MHP lideri Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkanlar:
Adaletsizliğin kökleşmesi, ahlaki iflas, manevi erime dünyanın her köşesine sinmiştir. Zora ve zorbalığa dayalı ülkelerin suçu ve suçluyu kayıran hukuku katliamlar yaratmıştır. Bunlar bizim azami ölçüde hazırlıklı olmamız gereken bir saldırganlıktır.
İsrail öyle bir aşamadaki, bir yandan BM Genel Sekreter'ini istenmeyen adam ilan ederken, bir yandan periyodik saldırganlığına devam etmektedir.
İsrail bir terör örgütüne dönüştü. BM korkaktır, kahredici bir sessizliğe gömülmüştür.
"Ucuz normalleşme temennileri samimiyetsizdir"
CHP'nin ikircikli siyaseti, kaçak dövüşmesi, dedikodu çarkını süratle çevirmesi siyasetin ucuz numaralarından başka bir şey değildir.
Normalleşme çığırtkanlıklarına bir hatırlatma yapayım, hakiki normalleşme 1999 yılında kurulan 57. hükümetle vücut bulmuştur. MHP ile DSP'nin koalisyonda buluşması, o güne kadar gelen zıtlıkları bir kenara bırakıp demokrasiyi güçlendirdi.
O güne kadar ayrı düşsek de Türk milleti için el ele hizmet etmedik mi? Ucuz normalleşme temennileri samimiyetsizdir. Biz bunu samimi şekilde zaten yaptık, geçin bunları.
CHP'nin durduğu yer Türk milletinin durduğu yer değildir. Huylu huyundan vazgeçmez ama biz yine de CHP'den umudu kesmeyeceğiz.
"Her şey Türkiye içindir"
Vakit kaybetmeksizin İsrail'e karşı ortak bir direniş hattı kurulmalıdır. Eğer yapılamıyorsa muhalif ülkeler yeter ki gölge etmesinler, ezcümle görsünler Orta Doğu'nun nasıl huzura kavuştuğunu. Hizbullah'ın İsrail'de bir kenti İHA'larla vurması çatışmanın şiddetleneceğini göstermektedir. Çok dikkatli olmalıyız.
Lübnan'da bulunan vatandaşlarımız zamanında tahliyesi milletimizi teselli eden bir gelişmedir. MHP, hem içimizde hem de dışımızda barış havasının egemen olmasını iliklerine kadar arzulamaktadır. Çatışmanın sonu yoktur. 1967 sınırları temelinde bağımsız başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devleti mutlaka kurulmalıdır. Siyaset, etrafı kordonla çevrilmiş ring alanı, siyasetçilerde boksör değildir.
Mesele biz olmanın emsalsiz sırrına erişmektir. Her şey Türkiye içindir. Önce ülkem milletim sonra partim ve ben anlayışı bizim partimizin anlayışıdır.
DEM Parti çıkışı
Ülke menfaati uğruna el ele tutuşurum. Bu elin yanlış yorumlanmasını asla affetmem. Buna da cihan yıkılsa razı gelmem. Terörün her türlüsünü def etmenin sonsuz kararlılığındayız. PKK terör örgütünün nasıl bir yıkıma yol açtığını bilenlerdeniz.
Hem siyaset hem terör aynı bedene sığamaz. Ya siyaset ya terör. Arası yoktur. Terörün kökü kazınmalıdır. Kürt kökenli kardeşlerimin bölücü terör örgütüyle yakınlığı yoktur. DEM Parti'nin aklını başına almalıdır. DEM Parti uzattığım eli sabote etmemeli.
Terörle siyaset arasında bağ yoktur. Terör, demokrasinin celladı, insanlığın can düşmanıdır. Türkiye Cumhuriyetinin terörle uzlaşması sadece ve sadece terör örgütünün değirmenine su taşımak demektir.
"Devlet terör örgütüyle pazarlığa oturmaz"
Buradan Diyarbakırlı kardeşlerimi provokasyona gelmedikleri için kutluyorum. Türk-Kürt kardeştir. Araya girenler kahrolmaya mahkumdur.
Devletin terörle masaya oturmasını kimse beklemesin aklından bile geçirmesin. Hodri meydan. Kana değil kardeşliğe susadıklarını göstersinler.
Devlet terör örgütü ile pazarlığa oturmaz, müzakere etmez. Sonuna kadar kıran kırana mücadele eder. PKK'nın önünde 3 seçenek vardır. 1 - Terör devletlerine derhal son vermek, 2 silahlarıyla dağdan inip teslim olmak, 3 Türk adaletinin verdiği hükme bağlı olarak cezalarını çekmek olacak.
Uzattığım el, samimi bir eldir. Uzattığım el, hesapsız bir eldir. Uzattığım el Türkiye’de birleşelim demektir. Biz elimizi bir süre için değil kardeşlik için uzatırız.
MHP ve Cumhur İttifakı olarak gönlümüz herkese açıktır. Bu bayrak benim, bu ülke benim diyen herkese kapımız açıktır. Bu değerlerde bır sıcaklık görenlere çağrımdır; Gelin bir olalım. Türkiye’yi hep birlikte inşa edelim.
"İlk 4 madde Türkiye'nin kuruluş kilididir"
Bahçeli, Meclis Başkanı Kurtulmuş'un anayasanın 3. maddesiyle ilgili sözlerine tepki göstererek şunları söyledi:
"Anayasa’nın ilk 4 maddesi her türlü tartışmanın ve arayışı dışındadır. Çünkü ilk 4 madde Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş kilididir, varlık ve birlik simgesidir. Anayasa’da imtiyazlı bir zümre hali hazırda bile yoktur. İlk 4 maddede açılacak bir gediğin duracağı yer de yoktur. Devletin ülkesi ve milleti olmaz diyenlere sesleniyorum; bu iddianın teknik akademik fikri siyasi ve hukuki hiçbir bağlayıcılığı ve ikna edici yönü bulunmamaktadır. Devletin ülkesi vardır o da Türk vatanıdır.
Anayasanın ilk dört maddesini sulandırmak, demokratik bir angajmanın neticesi olmayıp gizli saklı emellerin tezahürüdür. Anayasanın ilk dört maddesiyle meselesi olanların Türkiye Cumhuriyeti ile meselesi vardır ve bizim de onlarla görülecek hesabımız olacaktır."