Alican Uludağ


Türkiye Denizcilik İşletmeleri Anonim Şirketi ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğüne ait bazı limanlardan, 49 yıldan az süreli işletme süresi olanlarının sözleşme süresi, daha önce ihalesiz olarak 49 yıla uzatılmıştı. Anayasa Mahkemesi de bu düzenlemeyi 2022 yılında iptal etmişti. O iptalin gerekçesinde, düzenlemenin "serbest rekabet ve eşitlik ilkeleriyle bağdaşmadığı, bu suretle fıkraya konu limanların gerçek özelleştirme değerlerinin altında kalabileceği ve yaratılan farklı muamelenin ölçüsüz olduğu" vurgulanmıştı. 


Ancak iktidar, AYM'nin iptal gerekçelerini dikkate almayarak 22 Aralık 2022 tarihinde TBMM Genel Kurulu'nda benzer bir düzenleme daha çıkardı. Bu düzenlemeyle de limanların işletme süresi bir defaya mahsus olmak üzere 49 yıla kadar uzatılıyordu. Bunun için şirketlerin kanunun yayımlandığı tarihten itibaren en geç 15 gün içerisinde ilgili belgelerle birlikte başvurması yeterli oluyordu. ayrıca ek sözleşme ile ilgili olarak Danıştaydan görüş alınmayacağı da kanuna eklenmişti.


Bunun üzerine CHP, düzenlemenin iptali talebiyle Anayasa Mahkemesine başvurdu. Yüksek Mahkeme, bu limanların sözleşmesinin ihalesiz olarak 49 yıla çıkarmasına ilişkin düzenlemeyi bir kez daha iptal etti.     
İptal kararının gerekçesinde şöyle denildi:

İsrail'den Yemen'de hava harekatı İsrail'den Yemen'de hava harekatı


"Dava konusu kuralda da TDİAŞ ve TCDDİGM’ye ait bazı limanların işletme hakkı verilmesi/devri yöntemiyle özelleştirilmeleri neticesinde imzalanan kırk dokuz yıldan az süreli özelleştirme sözleşmelerinin taraflarına belirli şartların yerine getirilmesi hâlinde ek sözleşme imzalamak suretiyle bu sözleşmelerin sürelerini kırk dokuz yıla kadar uzatma imkânı tanınmaktadır. Dolayısıyla kuralın Anayasa Mahkemesinin anılan kararına konu fıkrayla benzer nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. Bu bağlamda ek sözleşme bedelinin hesaplanması ve sözleşmeye aykırılık hususlarında karara konu fıkraya nazaran yeni ve çok daha ayrıntılı düzenlemeler öngörülmüş ise de anılan iptal kararında belirtilen gerekçelerin karşılanmadığı görülmektedir. Bu itibarla kural yönünden Anayasa Mahkemesinin söz konusu kararından ayrılmayı gerektirir bir durum bulunmamaktadır."

Muhabir: Alican Uludağ