Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye Arabulucular ve Arabuluculuk Merkezleri Platformu (TURAMEP) tarafından Ankara'da düzenlenen sempozyuma katıldı.

Sempozyuma katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, çıkışta basın mensuplarının sorularını yanıtladı.  "2013 yılından itibaren arabuluculuk sisteminin uygulandığını kaydeden Tunç, "Her geçen gün bu yöntemi geliştiriyoruz. İhtiyari arabuluculukta yüzde 90’un üzerinde, zorunlu arabuluculukta ise yüzde 40’ın üzerinde bir anlaşma sağlandı. Ortalaması ise yüzde 60’ın üstünde" bilgisini verdi.

Çok sayıda düzenleme olduğunu kaydeden Tunç, Meclis’in gündeminde 10'uncu Yargı Paketi olduğunu ifade etti ve "Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde ilk 3 aylık, 6 aylık, 1 yıllık ve 4 yıllık hedefleri olacak. ilk olarak ceza Adalet sistemiyle ilgili düzenlemeler olacak. Burada da suçluyu ıslah etmeye yönelik düzenlemeler olacak. Özellikle denetimli serbestlik ile ilgili sorunlar giderilecek, bazı suçlar bakımından ‘toplumun huzur ve sükunetini bozma’ya yönelik suçlar hakkında, silah kullanımı ve kuru sıkı da buna dahil kapsamlı çalışma yer alacak" dedi.

Tunç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’in eşinin Sermaye Piyasası Kurumu'na (SPK) atanması hakkında "Ne gibi kriterler kullanıldı?" sorusuna, "Burada Cumhurbaşkanımızın kanundan kaynaklanan bir yetkisi var. Mevzuatımıza uygun yapılan atamayı farklı şekilde yorumlamak uygun olmaz" yanıtını verdi.

''Soruşturma aşamasında masumiyet karinesi ihlal ediliyor''  

Narin Güran cinayeti davasına ilişkin bir soru üzerine de Tunç, şunları kaydetti:

"Daraltılmış baz kayıtlarına dair teknik soruşturma belki de ilk defa bu soruşturmayla gündeme geldi. Mahkeme bu noktada değerlendirmeyi yapacak. Devam eden bir yargılama süreci söz konusu. 'Şu suçludur, bu suçsuzdur' dememiz söz konusu olamaz, dava sonuçlanana kadar. 26 Aralık’a kadar istenen hastane raporları da dosyaya girecek. 12 milyon kararın verildiği bir yargı sisteminde dünyanın neresinde olursa olsun mutlaka hatalar olabiliyor. Bu hatalı kararların düzeltilme imkanları var. Özellikle soruşturma aşamasındaki olaylardan yola çıkarak bir takım haberler yayınlanarak masumiyet karinesi de ihlal ediliyor. Özellikle soruşturma aşamasında kişilerin lekelenmemesine yönelik haberlere dikkat edilmesi gerekir. Bunu Narin kızımızın dosyasına dair söylemiyorum. Genel olarak konuşuyorum."

Tunç, İstanbul'da yasa dışı bahis gözaltıları hakkında sorulan soruya, "Tek tek değinmemiz mümkün değil, her dosyada. Yargının başlatmış olduğu bir soruşturma var. Yasa dışı bahis iddiasıyla ilgili. Bu soruşturma neticesinde gerçekleşen gözaltılar, soruşturma neticesinde kişiler kendini savunacaktır. Eğer kuvvetli bir suç şüphesi onunda elbette gereği yapılır" diye yanıt verdi.

AKP'li Tayyar'dan 'asgari ücret' çıkışı: Politikalarla örtüşmedi AKP'li Tayyar'dan 'asgari ücret' çıkışı: Politikalarla örtüşmedi

"Hukuk devletinde yetki kullanılır"

Bakan Tunç, kayyum atamalarına ilişkin bir soru üzerine de şunları kaydetti:

"Kayyum tartışmasıyla ilgili olarak bazı siyasilerimiz yanlış yorumlar yapıyorlar. Yargı süreçleri devam eden davalar ve soruşturmalarla ilgili olarak yargı mensuplarımıza, cumhuriyet savcılarımıza yönelik haksız ve hadsiz eleştirilerde bulunuyorlar. Bunları kabul etmek mümkün değil. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Son günlerde tartışılan belediye başkanlarının yerlerine görevlendirme yapılmasına ilişkin husus, hakkında soruşturma yapılan yerel yöneticilere ilişkin ne yapılacağına bizim hukuk sistemimizde belli. Belediyeler Kanunu’nda yapılan 45. madde düzenlemesi ile ilgili ‘İçişleri Bakanlığı geçici olarak görevden alabilir’ maddesi var. Yerel yöneticiler milletten aldıkları yetkiyi millete hizmet olarak kullanmak zorundalar. Ama siz bu yetkiyi kötüye kullanırsanız, terör örgütlerine destek ya da propagandalarına destek çabası için kullanırsanız hukuk devletinde yetki kullanılır. Dolayısıyla tamamen hukuk sisteminde gerçekleşen bir durum söz konusu. Belediye başkanı seçilmeden önce ve sonra yapılan soruşturmalar var. ‘Madem böyle bir durum vardı, YSK adaylığı kabul etmeseydi’ eleştirileri geliyor ancak YSK kesinleşmiş hükümlere bakar."

''Umut Hakkı'' sorusuna yanıt yok...

''Şamil Tayyar, Abdullah Öcalan'ın Umut Hakkı'ndan yararlanmasıyla ilgili bir görüşme süreci yürütüldüğünü ve bu sürecin olumlu sonuçlandığını iddia etti. Böyle bir süreç yürütüldü mü?'' sorusuna Tunç, "Terörle mücadelede taviz vermeden devam edeceğiz. Terörün her türlüsünü bu ülkeden silene kadar mücadelemizi sürdürüceğiz. Burada özellikle kişilerin, cezaevindeki hükümlülerin yakınları ile nasıl görüşecekleri mevzuatımızda zaten bellidir, bu çerçevede yakıınlarıyla görüşmeler gerçekleşiyor. Türkiye'yi özellikle 40 yıldan bu yana huzursuz eden PKK terör örgütünü bu ülkeden silip atmak durumundayız. Bu ülkenin insanları kardeştir. Türk, Kürt, Çerkez, Laz demeden birlik olmalıyız. İç cephemizi kuvvetlendirerek Türkiye'yi daha güçlü kılmak durumundayız. Bu yöndeki çalışmalara da hız kısmeden devam edeceğiz'' yanıtını verdi.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bir gazetecinin, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Öcalan için ''Umut Hakkı'' çıkışını hatırlatarak, ''Böyle bir şey mümkün olabilecek mi'' sorusu üzerine, ''Bunlar tabii ki TBMM'de konuşulan hususlar" dedi.

Editör: Erva Gün