Batının diline düştük
Mehmet Necati GÜNGÖR
Ayasofya’nın camiye çevrilmesi üzerine Batı’dan tepkiler gelmeye başladı.
İktidarın, “Türkiye hükümran bir ülkedir. Kimseye hesap vermek durumunda değildir.” Tezine katılanlar çoğunlukta.
Muhalefet, Ayasofya üzerinden kendine tuzak kurulduğunu anlamış, bu yüzden Atatürk’ün kararnamesinin Danıştay tarafından çizilmesine ses çıkarmadı.
UNESCO, insanlığın ortak mirası olan Ayasofya’ya sahip çıkıyor.
Papa, yaptığı meydan konuşmasında içinin yandığını bile dile getirebiliyor.
Protestanların yoğunlukta olduğu iki ülke Rusya ve Yunanistan üzüntülerini dile getirdi.
Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları toplantısında konu irdelenirken, “Türkiye’de kurumsal bir dış politika yok” tezi dillendirildi.
Cumhurbaşkanının bir yıl önce söylediği “Önce Sultanahmet’i doldurun” söyleminden sonra böyle bir kararın alınmasına şaşkınlık duyanlar oldu olmasına da, ne fark eder?
İslam’da resimlerin olduğu bir yerde namaz kılınamaz hükmü geçerlidir.
Diyanet buna çareyi bulmuş. Namaz vakitlerinde resimlerin ve ikonların üstleri ışık oyunuyla kapatılacakmış.
Peki, Ayasofya camiinde kendi başına namaz kılmak isteyenler bu ışıkları nasıl kullanacaklar?
Yani, Ayasofya sadece cemaatle kılınan namazlara mı açıldı.
Oysa, bildiğimiz şu ki Ayasofya’da namaz 1991 yılından beri kılınıyor.
Hünkâr mahfili denilen bölüm ibadete açıldı, her vakit ezan okunuyor, ayrıca İstanbul’un fethinden beri Ayasofya minarelerinden ezan sesi hiç dinmedi.
Yakın dönem tarihçilerinin anlattığına göre, Ayasofya 1934’de Atatürk tarafından müze haline getirildi, ancak iki yıl sonra 1936’da kadastro yapılırken cami olarak tescillendi.
Her iki hal de Atatürk dönemine ait.
Ayasofya üzerinden Atatürk’ü yargılamayı fevkalâde yanlış buluruz.
Eğer bu ülkede ezanlar okunuyor, dinimiz bütün gerekleriyle yaşanabiliyorsa bunu Türkiye’yi işgalden kurtaran büyük Atatürk’e borçluyuz.
O’na rahmet okumak yerine yargılamak niye?
Danıştay’ın aldığı karar hukuken yerindedir ve Türkiye hükümran bir ülkedir, bağımsızdır, istediği kararları alabilir, tamam.
Bakalım, bu işin sonu nereye varır.