An’ların peşinde bir ressamın portföyü
CEMRE POLAT/ANKARA- “Günümüzde çok kullanılan bir tabir vardır: ‘Anda kal, anı yaşa!’ Bu, içinde bulunulan zaman dilimine odaklı yaşayarak ne geçmişe takılmak ne de gelecek için kaygılanmak demektir. Anda kalmak sürekli bir iyilik hali gibi görünse de farkındalığın şimdiki halidir. Aynı zamanda üzüntümüzü, sevincimizi, kafamızdaki karışıklıkların her birini hakkıyla yaşayabilmektir. Zihnimin ve düşüncelerimin gözlemcisi olduğum tam da o anda geçmiş, şimdi ve gelecek olana ya da olabileceğe karşı bazen eğlenceli, bazen isyankâr, bazen düşündürücü duruşumu tuvalime aktarmaya çalıştım” diyor Şule Balan…
Son sergisi “An Resimleri” ile sevenleriyle buluşan ressamın sözleri, sanatın insanın iç dünyasına dokunan bir yolculuk olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Gazetemizle sanatın derinliklerine dair fikirlerini paylaşan Balan, resme olan tutkusunu ve eserlerindeki anlamı paylaşırken insanın iç dünyasına da ışık tuttu.
Her bir eserde bir “an”ın izini sürdüğünü ve kendi duygularını başkalarının bedenlerinde yansıttığını dile getiren sanatçı, resmin sadece bir ihtiyaç değil, içsel bir dökülmeyi temsil ettiğini belirtti.
Sergisinin ana temasının insan olduğunu belirterek portreler, sinema ve tiyatro karakterlerinin yüz ifadeleri ve yansımalarından esinlendiğini aktaran sanatçı, zihninde oluşan anları ve gözlemlediği anları tuvale aktardığını söyledi.
Balan, konuya dair şöyle konuştu: “Çizmeye başlamadan önce planlamadığım, kendiliğinden gelişen temam, ‘insan’ oldu. Portreler, sinema, tiyatro karakterlerinin yüz ifadeleri ve yansımalarından yola çıktım. Bunların hepsinin içinde bir an var. Zihnimde oluşan anlar, gözümle fotoğrafını çektiğim ve izleyici olduğum anları resmediyorum. Bunların içinde kendi kaygılarım, duygularım var. Başkalarının bedeninde kendi duygularımı yansıtıyorum.”
“Yaratıcılık, sadece bir şeyi görüp tuvale aktarmak değil; onu ifade edebilme yeteneğidir”
Öğrenim döneminde Van Gogh'un eserlerinden etkilendiğini belirten Balan, tablolarında sarı ve mavi tonlarına sıkça yer verdiğini söyledi. Herhangi bir sanat akımına bağlı olmadığını ancak birçok yerli ve yabancı ressama saygı duyduğunu ifade eden sanatçı, renkli resimler yapmaktan ve insanların ifadelerini resmetmekten keyif aldığını aktardı.
Sanatın doğanın yansıması değil, onu yorumlayan insanın iç dünyasının yansıması olduğunu vurgulayan sanatçı konuya dair, “Edebiyatçılar nasıl içini dökmek için yazı yazarsa ressamlar da resim çizer, kendi içsel hezeyanları ve sevinçlerini aktarmak için resmi bir araç olarak kullanırlar. Resimlerdeki düşünce aktarımları beni çok etkiliyor. Yaratıcılık sadece bir şeyi görüp tuvale aktarmak değildir. Bir olaydan, nesneden etkilenilebilir ama önemli olan onu ifade edebilme yeteneğidir.
Sanat, bir şeyi birebir alıp tuvale koymak değildir. Resimdeki bir ışık, bir renk bile farklılık yaratır. Gökyüzü kırmızı olur, bulut yeşil olur... Yarattığın resim tabiatta olan değildir, kendi varlığını ortaya koyduğundur” diye konuştu.
“İzleyici, içinde ne biriktirdiyse resmi incelerken onu algılar”
Profesyonel sanat yaşamında bir konuyu ele alıp tükenene kadar işlediğini dile getiren Balan, farklı konular denemekten çekinmediğini ve yaratıcılığın sınırlarını zorlamak gerektiğini söyledi. Sanatın bir “denge” işi olduğunu belirten sanatçı, herkesin kendine ait benzersiz bir çizgisi olduğunu ve bu çizgiyi değiştiremeyeceğini ifade etti.
Balan, “Ünlendiği için aynı konuyla devam etmeye çalışmak ressamın yaratıcılığını örseler. Herkesin fırça atışı parmak izi gibidir, çizgilerinizi değiştiremezsiniz ama konunuzu değiştirebilirsiniz. Sanat tarihinin çıkış noktası klasisizmdir, önce bunu öğrenip sonra soyutlamaya geçilmelidir. İnsanlar gelip eserinizi izlediğinde algıları farklı olabilir, duygu durumlarına göre aynı resmi çok farklı görebilirler.
Sanat, sanat için yapılmalıdır. Tablolar tabii ki topluma sunuluyor ama bir tabloyu izlerken herkes içinde ne biriktirdiyse onu algılıyor. Resimde dengesizlik içinde bir denge olması gerekir yoksa sanatınız monotonlaşır” sözlerini aktardı.
“Toplumu sanata yönlendirme konusunda devlet politikalarının önemi büyük”
Toplumun her kesiminin sanata erişilebilirliğinin aynı olmadığını ifade eden Balan, devlet politikalarının sanata yönlendirici ve özendirici olmasının önemine vurgu yaptı. Herkesin ünlü bir ressam olmak zorunda olmadığını, sanatın herkes için bir hobi olabileceğini dile getiren sanatçı, imkânı olmayan insanlara yol açılması gerektiğini belirtti.
“Sanatı insanlara ulaştırabilme çabası sadece bizlerle bitmiyor. İnsanları bu alana yönlendirmek ve onları özendirmek konusunda devlet politikaları çok önemli. Herkes ünlü bir ressam olmak zorunda değil, sanatın herhangi bir dalıyla hobi olarak ilgilenilebilir. Resme ilgi duyan ama imkânı olmayan insanlara yol açılabilir, bilgilendirici seminerler veya kurslar düzenlenebilir” diyen Balan, son olarak kendi varoluşunu sürdürmek adına resim yapmaya ve sergi açmaya devam edeceğini belirtti.
Ressam, “Sanat, damarlarınıza girdiğinde bir bağımlı gibi ondan vazgeçemiyorsunuz. Gelecekte de en çok istediğim şey çok yer görmek, hikâye duymak ve çok insan ve tanımak. Bunlar beni tetikliyor. Kendi varoluşumu sürdürmek için çizmeye devam edeceğim, sergi açmaya devam edeceğim” diye konuştu.
Şule Balan’ın “An Resimleri” isimli kişisel sergisi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Mezunları Derneği Vişnelik Sanat Galerisi’nde 29 Şubat Perşembe gününe kadar ziyarete açık olacak.
Şule Balan kimdir?
Ressam, 2004 yılında öğrenime başladığı Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Hasan Pekmezci atölyesinden 2008 yılında fakülte birincisi olarak mezun oldu. 2008 yılında İhsan Doğramacı Üstün Başarı ödülü ve Öğrenci Başarı ödülü aldı.
2009-2020 yılları arasında hobi gruplarına resim dersleri, 2011-2012 akademik yılında Ankara Üniversitesi’nin birçok bölümünde eğitmenlik yaparak seçmeli resim dersi, 2011-2014 yıllarında ODTÜ Mezunlar Derneğinde özel resim dersleri verdi.
2023 yılından itibaren Anadolu Görsel Sanatlar Derneği (AGSAD) Yönetim Kurulunda yer alan ressam, AGSAD Genel Sekreterliği ve Sanat Kurumu (1948) Derneği’nde Sanat Danışmanlığı görevini sürdürüyor.
Balan: “Başkalarının bedeninde kendi duygularımı yansıtıyorum”
Son sergisi "An Resimleri" ile sanatseverlerle buluşan Ressam Şule Balan, sanatını ve çalışmalarının ayrıntılarını 24 Saat Gazetesi’ne anlattı. Eserlerinde “şimdiki anın farkındalığını” ve bu anlardaki duygularını ifade ettiğini söyleyen Balan, resmettiği bedenlerde kendi iç dünyasını yansıttığını belirtti. Resim yapmanın içsel bir ihtiyaç olduğunu söyleyen sanatçı, “Sanat, içini dökmenin en güzel yoludur” diye konuştu.
Editör: Ramazan Atabey
Yorumlar