Genel

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin: Cemiyetçilik, menfaatlerini korumak için mazeret bulanların harcı değildir

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin genel kurulda eleştirilere verdiği yanıtta, "Gazetecilerin tutuklandığı ve haklarının gasp edildiği bir ortamda eylemlerde, sokak mücadelesinde Gazeteciler Cemiyeti hep yer aldı. Fakat yönetim kurulu içerisinde sadece önceden yönetim kurulu üyesi olan Nursun Erel, hiçbir eyleme ve basın açıklamasına dahil olmadı. Cemiyetçilik, menfaatlerini korumak için mazeret bulanların harcı değildir" dedi.

Abone Ol

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, Başkan Adayı Nursun Erel ve bazı üyelerin dile getirdiği iddiaları yanıtladı. Bilgin, bu zamana kadar birçok kongre ve seçime tanık olduğunu anımsatarak, “İlk defa bu seçimde adayın sunduğu yönetim kurulunu tam olarak oluşturamadığını ve oluşturulan yönetim kurulunda gazetecilerin yer almadığını, hayatında hiç gazetecilik yapmamış bir akademisyenin ve bir tercümanın yönetimde yer aldığını görüyorum” dedi.

"Beyaz Sayfa" grubunun sosyal medya üzerinden yürüttüğü propaganda çalışmalarının cemiyete, gazeteciliğe ve gazetecilere zarar verdiğini dile getiren Bilgin, “Sosyal medya sayfalarında 700’e yakın takipçi var. Bu kişilerden yalnızca 82 kişi cemiyetimiz üyesi.Bu sayfa üzerinden Gazeteciler Cemiyeti’ne, üyelerine ve gazeteciliğe hakaret edildi. Bu grubun üyeleri, cevap vermek için kendi platformlarına çekmeye çalıştılar beni. Fakat Gazeteciler Cemiyeti’nin içindeki tartışmalar için yer ve adres genel kuruldur” sözlerini kullandı.

Sosyal medya üzerinden Gazeteciler Cemiyeti yönetimi hakkındaki iddiaların mesnetsiz olduğunu ifade eden Bilgin, kendisine 1980 darbesinden sonra ülke dışına kaçmak amacıyla mülk alındığı iddialarına belgelerle yanıt verdi: “1991 yılında alınan dönemin başkanı Beyhan Cenkçi’nin de imzası bulunan karar, cemiyetin üyelerinin yurt dışındaki çalışmalarında en büyük masraf kaleminin barınma olması üzerine alındı. Cemiyet adına tescilli mülk alındı. İddia edildiği gibi Avusturya’da Bregenz Gölü kıyısındaki bir villa değildir."

Bilgin, “Ben, İttihat ve Terakki’nin son genel sekreteri Dr. İbrahim Nazmi’nin torunuyum. Ben bu ülkeden kaçacak son kişiyim” sözünü kullanarak cemiyetin basın özgürlüğü için verdiği mücadeleleri anımsattı: “İYİ Parti meclis genel kurulundaki konuşmam eleştiriliyor. Bunun nedeni, bize söz veren diğer parti olan CHP’nin sadece 5 dakika süre sunmasıdır. Gazetecilerin tutuklandığı ve haklarının gasp edildiği bir ortamda eylemlerde, sokak mücadelesinde Gazeteciler Cemiyeti hep yer aldı. Fakat yönetim kurulu içerisinden sadece önceden yönetim kurulu üyesi olan Nursun Erel, hiçbir eyleme ve basın açıklamasına dahil olmadı. Cemiyetçilik, menfaatlerini korumak için mazeret bulanların harcı değildir.”

Vakıf konusundaki eleştirilerin Durum dergisinde de açıklığa getirildiğini belirten Bilgin, “Vakıf yönetiminde olacak isimlerin yönetim hakları ölüm ve mücbir sebepler nedeniyle devredilemeyecek. Vakfa dair her bilgi de üyelere açıklıkla sunuldu. Geç bilgi verildiği iddia edilse de bunun nedeni Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün vakıf senedini teslim etme sürecidir. Bu süre içinde Sayın Erel, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı yapmış ve vakıf yönetim kurulunda ismi yer alan Yekta Güngör Özden’e ‘neden üye olduğunu’ sorarak ilginç bir girişime imza atmıştır” dedi.

Genel kurulun öğleden sonraki oturumlarında Denetim Kurulu Başkanı Doğan Bulgun mevcut Gazeteciler Cemiyeti yönetim kurulunun 3 yıllık denetim raporunu üyelere okudu. Gazeteciler Cemiyeti’nin Media for Democracy, 9. Köy Haber Merkezi, Basın Evi Destek Aracı, 6 Şubat deprem bölgesindeki gazetecilere ve meslek örgütlerine sunulan desteklere ilişkin bilgi veren Bulgun, Gazeteciler Cemiyeti’nin 3 yıllık çalışmasını içeren Durum 2024 dergisini işaret etti. Çalışma ve denetim raporu yapılan oylama sonucunda kabul edildi.