Haber Merkezi - Anayasa Mahkemesi, Türk Ceza Kanunu’nun 220 maddesinin 6. fıkrasında yer alan "Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır. Örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir. Bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır"  kuralını, Anayasa'ya aykırı bularak iptal etti. Gerekçe olarak “Bu suçtan ceza alanların örgüte üye oldukları kanıtlanamamasına rağmen örgüte üye olanlardan daha fazla hapis cezasıyla cezalandırılıyor olmalarını" gösteren yüksek mahkeme boşlukta olmaması için Meclis’e 4 ay süre verdi ve iptalin bu sürenin sonunda yürürlüğe girmesini kararlaştırdı. 

Örgüt bağı belirsizliğine dikkat çekildi

Patnos Ağır Ceza Mahkemesi ve İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, "Sanıklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan açılan davalarda itiraz konusu kuralın Anayasa'ya aykırı olduğu" gerekçesiyle AYM'ye iptal başvurusunda bulundu. AYM yargılamalarda örgüte üye olmak ve örgüt adına suç işleme fiillerinin arasındaki belirsizliğe dikkat çekerek, "İlke olarak kişinin silahlı örgüte üyelikten cezalandırılabilmesi için eylemlerinin sürekliliği, çeşitliliği ve yoğunluğu veya bu özellikler olmasa dahi suçun niteliği ile örgütün amacına ulaşma bakımından ancak örgüt üyeleri tarafından işlenip işlenemeyeceği gözetilmeli; örgütle organik bir bağının bulunduğu ve örgütün hiyerarşik yapısı içinde bilerek ve isteyerek hareket ettiği yeterli bir gerekçeyle gösterilmelidir" dedi.

İfade özgürlüğü vurgusu

Davalarda kullanılan "örgüt adına" tabirinin net olmadığını bu şekilde ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşleri haklarına etkisini değerlendren AYM, "Kuralın bir temel hakla bağlantısı olmayan suçlar bakımından da uygulanması mümkün olmakla birlikte işlenen suçun temel hakların kullanımıyla ilgili olması durumunda kuralda yer alan örgüt adına kavramının belirsizliğinden kaynaklı geniş yorumu nedeniyle kuralla ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı ya da örgütlenme veya din ve vicdan özgürlüğü gibi temel haklar üzerinde güçlü bir caydırıcı etki yaratılmaktadır" dedi.

Keyfiyet ihtimaline dikkat çekildi

AYM kararlarda somut delil vurgusu da yaptı: "Takdir yetkisi kapsamında belirli ağırlığa sahip suçların örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına işlenmesi hâlinde suçun temel şeklinden farklı bir ceza yaptırımının öngörülmesi veya suçun niteliğinin değişmesi de mümkündür. Ancak itiraz konusu kuralın, örgüt üyeliğine dair herhangi bir somut delil bulunmadan ve işlenen suçun niteliği ve ağırlığı itibarıyla örgütün amacına ne surette katkıda bulunduğu da dikkate alınmadan kişilerin örgüte üye olmak gibi son derece ağır bir suçtan cezalandırılmalarına neden olacak şekilde geniş yorumlanmaya müsait olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla kuralın kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarını önleyecek şekilde belirli ve öngörülebilir nitelikte olmadığı ve bu yönüyle kanunilik şartını taşımadığı sonucuna ulaşılmıştır."

Bu kapsamda yüksek mahkeme TCK 220'nin 6'ncı fıkrasındaki ilk üç cümlede düzenlenen kuralının iptaline karar vererek, TBMM'ye yasanın tekrar görüşülmesi için 4 ay süre verdi. Meclis yeni bir düzenleme yapsa da aralarında Cumhuriyet gazetesi davasında bu suçtan ceza alan TİP Milletvekili Ahmet Şık’ın da bulunduğu çok sayıda sanığın dosyası yeniden ele alınacak. 

İstanbul Barosu: OHAL uygulamalarını aratmayan sahneler yaşadık İstanbul Barosu: OHAL uygulamalarını aratmayan sahneler yaşadık

Editör: Ahmet Çağatay Bayraktar