Güncel

AYM'den kaçak yapıların yıkımına mahkeme yolu

Yüksek Mahkeme, Gecekondu Kanunu’nda yer alan belediyelere “kamu arazileri üzerine inşa edilen kaçak yapıların hiçbir karar alınmasına lüzum kalmaksızın yıkma" yetkisini veren düzenlemeyi iptal etti.

Abone Ol

Haber Merkezi - Anayasa Mahkemesi (AYM), kamu arazileri üzerindeki kaçak yapıların belediyelerce “karar almaksızın yıkma” yetkisi veren yasayı iptal etti. Kararın gerekçesi olarak inşa edilen binaların kaçak da olsa maddi bir değeri olduğu belirtildi. 9 ay sonra yürürlüğe girecek olan karara göre TBMM’de yeni bir düzenleme yapılmazsa, belediyelerin kaçak yapılarla ilgili yıkım kararları mahkemeye taşınacak. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 5 yıllık görevi süresince Üsküdar sahilindekiler çoğunlukta olmak üzere birçok kaçak yapının yıkılması kararını vermişti. 

Resmi Gazete’de yayımlanan AYM kararına göre İstanbul 7. İdare Mahkemesi, bakmış olduğu bir davada, 775 sayılı Gecekondu Kanunu’nun 18. maddesiyle, belediyelere “kamu arazileri üzerine inşa edilen kaçak yapıların hiçbir karar alınmasına lüzum kalmaksızın yıkma” yetkisi veren düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptalini talep etti. Mahkemenin gerekçesinde, yıkım kararının herhangi bir yazılı işlem tesis edilmeden ve yargı yolu gösterilmeden alınabilmesi nedeniyle “hak arama özgürlüğü, mahkemeye erişim ve etkili başvuru hakkının ihlal edildiği” ileri sürüldü.

Başvuruyu inceleyen Yüksek Mahkeme de 775 sayılı Gecekondu Kanunu’nun 18. maddesinin iptaline hükmetti. Oy birliği ile alınan kararın gerekçesinde, “ruhsata aykırı dahi olsa, özel kişiler adına kayıtlı olmayan taşınmazlar üzerinde kamu makamlarının bilgisi ve zımni onayı dâhilinde özel kişiler tarafından oluşturulan ve uzun yıllardır müdahale olmaksızın kullanılan yapının kullanılmasından kaynaklanan ekonomik değerin Anayasa çerçevesinde bir mal varlığı değeri ve dolayısıyla bir mülk oluşturduğu” ifadeleri kullanıldı. Kararda, Anayasa’ya göre hak ve hürriyetleri ihlâl edilen herkesin yargısal yollara başvurma imkanına sahip olduğuna yer verildi.

Kaçak yapıların yıkılmasının idare açısından yasal bir yetki ve sorumluluk bulunduğuna da yer verilen kararda, “Bununla birlikte izinsiz ve kaçak olarak inşa edilen binaya ilişkin yıkım kararı alınması ve uygulanması durumunda söz konusu taşınmazın kullanım imkânı ve kullanılmasından kaynaklanan ekonomik menfaatin tamamen ortadan kalkacağı gözetildiğinde, yıkım kararının ve bu kararın uygulanmasının hukuka aykırı olduğunun ilgililer tarafından ileri sürülmesi ve iptali için yetkili makama (mahkemelere) başvurma imkânının sağlanmasının da Anayasa gereği olduğu" belirtildi.

"Denetim yolları açık olmalı"

Yıkım kararının hukuka uygun olup olmadığının denetimi noktasında idari ve yargısal yollara başvurma imkânının açık olmasının “zaruri” olduğu vurgulanan kararla, belediyelerin hiçbir karar alınmasına lüzum kalmaksızın” kamu arazilerindeki kaçak yapıları yıkım yetkisi verildiği, böylece ilgililere yıkım işleminin tebliğ edilerek bildirilmesinin de söz konusu olmayacağı ve bu durumda ilgililerin yıkım işleminden ancak yıkımın gerçekleştiği anda veya yıkım sonrasında haberdar olabileceği belirtildi

"Güvencelere yer verilmediği görüldü" 

Kararda şu ifadelere yer verildi: “Bu durumda ise herhangi bir yıkım kararı alınmadan yıkım eylemi gerçekleştirileceğinden yıkım eyleminden önce yıkım işleminin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla dava açılması mümkün olmayacaktır. Diğer bir ifadeyle, dava konusu kuralla yıkım işlemi tesis edilmemesi öngörülmek suretiyle idarenin yıkım kararı alması yolundaki iradesinin iptal davasına konu edilmesi önlenmektedir. Bu itibarla kuralda, kamu arazisi üzerinde izinsiz bir yapının inşa edildiğinin veya inşasının devam ettiğinin tespit edilmesi durumunda yapının yıkılmasına ilişkin işlem tesis edilmesi ve ilgilinin hakkında tesis edilen işlemin içeriğinden haberdar edilmesi suretiyle bu isleme karşı kullanabileceği dava açma hakkının korunmasını sağlayacak güvencelere yer verilmediği görülmüştür.

Mülkiyet hakkına işaret edildi

İlgililerin yıkım eyleminin gerçekleşmesinden sonra dava açma imkânı bulunmakta ise de bu aşamada yıkım kararı uygulanmış ve yıkım gerçekleşmiş olacağından, açılan davada verilecek muhtemel bir iptal kararının yıkım filiyle ortaya çıkan hukuki sonuçların ortadan kalkmasını sağlayacak niteliğe sahip olmayacağı açıktır. Zira bu aşamada yıkım kararına karşı açılan iptal davasında verilecek muhtemel bir iptal kararının fillen uygulanma imkânı kalmadığından iptal davasından beklenen sonucun elde edilmesi de mümkün değildir. Bu yönüyle kural, yıkım kararının hukuka uygun olup olmadığının iptal davası yoluyla incelenmesine imkân sağlayan başvuru yolunun işlevsiz hale gelmesine yol açtığı sonucuna varılmıştır. Bu itibarla kural, Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakki ile bağlantılı olarak Anayasa’nın 40. maddesinde düzenlenen etkili başvuru hakkına aykırılık oluşturmaktadır”

Mahkeme süreci beklenecek

Yüksek Mahkeme’nin 9 ay sonra yürürlüğe girecek kararına göre belediyeler yıkım kararlarını ilgililere tebliğ etmesi gerekecek. Bu durumda da kaçak yapı sahiplerinin yıkım kararına karşı iptal davası açması söz konusu olacak. Böylece davadan bir sonuç çıkana kadar yıkım kararının uygulanması da mümkün olmayacak.