HATAY (AA) - Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sağlık çalışanları ve 6 Şubat depremlerinin 261. saatinde enkazdan kurtarılan 2 afetzedeyle bir araya geldi.

Koca, 3 Şubat'ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açılışını gerçekleştirdiği Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesinde sağlık çalışanlarını ziyaret etti, onların depremde neler yaşadıklarını dinledi.

Daha sonra depremlerde yıkılan Antakya'daki özel bir hastanenin enkazından 261. saatte kurtarılan Mustafa Avcı ile Mehmet Ali Şakiroğulları ve aileleriyle görüşen Koca, onlarla da bir süre sohbet etti.

Koca, burada yaptığı açıklamada, 6 Şubat depremlerinin üzerinden 1 yıl geçtiğini hatırlattı.

Felaketin birinci yılında sağlık çalışanlarıyla buluştuklarını aktaran Koca, şöyle devam etti:

"Tabii özellikle yapılanın ve yapılamayanın kıymetinin olmadığı bir andayız çünkü geride kaybettiğimiz on binlerle ifade edilen canımız oldu. Bugün sadece bir yıl önce kaybettiklerimizin yasını yad etmek üzere bir araya geldik, Rabbim benzer felaketleri milletimize ve insanlığa hiçbir şekilde yaşatmasın. Kaybettiklerimize Allah'tan rahmet, hepimize sabırlar diliyorum."

Hatay'da evde çıkan yangında 6 kişi dumandan etkilendi Hatay'da evde çıkan yangında 6 kişi dumandan etkilendi

- Enkaz altında 261 saati nasıl geçirdiklerini anlattılar

Depremin 261. saatinde enkazdan kurtarılan laboratuvar teknikeri Mustafa Avcı, depremden 3 saat önce eşinin doğumu için özel bir hastaneye geldiklerini ve burada depreme yakalandıklarını belirtti.

Enkazda Mehmet Ali Şakiroğulları ile 11 gün birlikte kaldıklarını anımsatan Avcı, yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Mehmet Ali'nin yüzünü hiç görmedim. Enkazdayken o da ben de çocuklarımızdan bahsettik. Böyle bir kaderin bize nasip olduğuna çok üzüldük. Çocuğumu depremden yarım saat önce sadece bir kere kucağıma aldım, yüzünü bile o an hatırlayamıyordum. Çok üzgündük, çaresizdik, ilk 1-2 saat ne yapacağımızı anlayamadık. O sırada Mehmet Ali ile ne yapacağımızı, sesimizi nasıl duyuracağımıza dair konuştuk. 2-3 gün içinde yardıma gelirler sandık, süre geçtikçe umutlarımız azaldı. Süre geçtikçe susuzluk ve açlık başladı. 7. günden sonra böbreğimi ve ailemi kaybettiğimi düşündüm. Mehmet Ali daha umutluydu. En son Mehmet Ali'nin telefonuyla 'Çıkış noktası var mı?' diye aradık. Telefonu 8'e kuralım o saatlerde bağıralım, ekipler o saatte gelirler diye düşündük. 7-8 gün telefonla günleri takip edebildik ama 8. günden sonra telefonun da şarjı bitince tamamen günleri unuttuk. Ne kadar süre orada olduğumuzu unuttuk."

Avcı ile aynı enkazdan aynı saatte kurtarılan Mehmet Ali Şakiroğulları da umudunu hiçbir zaman kaybetmediğini söyledi.

Yaşadıkları sayesinde Allah'ın rahmetinden ümit kesilmeyeceğini bir kez daha gördüğünü ifade eden Şakiroğulları, "Bu 11 gün içerisinde kendimi öyle dinç ve kararlı hissettim ki hep 'Ben buradan çıkmalıyım, anneme, sevdiklerime gitmeliyim' dedim ve umudumu hiç kaybetmedim. Her ne olursa olsun mücadelemi asla kaybetmiyorum. Buradan enkazın ve hastanenin başında bekleyen herkese teşekkür ediyorum. Hiçbir zaman için umudunuzu kaybetmeyin, imkansızın içinde bile imkan var, çaresizliği ben orada gördüm ama onun da çok şükür üstesinden geldim." diye konuştu.

Kaynak: aa