Murat GÜRGEN Haftalardır göz önündeki mesele Eryaman Stadyumu. Açıldığı tarihten bu yana, yani dört yıldır zemin yenilenmemişti. Oysa işin uzmanlarına göre, hibrit çim zemin iki yılda bir yenilenmeliydi. 2022-2023 futbol sezonunun tamamlanmasıyla geçen haziranda çalışma başlatılsa da zeminin futbola elverişli hale gelmesi yeni sezona yetişmedi. Ankaragücü’nün evindeki ilk maçı için stat lazımdı. Koskoca başkentte bir saha bulunamadı. Ankara’nın onda biri nüfusa sahip Çorum’da çare arandı. Geçmiş yıllarda da Afyonkarahisar’da sezona başlamıştı sarı lacivertliler. Trajedi mi desem? Koskoca bir ayıp mı? Karşılaşılan tabloyu anlatmaya kelimeler hafif kalıyor. Ligin dördüncü haftasında rakip bu kez Fenerbahçe’ydi. Başkentin bu zaafından yararlanıp, maçı farklı bir kente, Ankaragücü taraftarından uzağa aldırmak istediler. Eryaman Stadyumu nihayet maça hazır olsa da TFF’ye başvuru üstüne başvuru yaptılar, itiraz üzerine itirazda bulundular. Neticede maç Ankara’da oynandı ama adeta yaşananların buruk tadı kaldı damağımızda. 10 Eylül’de TSYD Ankara Şubesi’nin geleneksel kupa maçı oynanacaktı. O da bu stat meselesi yüzünden ikinci kez ertelenmek durumunda kaldı. “Eryaman’da peş peşe maç yapılmaz” dendi, Aktepe ve Osmanlı stadyumları da uygun görülmedi. Sonuçta Ankaragücü-Gençlerbirliği maçı bir sonraki milli maç arasına, yani ekim ortasına ertelendi. Başkentimiz, bir aksaklık daha olmazsa, 2025’te yeni stadyumuna kavuşacak ama tarihi 19 Mayıs Stadyumu’nun amatörler spor dallarına sağladığı imkanlar o yeni spor kompleksinde yer bulamayacak. Açıkçası, amatör futbol, boks, halter, güreş, yüzme, tenis gibi nice dallar ise hepten üvey evlat durumdalar.