Dışişleri: Fatih Eryılmaz'a ilişkin soruşturma yakından takip ediliyor Dışişleri: Fatih Eryılmaz'a ilişkin soruşturma yakından takip ediliyor
Haber: Bilgesu Erdem 14 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunun birincisi, yüzde 49,25'lik oy oranıyla Cumhur İttifakı'nın adayı Recep Tayyip Erdoğan oldu. Dünya basınında da geniş yankı bulan "Cumhurbaşkanlığı ve 28’inci dönem milletvekili seçimlerine Batı ülkeleri nasıl bakıyor?” sorusunun yanıtını Dış Politika Uzmanı Aydın Sezer 24 Saat’e verdi. “Batı şaşkın” Batılı analistlerin ilk tur seçim sonucuna şaşırdığını dile getiren Sezer, “Benim temasta olduğum gazeteciler de aynı şeyi söylüyorlar. Dolayısıyla şöyle bir soru akla geliyor 'acaba seçimler şaibeli mi' endişesi var ve emin olun Batı’da bu endişe Türkiye’deki muhalefetten çok daha fazla” ifadelerini kullandı. Sezer, “Özellikle seçim gecesi ve sonrasında muhalefet cephesindeki genel moral bozukluğunu da tam olarak anlayabilmiş değiller” değerlendirmesinde bulundu. Batı ikinci tur için ne öngörüyor? İkinci turda da adayların şanslarını yine eşit görüyorlar, diyen Sezer “Hala muhalefetin kazanabilme olasılığının olduğunu düşünüyorlar.  Bu herhalde Türkiye’deki seçmeni, iç yapıyı ya da AKP’nin performansını yeteri kadar bilmemelerinden kaynaklanıyor. Seçim sürecinin hala ciddi bir şekilde devam ettiğini düşünüyorlar” ifadelerini sözlerine ekledi. Batı Kılıçdaroğlu’nu mu destekliyordu? Aydın Sezer, iktidara yakın medya organları tarafından sıkça dile getirilen “Batı, Erdoğan’ı istemiyor, Kılıçdaroğlu’nu destekliyor” söylemine de açıklık getirdi; “Yeşil Sol Parti’nin Kılıçdaroğlu’na desteğinden sonra Kılıçdaroğlu’nun ya da seçmenin oylarının artık tamamen konsolide olduğu kanaati oluştu.” “Batı açık bir irade ortaya koymadı” Batı’nın Kılıçdaroğlu’nu açıkça desteklemediğini vurgulayan Sezer, dış basındaki gazete manşetlerinin seçmen üzerindeki etkisinin tartışmaya açık olduğunun altını çizdi; “Batı açıkça 'Kılıçdaroğlu kazansın' yönünde bir irade koymanın ötesinde kazanacağına yönelik bir beklenti içerisinde. Batı’nın bu konuda açık bir irade koyduğuna ben herhangi bir şekilde şahit olmadım. ‘Bir gazetenin Kılıçdaroğlu ile ilgili başlık atması, olumlu bir söylemde bulunması ne derece destek anlamına gelir ya da bu destek sayılır mı’ sorusu ayrıca tartışılması gereken bir konu. The Economist’in başlıklarını biliyorum, ama bu gazetelerin ya da dergilerin Türkiye’de hangi seçmene, ne kadar ulaştığı konusu da çok önemli. Seçimler üzerinde etkili olup olmadığını tartışırken de objektif olmak gerekiyor.” Türkiye’nin Batı ile ilişkileri “Kılıçdaroğlu daha kurumsal ilişkiler kurar” Türkiye’nin NATO üyeliğine ve AB ile yapılan Gümrük Anlaşması’na dikkat çeken Sezer, Türkiye’nin Batı İttifakı içinde yer aldığını vurguladı; “Batı’nın tüm finansal kuruluşlarıyla çok derin ve köklü bağımlılık ilişkimiz var. Dolayısıyla Türkiye’nin bu kurumsal yapıları terk etmeden Rusya veya Çin ile ya da başka ülkelerle bir birlikteliği teknik olarak söz konusu değil, olamaz.” Sezer, “Burada karıştırılan husus şu, Erdoğan’ın kişiliğinden ve kişisel ilişkilerinden kaynaklanan nedenlerle Rusya ya da diğer Doğu ülkelerine, Arap dünyasına daha yakın olduğumuz görüntüsü ortaya çıkıyor, bu doğru.”  değerledirmesinde bulundu. Erdoğan’ın seçimi kaybetmesi halinde, Türkiye’nin dış politikada fabrika ayarlarına döneceğini dile getiren Sezer, “Böyle bir sıcak ilişki olmayacak liderler arasında. Kılıçdaroğlu ile Putin arasında Erdoğan-Putin arasındaki gibi bir ilişki asla olmayacak. Kılıçdaroğlu daha çok kurumsal yapıların işin içinde olduğu bir Batı ile ilişkiler boyutu gerçekleştirecek. Tabii bu yüzünü Rusya’dan Batı’ya çevirme anlamında değil.” dedi. Bunun sebebini ise, devlet aklıyla hareket etmemekle açıkladı; “Bizim burada yanlış değerlendirdiğimiz konu Erdoğan’ın kişisel dış politikasıyla Türkiye Cumhuriyeti devletinin dış politikasının birbiriyle örtüşmüyor olması. Biz bu birbiriyle çelişkili gibi görünen durumu yaklaşık on yıldır yaşıyoruz. Devlet aklı kullanılıyor olsaydı Selman’a katil demez, devlet aklı çalışıyor olsaydı Selman’a Külliye’de müzik ziyafeti çekmezdik. Dolayısıyla Türkiye’nin temel dış politika duruşu ve perspektifi ile Erdoğan’ın kişisel duruşu ve perspektifi birbirine karışıyor” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu kazanırsa dış politikada dengeler nasıl olacak? “Şantaj diplomasindense öngörülebilir bir Türkiye istiyorlar” Sezer’e göre; “Kılıçdaroğlu seçilirse sistem yeniden başlatılacak. O zaman biz eskiden de olduğu gibi Batı ile kol kola yürümemize rağmen Rusya ile daha sağlıklı ilişkiler yürüteceğiz. Soğuk savaş döneminde de, 90’larda da yürüttük zaten.” Rusya’nın da tercihinin bu yönde olacağını söyleyen Sezer, “Bilinmez bir Erdoğan’ın zikzaklarından, zaman zaman şantaj ve blöf diplomasisindense öngörülebilir bir Türkiye’yi karşısında görmek istiyor.” “Yanılıyorlar...” Aydın Sezer, “Şöyle bir yanılgı var Batılı gazetecilerde, Kılıçdaroğlu kazanırsa Türkiye hava sahasını kapatıp Rusya'ya karşı yaptırım uygular. Hayır, böyle bir şey yok ve olmayacak. Batı medyası Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan sonra izlediği yayın politikasıyla zaten objektif basın olmanın ötesinde çok farklı bir bakış açısı sergilemeye başladı. Türkiye’yi de bu farklı bakış açısı içerisinde bir yere oturtmaya çalışıyorlar” ifadelerini kullandı. Dünya basını ne diyor? Almanya’daki siyasetçiler tarafından iki ülke arasındaki ilişkiler açısından durumun daha da zorlaşacağı yorumu yapılırken, Yunanistan’dan “En kötüsüne hazırız” mesajı geldi. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden ise “Umarım kim hak ederse o kazanır” değerlendirmesinde bulundu. Diğer yandan Rusya, seçimi her kim kazanırsa kazansın Türkiye ile Rusya arasındaki iş birliğinin devam edeceğine dair sinyaller verdi. İran ise seçimleri katılım oranından ele alarak ‘demokrasi zaferi’ diye niteledi. The Washington Post seçimlerin başa baş geçtiğini vurgularken, The New York Times Erdoğan’ın ikinci turda yarışmak için hazır olduğunun altını çizdi. CNN International ise seçimleri “Türkiye’nin kritik seçimi ikinci tura gidiyor” ifadesiyle manşetten verdi. Financial Times ise seçimlerin rekabet içinde geçtiğini yazdı. Amerikan Associated Press (AP) ise Erdoğan’ın oylarının düştüğüne vurgu yaptı. İngiliz The Guardian gazetesi seçimlere katılımın yüksek olduğuna dikkat çekerken, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kaldığına vurgu yaptı. Reuters, Erdoğan’ın ikinci turda avantajlı olabileceğini yazdı. BBC ise, ‘Türkiye’nin güçlü Cumhurbaşkanı’ diye bahsettiği Erdoğan için ‘28 Mayıs’taki seçimin favorisi’ ifadelerini kullandı.