Yargıda toplu izin kullanımı anlamına gelen ve 20 Temmuz'da başlayan adli tatil bugün sona erdi. Yeni adli yılın başlaması dolayısıyla, Türkiye Barolar Birliği ve 81 ilin barosunun imzası bulunan ortak açıklama yapıldı. "Yeni adli yılda da hukukun üstünlüğünü bağımsız yargıyı ve meesleğimizi savunmaya devam edeceğiz" başlıklı açıklamada şunlar kaydedildi:
"2024-2025 Adli Yılı’nı, yargı sistemimizin ve avukatlık mesleğimizin sorunlarını dile getirmek zorunda kalarak değil, yurttaşların adaletin sağlanacağına güven duyabilecekleri bir hukuk sisteminin unsurlarını hep birlikte inşa edebilmenin heyecanıyla karşılamak istiyoruz çünkü biliyoruz ki, sosyal kurumların birinci erdemi olan adalet beklentisine cevap vermek, hepimizin sorumluluğudur.
Türkiye Barolar Birliği ve Barolar olarak bugüne kadar bir yandan mesleğimizin ağır sorunlarına çözüm aramak için mücadele ederken öte yandan insan hakkı ihlallerine karşı onurlu yaşam hakkından, olağanüstü mahkemelere karşı bağımsız mahkemelerden, keyfiliğe karşı liyakatten, cezasızlığa karşı kanun önünde eşitlikten, darbe ve darbe girişimlerine karşı demokrasiden, şiddete karşı mağdurdan, baskı ve engellemelere karşı özgürlükten yana olduk. Demokrasinin en önemli unsuru olarak seçmenin iradesine saygı duyulmasını, hukukun üstünlüğünü, yargı bağımsızlığını, anayasal düzenin de bir gereği olarak AYM kararlarına uygun hareket edilmesini savunduk.
"Adil yargılanma için bağımsız yargı ve etkili kullanılabilecek bir savunma hakkı şarttır"
Nereden geldiğine bakmaksızın her türlü terör eyleminin ve insanlığa karşı işlenen tüm suçların karşısında yer alırken gücümüzü hukuktan aldık. Hiçbir mağdurun kimliğini sorgulamadık ve adalet arayan her yurttaşımızın ve gerektiğinde uluslararası arenada mazlum halkların sesi olduk. Ortak dilimiz olan hukuk sayesinde evrensel değerlere aynı hassasiyetle, bölünmeden, parçalanmadan sahip çıktık.
Hukuk, adalete yönelmiş bir toplumsal yaşama düzenidir; dolayısıyla talebimiz, topyekün adalettir. Bunu sağlamanın ödülü ise toplumda adalete olan güven duygusunun artması, yurttaşlık bilincinin yerleşmesi, suçun azalması, toplumsal barışın ve refahın yükselmesidir. Adaletin sağlanması için adil yargılanma, adil yargılanma içinse bağımsız yargı ve etkili kullanılabilecek bir savunma hakkı şarttır. Savunma ayağı eksik veya güçsüz bırakılarak adalet tesis edilemez. Savunma hakkının temsilcisi olan avukatlık mesleğinin sorunları çözülmeden yurttaşların adalet talebine karşılık verebilmek mümkün değildir.
"Avukata dönük şiddet vakalarının önlenemeden adil yargılamadan bahsedilemez"
Önemle ve altını çizerek ifade etmek isteriz ki diploma makinası haline gelen hukuk fakültelerine önlem alınmadan, Stajyer Avukatların Hakim Savcı Yardımcıları gibi devletten ücret alarak staj süreçlerini verimli geçirmeleri sağlanmadan, önleyici avukatlık modelinin geliştirilerek meslek alanlarını genişletecek yasal düzenleme yapılmadan, kamu avukatlarının özlük hakları mesleğin onuruna uygun olacak şekilde düzenlenmeden, bağlı çalışan avukatların hakları bakımından düzenleme yapılmadan, CMK Ücret Tarifesi mesleğin onuruna uygun olacak şekilde belirlenmeden, yargı faaliyetlerinde KDV oranı düşürülmeden, CMK ve Adli Yardım sisteminde ise tamamen kaldırılmadan, avukatların diğer yargı görevlileri ile emeklilikte yaşadığı ağır eşitsizlik ortadan kaldırılmadan, avukata dönük şiddet vakalarının önlenebilmesi ve caydırıcılık bakımından yasal düzenlemeler yapılmadan, savunma hakkının etkin kullanımından ve haliyle adil yargılamadan bahsedilemez.
Yargı sistemimizin sorunları karşısında, yeni adli yılda da, yurttaşların adil yargılanma hakkının bir parçası olarak mesleğimizin sorunlarının çözümü için mücadele ederken, adalete yönelmiş toplumsal yaşama düzeni olarak hukuku, hukukun üstünlüğünü, insan hak ve özgürlüklerini savunmaya devam edeceğiz."