Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığı Araştırma Komisyonu'na katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Bizim için asıl mesele, insan hak ve onuru meselesidir, bir adalet meselesidir. Bu konuda tek amacımız; bir kadının dahi ayrımcılığa, şiddete, haksızlığa maruz bırakılmamasıdır" dedi.
TBMM Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığı Araştırma Komisyonu AKP İstanbul Milletvekili Hulki Cevizoğlu başkanlığında toplandı. Komisyonda sunum yapan Tunç, kadına yönelik şiddete ilişkin yaptıkları düzenlemeleri paylaştı.
Bakan Tunç'un konuşmasında şunlar kaydedildi:
"Kadına karşı şiddetin önlenmesi ve kadın haklarının güçlendirilmesi konusunda bugüne kadar neler yaptığımızı siz saygıdeğer milletvekillerimizle paylaşmak için Gazi Meclisimizin çatısı altında bir aradayız. 3 ay görev yapacak Komisyonumuzun kadınların şiddet ve ayrımcılığa maruz kalmalarının önlenmesi konusunda önemli çalışmalar yapacağına yürekten inanıyorum. Kadına yönelik şiddeti, insanlık ailesinin tamamına yöneltilmiş bir ihanet olarak görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ifadesiyle 'kadına şiddet insanlığa ihanettir' çünkü kadına şiddet, yalnızca bir kadını değil; bir aileyi, bir toplumu, nesilleri yaralayan, kökleri derine inen bir kötülüğün yansımasıdır. Bu bakımdan kadına karşı şiddeti meşru göstermeye çalışan hiçbir bahaneyi kabul etmiyor, bu tür temelsiz savunmaları reddediyoruz. Bundan sonra da şiddeti meşru göstermeye çalışan her söylemin ve davranışın karşısında en güçlü şekilde durmaya devam edeceğiz.
"Aile mahkemelerinin kurulmasını sağladık"
Son 22 yılda, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde; Cumhurbaşkanlığı Ulusal Kalkınma Planları, Yargı Reformu Stratejisi, İnsan Hakları Eylem Planı, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planları, Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı gibi belgelerle kadının güçlendirilmesine yönelik politikalar geliştirdik. Bu politikalar doğrultusunda gerek anayasal gerek yasal gerek de uygulamaya yönelik olarak, kadın hakları ve kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda birçok düzenlemeyi hayata geçirdik. Bu kapsamda 2003 yılına kadar aile hukukundan doğan dava ve işleri görmek üzere ihtisaslaşmış bir mahkeme yoktu. Aile mahkemelerinin kurulmasını sağlayarak bu konudaki önemli bir eksikliği giderdik. Hâlihazırda 497 aile mahkemesi yargılama faaliyetlerine devam etmektedir.
"İş yoğunluğunun fazla olduğu büyük illerimizde tedbir mahkemeleri görev yapıyor"
2012 yılında yürürlüğe giren 6284 sayılı kanunla; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesini amaçladık. 2020 yılında Adalet Bakanlığı bünyesinde de Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Dairesi Başkanlığını kurduk. Böylece çocuklar ve kadınlar başta olmak üzere; adli süreçte suç mağdurlarının korunmasını amaçlayan kurumsal yapıyı oluşturduk. 6284 sayılı Kanunda öngörülen tedbirler hakkında karar vermek üzere her adliyede tedbir mahkemeleri belirledik. Hâlihazırda, sadece 6284 sayılı Kanunda öngörülen tedbirler hakkında karar vermek üzere iş yoğunluğunun fazla olduğu Ankara, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere büyük illerimizde tedbir mahkemeleri görev yapmaktadır.
"Cinsiyet farklılığı nedeniyle ayrımcılık yapmayı suç olarak düzenledik"
Kadına yönelik şiddetle ilgili soruşturmaların daha etkin yapılabilmesi için sadece belirli Cumhuriyet savcılarının görev aldığı Özel Soruşturma Büroları ile Tedbir Mahkemelerinin kurulmasını sağladık. Hali hazırda, 81 ilde toplam 242 adliyede bu soruşturma büroları faaliyet göstermektedir. Cezaları artıran düzenlemeler 2005 yılında yürürlüğe giren yeni Türk Ceza Kanununda kadınları koruyan önemli düzenlemeler yaptık. Birçok suç bakımından suçun kadına (özellikle gebe kadına) ve eşe karşı işlenmiş olması suçun nitelikli hali olarak düzenledik. Cinsel taciz suçunun aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmiş olmasını cezada artırım sebebi saydık. “Töre saikiyle” kasten öldürme suçunun işlenmesi, suçun nitelikli hali olarak kabul edilerek suçun cezası Türk Ceza Kanunundaki en ağır yaptırım olan ‘‘ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası’’ olarak düzenledik. Cinsiyet farklılığı nedeniyle ayrımcılık yapmayı suç olarak düzenledik.
"Kasten öldürme suçunun cezası müebbet iken, cezasını ağırlaştırılmış müebbet hapse çıkardık"
12 Mayıs 2022 tarihinde yaptığımız düzenlemeyle; kasten öldürme, kasten yaralama, tehdit, işkence ve eziyet suçlarının kadına karşı işlenmesi halini cezada ağırlatıcı neden olarak düzenledik. Bu kapsamda; kasten öldürme suçunun cezası müebbet iken, cezasını ağırlaştırılmış müebbet hapse çıkardık. Kasten yaralama suçunun cezasının alt sınırını 4 aydan, 6 ay hapse çıkardık. Tehdit suçunun cezasının alt sınırını 6 aydan, 9 ay hapse çıkardık. İşkence suçunun cezasının alt sınırını 3 yıldan, 5 yıl hapse çıkardık. Eziyet suçunun cezasının alt sınırı 2 yıldan, 2 yıl 6 ay hapse çıkardık. Kadına karşı işlenen kasten yaralama suçunu, kuvvetli suç şüphesinin varlığı halinde, tutuklama nedeni varsayılan suçlar arasına aldık. Israrlı takip eylemini müstakil, ayrı bir suç şeklinde düzenledik. Böylece kadınlara yönelik koruma kalkanını daha da güçlendirdik."