu sanatın gelecekte yok olma riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. "Bu sanatı devam ettiren sayılı ustalar kaldı. Çırak bulmada zorlanıyoruz ve bu nedenle ilerleyen yıllarda bu geleneksel sanat yok olacaktır." diye konuştu.

Eski zamanlarda, Beypazarı’nda genç gelinlere tılsım hediye edilirdi. Tılsım, gelini nazardan ve kötü enerjilerden koruduğuna inanılan bir takıydı. Orhan Işık, bu geleneğin hala devam ettiğini ve tılsımın bölgedeki önemli bir kültürel değer olduğunu ifade etti.


Kaynak: aa