Genel

Batman'da inşa edilen "Kardeşlik Mescidi" fonksiyonlarıyla kentin her kesimine hitap edecek

- Projenin tasarımcısı Celaleddin Çelik: - "Toplam inşaat alanına baktığımız zaman, cami bu projenin çok küçük bir kısmını oluşturuyor. Bütün bu işlevler tabii olandan, organik dokudan yavaş yavaş insan yapısı olan dokuya dönüşüyor" - "Batman'ın en büyük ve en nitelikli konferans salonu buraya geliyor. Tabii bunun fuayeleri, sergi alanları da var. Bunun yanında 7-24 açık olacak bir kütüphane, çalışma mekanı var. Ayrıca bir aşevi ve bir çocuk atölyesi ile çocuk kütüphanesi bölümü var"

Abone Ol

İSTANBUL (AA) - AİŞE HÜMEYRA AKGÜN - Disiplinler arası üretimlere imza atan mimar ve sanatçı Celaleddin Çelik'in sanatsal bir yaklaşımla tasarladığı "Kardeşlik Mescidi" Batman'da hayata geçecek.

Bugüne kadar Yedikule Hisarı restorasyonu, Zeytinburnu Mozaik Müzesi gibi birçok önemli projede imzası bulunan Çelik'in Batman merkezde, Atatürk Parkı'nda gerçekleştirilecek mescit projesi, alışık olunan cami formundan farklı, geometrik yapısıyla dikkat çekiyor.

Çelik, kubbesi olmayan ve kültür merkezi kimliği taşıyacak yapıya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, proje hazırlıklarının bir yıl önce başladığını dile getirdi.

- "İçinde camiyle birlikte başka fonksiyonları da barındıran ve kent mekanıyla bütünleşen bir proje"

Yakın zamanda inşaatın başladığının altını çizen Çelik, projenin heyecan verici olduğunu belirterek, "Batman'ın il merkezinde, büyük bir kentsel boşluğun yanında yer alıyor. Batman için bir çekim merkezi de oluşturmasını beklediğimiz, içinde camiyle birlikte başka fonksiyonları da barındıran ve kent mekanıyla bütünleşen bir proje." dedi.

Yaklaşık 1,5 yıl içinde inşaatın tamamlanmasını beklediklerini aktaran Çelik, şöyle devam etti:

"Batman Kardeşlik Mescidi için çalışmaya başladığımızda, o coğrafyayı biraz gezip onun ilhamlarıyla tanışmaya çalıştık. Hasankeyf'te bir Artuklu mirası var. Batman il merkezi doğrudan tarihi bir geçmişe sahip değil. Ancak Artuklu mirasının çok yakınlarında bulunan ve Hasankeyf'e yakın olarak kurulmuş bir şehir. Burada Artuklu mimarisinin izlerini çok çağdaş bir biçimde tekrar ele almak bizim ana çizgimizi oluşturdu."

Celaleddin Çelik, mescidin bir park içinde yer aldığına işaret ederek, "Parkla kurduğu ilişkinin üstüne epeyce yoğunlaştık. Çünkü parkın tabiatı temsil ettiği bir durum var. Onun üstüne de biz, insan yapısı olan bir geometrik yapıyı getiriyoruz. Coğrafyanın ruhundan izler taşımasını ancak bugüne ait bir mimari dil oluşturmasını hedeflemiştik. Bu proje ısmarlandığı zaman çalışmak için belli bir süre istedik. Çalışmamızı yapıp, sunarken özellikle sunum bitene kadar yorum almayalım diye rica ettik. Sunum bitince hem Batman Valisi'nin hem sponsorun projeyi en az bizim kadar benimsemiş olması, projenin başına gelen en büyük şans bizim için." ifadelerini kullandı.

- "Projede kentlinin her kesimine hitap eden fonksiyonlar bulmak mümkün"

Mescidin küp olarak tasarlanmasına da değinen Çelik, şunları kaydetti:

"Biz aslında mescidin yapılacağı parkta biraz toprağın kabarması, biraz da çökertilmesiyle ikinci bir meydan oluşturuyoruz. Bu meydan ve onun altındaki hacimlerde çok fazla işlev var. Toplam inşaat alanına baktığımız zaman, cami bu projenin çok küçük bir kısmını oluşturuyor. Bütün bu işlevler tabii olandan, organik dokudan yavaş yavaş insan yapısı olan dokuya dönüşüyor. Orada oluşan yapılarda da bir kütüphane, bir aşevi, konferans salonu, çocuk atölyesi gibi alanlar oluşturuyoruz ve bütün bu geçiş alanlarının üzerine geometrik bir iddiayı taşıyan, geometrinin bir yandan ölmediğini de bize hatırlatan küp şeklinde bir mescit oturuyor. Ayaklar üstüne köşelerden basılarak adeta havada asılı kalıyor."

Çelik, projenin mescitten öte kent sakinlerinin bir araya geldiği bir yapı olacağının altını çizerek, şu bilgileri verdi:

"Burada sanırım kentlinin her kesimine hitap eden fonksiyonlar bulmak mümkün. Bunlardan en önemlisi aslında Batman'ın en büyük ve en nitelikli konferans salonu buraya geliyor. Tabii bunun fuayeleri, sergi alanları da var. Bunun yanında 7-24 açık olacak bir kütüphane, çalışma mekanı var. Özellikle gençlerin ilgisini çekecek. Sürekli ikramlarla gençlere kapıları açık tutulacak. Ayrıca yılın 365 günü her isteyenin sıcak yemek bulabileceği bir aşevi var ve bir çocuk atölyesi ile çocuk kütüphanesi bölümü var. Bütün bu fonksiyonların hepsi parkla bütünleşen bir tasarımla ele alındı. Mescidin aslında bir duvarı yok. Parkın içinden var olan, parkı da kendine doğru çeken bir odak noktası olacak. Çok fazla yarı açık mekanı var. Aslında kamusal alanın bir devamı proje."

Türkiye'nin kamusal alan eksikliği olduğunu söyleyen Celaleddin Çelik, "Kamusal alanlar son dönemde artmaya başladı. Çeşitli semtlerde kütüphaneler arttı. Kütüphaneler de artık dönüşüyor. Fakat bizim bu konuda kamusal mekan ihtiyacını karşılamak için almamız gerek çok fazla yol var. Gençlere, şehrin her tür sakinine, her yaştan, her meslekten insana kapısı açık olan kamusal alana ihtiyacımız çok ciddi anlamda var. Camiler aslında bu açıdan iyi bir anahtar görevi görebilir. Camilerin de işin içine katıldığı ama onunla sınırlı kalmayan kamusal ihtiyacının karşılanması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.