Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, vatandaşların yaşadığı ekonomik sıkıntıların farkında olduğunu söyleyerek, sabra ve zamana ihtiyaç duyduklarını belirtti.
Bakan Şimşek, dün akşam CNN Türk’te gazeteciler Hande Fırat ve Ahmet Hakan’ın ekonomi gündemine ilişkin sorularını yanıtladı.
“Enflasyon en kötü ve adaletsiz vergidir" diyen Şimşek, "Enflasyon, dar gelirliyi vuruyor. Gelir dağılımını bozuyor. Dolayısıyla ne yapıp edip, kalıcı refah ve alım gücü için enflasyonu kontrol altına alıp aşağıya indirmemiz lazım” ifadelerini kullandı.
Bakan Şimşek’in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“Türkiye, gerek deprem felaketinin etkisi gerekse KKM’yi yöneterek ciddi bir şekilde kontrolden çıkmasını engelledi. Biz zaten ilk yılı, geçiş yılı olarak belirledik. Hem iç hem dış kırılganlığı azalttık. Enflasyon kolay yenilen, tuş edilen bir mefhum değil. Geçen sene eylül ayında yayınlanan bir çalışmaya göre, 56 ülkede 100 tane enflasyon şoku incelendi. Bu çalışmaya göre, enflasyonun şok öncesine getirilmesi ortalama olarak bütün dünyada 3.4 yıl. Bizim programımız da ortalama 3 yıllık. Biz geldiğimizde finansal istikrarı önceliklendirdik. Çünkü kırılganlıklarımız vardı. Bu kırılganlıkları yönetmemiz lazımdı. Koşulların önce enflasyonu yükseltecek nitelikte olduğunu biliyorduk. Daha sonra indirebilecektik.
“Bunları yapmasaydık, enflasyon farklı yerlerde olabilirdi”
Para politikası gecikmeyle çalışıyor. Para politikasını enflasyonu çıpalayacak bir düzeye getirmeniz zaman alıyor. Gecikmeli etki var. Geçen sene biz önceliği bütçe açığını kontrol altına almaya verdik. Bunun için KDV’yi, ÖTV’yi artırdık. Bunların hepsi enflasyonist. Biz bunu bilmiyor muyuz? Tabii ki biliyoruz. Ama önceliklendirme yapmanız lazım. Bütçe açığını kontrol altına almak için aldığımız bazı tedbirler geçici olarak enflasyonu yukarı çekti. Deprem şubatta oldu ama enkazın temizlenmesi yaz aylarını buldu. Enkazın temizlenmesiyle birlikte inşaat malzemelerinin fiyatları fırladı. Deprem nedeniyle bazı büyükşehirlere göç oldu, kiralar yükseldi. Bütün bunlar enflasyonist. Biz KKM, kur riskini yönettik. Bütçe açığını kontrol altına aldık. Bunları yapamasaydık enflasyon çok farklı yerlerde olabilirdi.
“Sıkıntıların farkındayız”
En zorlu süreci geride bıraktığımız kanısındayım. Vatandaşlarımızın sıkıntılarının farkındayız. Vatandaşımız da şikayetlerinde haklı. Onu kabul etmek lazım. Markete, pazara tabii ki gidiyorum. Geçen hafta eşim Esra Hanım dedi ki, 'Pazara uğrayalım.' Vatandaşlarımız geldi, bir diyalog oldu. Şikayetleri doğal, saygı duyuyorum. Kolay da değil hakikaten. Bir geçim sıkıntımız var. Enflasyon en kötü ve adaletsiz vergidir. Enflasyon, dar gelirliyi vuruyor. Gelir dağılımını bozuyor. Dolayısıyla ne yapıp edip, kalıcı refah ve alım gücü için enflasyonu kontrol altına alıp aşağıya indirmemiz lazım. Enflasyonun 40 civarına inmesi fiyatların düştüğü anlamına gelmiyor. Enflasyon hızındaki düşüş geçen sene ortalama bir sepetin artışı yüzde 65 idi, bu sene ise yüzde 40 arttı. Fiyatlar artıyor ama daha yavaş artıyor. Şunun altını tekrar çizmek istiyorum. Vatandaşın dar gelirlinin çok etkilendiğinin farkındayız ama kestirme çözümler yok.
“2025'in ikinci yarısında rahatlayacağız”
Türkiye'nin şu an en büyük problemi geçim sıkıntısı ve gelir dağılımının bozulmasıdır. Kalıcı refah artışı için enflasyonu tekrar tek haneye indireceğiz. AK Parti daha önce bunu başardı. 90'lı yıllarda ortalama enflasyon 70'lerin üzerinde. Kolay değildi. Ama biz 2003 sonrasında enflasyonu tek haneye düşürdük ve orada tuttuk. Hain darbe girişime kadar. 2025'in ikinci yarısında rahatlama çok belirgin bir şekilde hissedilecek. Fiyatlardaki artış hızı zaten yavaşladı.
"Zamana ihtiyacımız var, sabır gerekiyor"
Örneğin konut arzını artıracağız. Deprem bölgesinde bu sene 201 bin konut teslim edilecek. Gelecek sene 250 bin ilave konut sunulacak. İstanbul'da da konut arzını artıracak programlar var. Hizmetteki düşüş daha da belirgin şekilde hissedilecek. Mal enflasyonunda çok büyük bir eşiği aşmak üzereyiz. Hizmet enflasyonu da düşecek. Zamana ihtiyacımız var, sabır gerekiyor.
“En zorlu süreç geride kaldı”
Kısa vadede enflasyonu düşürürken iç talepte bir miktar yumuşama olur ve yavaşlar. Ama bu uzun vadede yüksek, sürdürülebilir büyümenin temelini atmak gibi bir şey. En zorlu süreç geride kaldı. 90’lı yıllarda büyüme ortalama yaklaşık yüzde 3 civarıdır. Enflasyon ortalama yüzde 70’in üzerindedir. 2000’li yılların başında enflasyon ortalama yüzde 9 civarı, büyüme ise yüzde 5.7 yani 6 civarındadır. Cumhurbaşkanımızın söylediği şey bu. Cumhurbaşkanının söylediği aslında akademik, temeli olan ve Türkiye deneyimini çok net yansıttığı bir cümle.
“Dengesizlikleri gidermek için fedakarlık yapacağız”
Program fedakarlık gerektiriyor. Bu fedakarlığı sadece milletten beklemek doğru olmaz. Sadece sokaktaki vatandaşımızdan, dar gelirliden, işçimizden, memurumuzdan ve emeklimizden beklemek yanlış olur. Hep birlikte kısa vadeli bu dengesizlikleri gidermek için fedakarlık yapacağız. Ondan sonra da düzlüğe çıkmakla kalmayacağız, koşabileceğiz.”