Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Karabük Milletvekili Cevdet Akay, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın bütçesinin görüşüldüğü Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Türkiye'deki nüfusun beşte birinin düzenli yardıma muhtaç hale geldiğine dikkat çekti. 

İmamoğlu: Bu dünyada herkesi eşitlemek adına, yoğun bir mücadele vermek zorundayız İmamoğlu: Bu dünyada herkesi eşitlemek adına, yoğun bir mücadele vermek zorundayız

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2025 yılı bütçe görüşmeleri sürüyor. 

Bütçe görüşmeleri sırasında konuşan Akay, derinleşen yoksullukla ilgili Bakanlık verilerine göre milyonlarca kişinin yardım almadan geçinemediğinin altını çizdi. 

CHP'li Akay'ın konuşması şöyle:

"14,8 milyon kişi barınma, ısınma, sağlık ihtiyaçlarını yardımlarla sağlıyor. 0-17 yaş grubunda da 7 milyon civarında bir yoksulluk söz konusu, yani çocukla ilgili olarak konuşuyorum. Türkiye'de düzenli sosyal yardıma muhtaç olan hane sayısı 2013-2018 arasında 330 bin; 2018'den bu yana 1 milyon 100 bin arttı, Eylül 2024 itibarıyla de 14,8 milyon kişi düzenli yardıma muhtaç. 2017'de yoksul bebek oranı yüzde 36,8 iken 2022'de bu oran yüzde 41,4'e yükseldi. Kişi başına gelir hesabına göre yaş kırılımına bakıldığında ise bebek ve çocuklarda yoksulluk oranının çok daha yüksek olduğunu görüyoruz.

“2018 yılında, nüfusun yüzde 12.6'sı düzenli sosyal yardım alırken 2024 yılında yüzde 23.4'e yükseldi”

Türkiye'deki nüfusun beşte biri düzenli yardıma muhtaç hâle gelmiş. Düzenli yardım alan hanelerin sayısı 2013'te yaklaşık 2,3 milyon, 2018'de 2,6 milyon olarak kaydedilmişti. Buna göre, düzenli bir şekilde sosyal yardıma muhtaç olan haneler 2013'ten bu yana yüzde 63 artmış, 2018'den itibaren de yaklaşık yüzde 43 artmış. Yardıma muhtaç hanelerin sayısının artışının Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçtiği 2018'den sonra hızlandığını görüyoruz. 2013'ten 2018'e yaklaşık 330 bin artarken 2018'den bu yana 1 milyon 100 bin artmış olması da bunun bir göstergesi. Gerçekten resmî verilere göre 2018 sonunda nüfusun yaklaşık sekizde 1'i yani yüzde 12,6'sı düzenli sosyal yardım alırken, bugün en son yüzde 23,4'e kadar tekabül etmiş yani 20 milyonluk bir nüfusu ilgilendiren bir durum söz konusu.

“Türkiye'deki sosyal koruma harcamaları 2022'de 72,8 milyar euroya geriledi"

AB'ye baktım, sosyal koruma harcamalarının ne kadar olduğuyla ilgili, yaşlı bakım, hastalık, sağlık, engelliler, aile ve çocuk yardımları, işsizlik yardımı, barınma yardımı gibi benzeri yardımlar bütün Avrupa Birliği genelinde 2016'da 3,42 trilyon euro iken 2023'te 4,58 trilyon euroya ulaşmış, Türkiye'deki sosyal koruma harcamaları ise 2016'da 98,9 milyar euro iken Sayın Bakan, 2022'de 72,8 milyar euroya geriledi. Örneğin, İspanya'da bu 2016-2023 ortalaması 260 milyar euro iken 373,9'a; Polonya'da 86 iken 166 milyar euroya çıkmış. Kişisel olarak gayrisafi yurt içi hasıla verilerine göre de koruma harcamalarını kişi bazında dağıttığımızda da Türkiye'nin ortalaması 1.245'ten 857'ye düşmüş, diğer ülkelerde de bu artarak devam ediyor.

“Buradaki tadilat ve tefrişatın nasıl yapıldığını merak ediyorum"

FRIT kapsamında iki parça halinde 6 milyar euroluk bir destek projesi vardı. Sizin Bakanlığınız kanalıyla kullanılıyor, FRIT Koordinasyon Merkezi de kuruldu. Buradan şu ana kadar Bakanlığınıza ne kadar destek geldi, biz bunları nasıl kullanıyoruz, nerelere kullanıyoruz? Özellikle buradan gelen kaynaklarla ilgili olarak araç kiralama işlemleriniz oldu mu? Araç kiralandıysa ne kadar araç kiralandı? Bunlar nerelere tahsis edildi, bütçesi nedir? Bunların arasında destek hizmetlerine tahsis edilen makam aracı olarak kullanılan araçlar var mı, yoksa sığınmacılarla ilgili direkt yerlerinde mi kullanılıyor? Bununla ilgili bir merkez binası, eski TÜBİTAK binasına koordine oldu galiba, FRIT Koordinatörlüğü; eski TÜBİTAK binasının bulunduğu yeri şu hâle getirmişiz Yani burada da Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı FRIT Koordinatörlüğü diye yazıyor. Şimdi, buradaki tadilat ve tefrişatın nasıl yapıldığını merak ediyorum. Bakanlık bütçesinden mi, yoksa FRIT'ten gelen paralarla mı karşılandı?” 

Muhabir: Kağan Karacehennem