Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM'deki haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İsrail'in Gazze saldırılarına tepki gösteren Devlet Bahçeli "İsrail savaş uçaklarıyla ölüm saçmıştır. Netanyahu yani Caniyahu başta olmak üzere İsrail yönetimini tüm öfkemle lanetliyorum" dedi. 

Bahçeli şunları söyledi:

"Türkiye Suriye yönetimi ile karşılıklı el ele vererek işbirliği köprüsü inşa ederek terör örgütünün istilasına müsaade edilmemelidir. Şam ile işbirliği kurulmalı. Bölücü terör örgütünün kaynağında Türkiye ile Suriye'nin eşgüdüm halinde yapmalarını önerdiğim askeri operasyonlarla kökü kurutulmalıdır."

Bahçeli ayrıca geçen günlerde Roma'ya ziyarette bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu "Ballı börekli Roma seyahatinden sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının müsriflikten bahsetmesine hiç kimse inanmayacaktır. Belediye bütçesini savuruyorlar müsriflik yapıyorlar" sözlerini kullandı.

Özel'i eleştirdi

Bahçeli, yerel seçimin ardından siyasi partiler arasında başlayan 'normalleşme' süreci hakkında da "Normalleşmesi gereken muhalefet partileridir" dedi ve Özgür Özel'i eleştirdi:

"Özgür Bey'in durgun olup olmadığını bilmiyorum ama yumuşama için önce DEM korkusuyla yüzleşmesini, adam gibi duruş göstermesini kendisine tavsiye ediyorum. Saçma sapan sorularla, abuk subuk iddialarla, seviyesiz ve ölçüsüz ifadelerle bizim geri adım atacağımızı falan düşünüyorsa yanıldığını, yanlışa kapıldığını, çürük tahtaya küflü çivi çakmakla meşgul olduğunu bir gün mutlaka anlayacaktır. Terörist Demirtaş'ı savunanların bize normalleşme cakası satması, 6-8 Ekim ihanetini aklamaya çalışanların yumuşama masalı anlatması, kümese girip tavuk haklarını savunacağım diyen tilki kadar inandırıcı ve kayda değerdir."

Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Değerli vekil arkadaşlarım, muhterem misafirler, bu haftaki grup toplantımızın başında hepinizi selamlıyorum. Bugünkü toplantımızı takip eden vatandaşlarımıza en halisane selamlarımı iletiyorum. Türk milleti ahlak ve adaleti hem de sanat ve kültürü eklemlemiştir. Fetihler kuşağı cihanı sarmış ve sarmalamıştır. Çağlardan biri kapanırken diğerinin kapısı açılmıştır. İstanbul 571 yıl önce zincirlerinden kurtulmuştur. İstanbul 571 yıl önce sevdalısı Türk milleti ile kavuşmuştur. Türk cihan hakimiyetinin ilk merkezi İstanbul'dur. 

Tarihi eserlerimiz nasıl ki Türk milletinin tapu tescil belgeleriyse fetihler de öyledir ve öyle kalacaktır. Fethimizin emanetlerinin kökünden ve kimliğinden koparılmasına göz yumulamayacaktır. Bizans hayaletini, Bizans heveslerini kara bulutlar gibi İstanbul'un üzerinde tekrar dolaştırmayı düşünen, bununla ilgili gizli gizli proje hazırlayan, devamlı müsait zaman kollayan iç ve dış operasyon maşalarından İstanbul mutlaka korunacaktır. Sadece fetihten itibaren değil, Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesiyle de iyice uykuları kaçan iç ve dış işgal cephesini rahatsız etmeye, heveslerini kursakta bırakmaya devam edeceğiz.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Üsküp'te tarihi Türk çarşısını ziyaret etti TBMM Başkanı Kurtulmuş, Üsküp'te tarihi Türk çarşısını ziyaret etti

İBB'nin Roma gezisi gündemdeydi

İstanbul'un kötü yönetimi fethin mirasını çarçur etmektedir. Yandaş gazetecileri tatile ve sefaya götürmek, ayıplı zihniyetin defolu uygulamasından başka bir şey değildir. Ballı börekli Roma seyahatinden sonra İBB'nin müsriflikten bahsetmesine hiç kimse inanmayacaktır. İstanbul can çekişmektedir. Demlenenlerin tahribatına mahkum olmuştur. İstanbul bizim 571 yıllık davamızdır. 

MHP'nin uzun vadeli hedefi İstanbul'un 2053 yılında Türkiye'nin lider ülke ve süper güç olmasıdır. İstanbul Türk ve Türkiye Yüzyılı'nda hak ettiği zirveye yerleşecektir. Bu kutlu hedef zillete düşenlerle değil, Türk milletine mensubiyet onuru taşıyan vatansever ve milletseverler tarafından gerçekleştirilecektir. "Zulüm 1453'te başladı" diyenlerin alayı, düşman kampında toplanan Bizans uzaklarıdır ve bizim bunlarla hesabımız er ya da geç görülecektir. Başarmanın dışında bir seçeneğimiz yoktur. Fatih sultan mehmet hana e bütün şehitlerimize rahmet diliyorum.

"Sessiz çoğunluk İsrail'in karşısındadır"

İsrail'in Filistinli masumlara yönelik kanlı saldırıları aralıksız devam etmektedir. katliamlara her gün yenileri eklenmektedir. Gazze'deki tablo kahredicidir. 26 Mayıs'ta hassas mühimmatlarla vurulan insani bölgede çok sayıda masum acımasızca katledilmiştir. Hayata tutunmaya çalışan nice suçsuz günahsız insan resmen ateş altına alınarak yakılmıştır. İsrail savaş uçaklarıyla ölüm saçmıştır. Netanyahu yani 'caniyahu' başta olmak üzere İsrail yönetimini tüm öfkemle lanetliyorum. 

Beklentimiz İsrail'in katil başbakanı ve savunma bakanı hakkında ülkemizin bir an evvel yakalama kararı çıkarmasıdır. Seri ve zincirleme yaptırımları esas alan köklü müdahalelerin tam vaktidir. İslam ülkeleri ayağa kalkmalıdır. Zulüm karşısında tarafsızlık diye bir şey olamaz. Gazzeli çocuklar açlıktan kırılıp bayramlık kıyafet yerine kefen giyerken, milyar dolarlar içinde kulaç atan, Allah'tan korkuyu sadece sözde hatırlayan bazı İslam ülkelerinin bohem yöneticileri, gece yastığa başlarını koyduklarında gerçekten huzur duyabiliyorlar mı? 

Soykırım karşısında sessiz kalanlar, destek sağlayanlar dünya barışına İsrail ile birlikte karşıdır. Tedbirler yerine cezalandırıcı ve askeri yaptırımları esas alan köklü müdahalelerin tam vaktidir. Sessiz çoğunluk İsrail'in karşısındadır. Kınama mesajları ile oyalanmak yerine somut adımların atılması dışında seçenek kalmadı. İslam ülkeleri ayağa kalkmalıdır.

"Türkiye Filistin için öncü rolünü artırmalı"

Cumhurbaşkanımızın yüzde 10'u kadar Filistin davasının arkasında durabildiler mi? Türkiye öncü rolünü üst seviyeye taşımalı, masumların lehine doğrudan devreye girmelidir. 3 ülkenin tanıma kararı milletimizin yüreğine su serpmiştir. Başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devleti mutlaka tanınmalıdır. İnsan haklarına bağlıyım diyen hiçbir devlet duyarsız kalamaz, kalmamalıdır. Filistin'in tanınması çığ gibi büyümelidir. Filistin topraklarından soykırımcı İsrail bir an önce çekilmelidir. ABD insani ve tarihi sorumluluktan kaçmamalıdır. Tutuklama talebine ABD'nin tepkisi bir zırvadır.

ABD Suriye'nin kuzeyinde yeni bir oyun kurmaktadır. Suriye'nin kuzey doğusunda 11 Haziran'da sözde bölgesel seçimler yapılacak. Bu Türkiye'nin bölünmesinde yeni aşama demektir. Bölücü örgütün Rojova adı ile tarif ettiği yerde ABD'nin teröristlerle diyaloğu stratejik önemde gördüğü açıktır. Türkiye Suriye yönetimi ile karşılıklı el ele vererek işbirliği köprüsü inşa ederek terör örgütünün istilasına müsaade edilmemelidir. 

Askeri operasyonlarla terörizmin kökü kurutulmalıdır. İhanete geçit yoktur. ABD'nin terörizmi politik enstrüman olarak kullanması rezalettir. ABD'nin komşu coğrafyalarda teröre verdiği destek Türkiye'ye aşırı tehdittir. Türkiye sömürge ülkesi ya da ABD'nin 51. eyaleti değildir, olması da mümkün değildir.

"ABD savaş uçaklarını vermeli"

Türkiye'nin başvurduğu savaş uçaklarının temin süreci hızlandırılmalıdır. ABD Afganistan'da yaptığı gibi Suriye ve Irak'tan derhal çekilmeli. Gayrimeşru tavırdan vazgeçmelidir. FETÖ'nün ABD'ye yuvalanmış mensupları Türkiye'ye teslim edilmelidir. ABD özellikle PKK, PYD ile bağını koparamıyorsa bu teröristleri kendi ülkelerine taşıyarak terör eyaleti kurması teklifimizdir. Alsınlar ihanetin sefasını sürdürsünler, toprak verip besleyip pışpışlasınlar ve kendi arkalarından vurulacakları beklemeye koyulsunlar.

Şam ile iş birliği mesajı

Şam ile iş birliği kurulmalı. Bölücü terör örgütünün kaynağında Türkiye ile Suriye'nin eşgüdüm halinde yapmalarını önerdiğim askeri operasyonlarla kökü kurutulmalıdır.

"Özel, DEM korkusuyla yüzleşsin"

Türkiye'de anormal bir şey yoktur. Ülkemizde normal olmayan sadece inkar ve ihanet taraftarlarıdır. Kutuplaşalım ve kavgaya tutuşalım demiyoruz fakat normalleşme ve yumuşama kelimelerin her meselenin başına iliştirilip hedeflerimizden ödün isteniyorsa kimse boşuna çabalamasın. Normalleşmesi, milli ve ahlaki normlara uyması gereken muhalefet partileridir.

Özgür Bey'in durgun olup olmadığını bilmiyorum ama yumuşama için önce DEM korkusuyla yüzleşmesini, adam gibi duruş göstermesini kendisine tavsiye ediyorum. Saçma sapan sorularla, abuk subuk iddialarla, seviyesiz ve ölçüsüz ifadelerle bizim geri adım atacağımızı falan düşünüyorsa yanıldığını, yanlışa kapıldığını, çürük tahtaya küflü çivi çakmakla meşgul olduğunu bir gün mutlaka anlayacaktır. Terörist Demirtaş'ı savunanların bize normalleşme cakası satması, 6-8 Ekim ihanetini aklamaya çalışanların yumuşama masalı anlatması, kümese girip tavuk haklarını savunacağım diyen tilki kadar inandırıcı ve kayda değerdir. 

MHP ve Cumhur İttifakı'nın duruşu bellidir. 31 Mart'tan sonra biti kanlananları uyarıyorum, dikkat etsinler, bitli baklanın bizim pazarda alıcısı yok. Biz akşama karşı gitmeyiz, hem örgüt ile aynı kareye girip sarmaş dolaş olmanın hem de normalleşmenin akıl alır yanı yoktur. Gayelerini iyi biliyoruz. Hiçbir tezgah ve algı düzeni Türkiye'ye hizmet kararlılığımızı sekteye uğratamayacaktır. 31 Mart'tan sonra biti kanlananları uyarıyorum bitli baklanın bizim pazarda alıcısı yoktur. Cumhur İttifakı güvencedir. Sosyal medya yalanlarına bel bağlayan siyaset meddahlarının nasıl da eriyip gideceklerini yakında herkes görecektir. 2 Haziran'daki seçimlerde Cumhur İttifakı milletimizin teveccühüne mazhar olacaktır. Demokratik erdem ve güven içinde seçim yapılarak Pınarbaşı'mız yola devam diyecektir. Pınarbaşı büyüyecek, Türklük anıtı yaşayacak, Cumhur İttifakı var olacaktır. 

Muhabir: Ziya Burak Erol