Başıboş

Kamuoyunda “katliam yasası” olarak bilinen sokak hayvanları düzenlemesi, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı. Yasadaki “ötanazi” konusu, kamuoyunda büyük tartışmalara ve protesto gösterilerine neden oldu.

Abone Ol

Utku Şensoy

17 maddeden oluşan Sokak Hayvanları Yasası’nda ana hatlarıyla şu hususlar yer alıyor. Yeni bir madde ile “Sahipli ve sahipsiz hayvan” kavramı getirildi. Çok önemli bir şeymiş gibi hayvan bakımevlerinin tanımı, “Sokak hayvanların sahiplendirilinceye kadar barındırıldığı ve rehabilite edildiği tesis” olarak düzenlendi. “Sahipsiz hayvanların da sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir” ifadesi yeni yasa metninden çıkarılıp, sahiplenmek isteyenler için teşvik maddesi konuldu. Böylece sokak hayvanlarının yaşamlarının desteklenmesi zorunluluğu ortadan kalmış oldu! Yerel yönetimlere 31 Aralık 2028’e kadar, bakımevleri kurup, bu hayvanların bakım ve tedavilerini sağlama zorunluluğu getirildi. Bakım evlerindeki köpekler, “Sahiplendirilinceye kadar barındırılacak” deniliyor. Güzel de peki ya sonra? Bakımevlerindeki köpeklerden insan ve hayvanların yaşamı ve sağlığı için tehlike arz eden, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı olanlara, “Veteriner gözetiminde ötanazi yapılabilme” maddesi eklendi. Bu seleksiyon nasıl yapılacak zaman içinde göreceğiz. Yerel yönetimlere ilgili Bakanlıkça mali destek sağlanacak. Hangi belediyelere ve ne kadar verileceğini merakla bekliyoruz. Kanımızca bu yasanın ipe sapa gelir en önemli maddesi, sahipli hayvanlarını terk edenlere verilen cezaların arttırılması oldu. İdari para cezası hayvan başına 2 bin liradan 60 bin liraya çıkarıldı. Önceki yasadaki, "Yakala-kısırlaştır-sal" metodunun kaldırılması hayvanseverler arasında büyük tepkiye neden oldu. Keza ötenazi maddesindeki muğlak ifadeler, Türkiye genelinde tepkilere ve eylemlere neden oldu. Hayvan hakları savunucuları, “Yasayı geri çek”, “Katilleri topla köpekleri değil”, “Yaşam hakkına dokunamazsın” pankartlarıyla tepkilerini dile getirdiler. 
Teklifin yasalaşmasının ardından, TBMM Genel Kurulu tatile girdi. TBMM Başkanvekili Celal Adan, birleşimi, 1 Ekim Salı günü 15'te toplanmak üzere kapattı. Bu yasanın kabulü için el kaldıranlar görevlerini yapmanın huzuru içinde gönül ferahlığıyla tatil yapsınlar bakalım. Öyle ya ülkenin en önemli sorununu gece gündüz demeden çalışıp hallettiler. İyi tatiller. 
***
Yolgeçen hanı

Gazetelere şöyle bir göz attığımızda son bir hafta on gün içinde olup bitenler gerçekten hayret verici. Kırmızı bültenle aranan uyuşturucu karteli İstanbul'da çökertilmiş! Interpol’ ün kırmızı bültenle aradığı uyuşturucu çetesi lideri Alexander G. İstanbul'da yakalanmış...
 Bir başka haber de Kırmızı bültenle aranan IŞİD komutanının Kırşehir'de olduğu ortaya çıktı.
Interpol tarafından kırmızı bültenle aranan IŞİD üyesi Irak uyruklu iki şüpheli, Kırşehir'de yakalanmış...
 Yine İstanbul’da da IŞİD'e yönelik operasyonda 13 şüpheli gözaltına alınmış… 

Sizce sokaktaki başıboş köpekler mi yoksa başıboş gezip ülkemizi, “Yolgeçen hanına” (Önüne gelenin izin almaksızın rahatça girip çıktığı, girenin çıkanın belli olmadığı yer) çeviren bu insanlar mı daha tehlikeli? 

Ülkemizin, mafyanın, kaçakçıların, uyuşturucu kartelinin cirit attığı bir yer haline gelmesi kabul edilemez. İvedilikle bu sorunun çözülmesi, gerekirse TBMM’nin tatilini yarıda kesip soruna neşter atması sağlanmalı. Yurttaşların asıl sorunu, ekonomi ve güvenlik meselesidir. Ekonomide yapılması gereken belli. “Dar gelirlilerin, emeklinin maaşının en az asgari ücret seviyesine çekilmeli.” Can dostlarımız, “Başıboş köpeklerden” ziyade, elini kolunu sallayıp sokaklarda başıboş gezen yasa dışı örgüt mensuplarının toplanıp temizlenmesi gerekir. Ana başlığımızdaki “Başıboş” kavramının sokaklarımızda gezen kedi ve köpekler yerine ülkemize çöreklenen bu tür adamlar için kullanılması çok daha uygun olmaz mı?
***
Çaresizlik kredi kartına muhtaç ediyor

 Ekonomik sıkıntılardan söz ettik. Buradaki esas mesele alt grubun alım gücünün son dönemde iyice düşmüş olmasıdır. 10-12 bin lira seviyesinde ve bundan daha az olan tüm emekli maaşların en az 600 ABD Doları (19.800 TL) seviyesine çekilmesi, asgari ücretin de 750 ABD Dolarına (24.750 TL) yükseltilip, her 6 ayda bir ABD Doları üzerinden ayarlama yapılması çok daha gerçekçi olacaktır. Bu yapılmadığı takdirde yurttaşların bireysel kredi kartı borçlarının daha da artması kaçınılmazdır. 
Türkiye Bankalar Birliği’nin, TBB yayımladığı mayıs ayı raporuna göre bankalara borçlu olan yurttaşların sayısı 40 milyonu aştı! Aralık 2023’e göre Haziran 2024 sonu itibarıyla bireysel kredi kartı borçları yaklaşık yüzde 26 artışla 1 trilyon 500 milyar liraya ulaştı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, BDDK raporuna göre, bireysel kredi kartlarında en borçlu il 396 milyar lira ile İstanbul.
Onu 137 milyar lira kredi borcu ile Ankara ve 98 milyar lira ile İzmir izliyor. Bu hayat pahalılığında yurttaş ne yapsın, en yakın dostu kredi kartına dayanıyor. Böylece bir yerde göz göre göre kendi ölüm fermanını da imzalamış oluyor ama ne yapabilir? Başka bir çaresi var mı?